'Savaş kışkırtıcısı Seselj kararı büyük fiyasko'

'Savaş kışkırtıcısı Seselj  kararı büyük fiyasko'

Süddeutsche Zeitung'un internet portalındaki sığınmacılara ilişkin yorumda “Değerler, Batı hümanizmi nerede” diye soruluyor. Yorumun devamında özetle şu görüşlere yer veriliyor:

“Cenevre’deki sığınmacılar konferansında BM varlıklı ülkelerin de artık Suriyelileri ülkelerine kabul etmeleri için çaba sarf ediyor. Suriye’den kaçan toplam 4,8 milyon sığınmacının yüzde 10’unu, yani 480 bin sığınmacıyı sanayi ülkelerinin alması talep ediliyor. Avrupa’nın ‘Şu anda olmaz’ tavrını hâlâ savunması, savaş bölgelerinin yakınlığı nedeniyle mümkün değil. Ama sığınmacılar ABD ya da Japonya gibi refah ülkelerinin kapısına dayanmadığı için onlar bu tavrı sürdürmeye devam ediyor. İster Suriyeli ister Roman ister Somalili… Bu sığınmacıları (coğrafi konumları nedeniyle) zaten yoksul olan ülkeler almak zorunda kalacak. Yoksul ülkeler daha yoksullaşacak, zenginler daha zenginleşecek. İstikrarlı olmayan ülkelerin yurtsuz kalmış insanları kabul etmesine göz yummak, yeni krizlerin doğmasına ve yeni sığınmacı dalgalarına yol açmak anlamına gelecektir. Refah ülkelerinde yaşayan insanlar bu dalgalanmaların kendilerine yansımayacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar.”

Berlin’de yayımlanan Die Tageszeitung adlı gazete ise internet portalında Belçika’daki terör saldırılarını yorum sütunlarına taşımış. Almanya’da birçoklarının Belçika’daki terör soruşturmalarını alaya aldığını belirten gazete, Almanya’da da soruşturma bilançolarının pek içaçıcı olmadığını belirtiyor ve yorumunu şu ifadelerle noktalıyor:

“Türkiye, El Bakravi’yi zamanında Hollanda’ya sınırdışı ettiğinde Belçika’nın hemen tepki göstermemiş olmasını Almanya’da birçokları alaya alıyor. Aslında bu gerçekten vahim bir hataydı. Zira Belçika güvenlik birimleri zamanında tepki gösterseydiler belki de Belçika’daki terör saldırıları önlenebilecekti. Ama Alman güvenlik daireleri de pek farklı değil. Nitekim Hamburglu terör hücresinin 11 Eylül saldırılarına hazırlandığını gözden kaçırmışlardı. NSU terör hücresi konusunda da uzun süre uyudular. O yüzden Almanya'nın çuvaldızı önce kendine batırması gerekir.”

Balkanlardaki iç savaşta Hırvat ve Müslümanlara karşı savaş suçu işlediği iddiasıyla Lahey'deki BM'ye bağlı Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Sırp milliyetçisi Vojislav Seselj, delil yetersizliğinden beraat etti. Neue Osnabrücker Zeitung'un konuya ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Büyük bir fiyasko! İddianamenin Sırp savaş kışkırtıcısı Vojislav Seselj hakkında delil toplamak için dünya kadar zamanı vardı. Yargılanan bu kişi 11 yıl tutuklu kaldı. Buna rağmen kişisel suçu ispatlanamadı. Bu, kurbanların ve yakınlarının suratına indirilmiş bir tokat gibidir. Ondan dolayı bu sonucu bir ayıp olarak gördüklerini söylüyorlar. Dahası Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bu beklenmedik kararı Sırbistan'daki aşırı sağcı milliyetçilerin zaferi anlamına geliyor. Seselj, bu çevrelerin baş adayı olarak Nisan'da seçime giriyor. Bir savaş suçlusunu cezalandırmak yerine, istemeden de olsa dünden kalma bir kışkırtıcıya seçimlerde yardım işlevi görülmüş oldu.”

Reutlinger General-Anzeiger gazetesinin aynı konudaki yorumu da şöyle:

“Beraat kararı ikinci sınıf bir karardır. 1990'lı yıllarda Balkanlar'da uyguladığı söylenen mezalim ve savaş suçlarına ilişkin iddialar konusunda yeteri kadar delil toplanamadı. Eski Sırp lider Karaciç'in yargılanmasında kaydedilen başarı, ıslah olmaz Sırp milliyetçisi Vojislav Seselj konusunda işlememiştir. Özensiz soruşturmalar, yetersizlikler ve ihmaller yıllarca devam eden soruşturmalara ve 10 yıl süren davaya eşlik etmiştir.”