Eski Irak Cumhurbaşkanı, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani, sağlık kontrolleri için gittiği Almanya'da hayatını kaybetti.
Kürtlerin 'Mam Celal (Celal Amca)' diye hitap ettiği Talabani, 83 yaşındaydı.
Talabani, 17 Aralık 2012'de Bağdat'ta beyin kanaması geçirmiş, bir gün sonra ambulans uçakla Almanya'nın başkenti Berlin'e sevk edilmişti. Talabani 579 günlük tedavinin ardından 20 Temmuz 2014'te Süleymaniye'ye dönmüştü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Talabani'nin vefat haberinin ardından merhumun eşi Hero Talabani'yi ve oğlu Kubat'ı telefonla aradı. Erdoğan'ın Talabani'ye Allah'tan rahmet, geride kalan aile bireylerine ve yakınlarına ise sabır ve başsağlığı dilediği belirtildi.
Talabani’nin ölümünün ardında HDP’nin resmi Twitter hesabından paylaşılan mesajda, “Bütün hayatını Kürt halkının özgürlük mücadelesine adayarak tarihteki onurlu yerini alan Celal Talabani’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve Kürt halkına başsağlığı diliyoruz” denildi.
Ahmet Türk: Mam Celal bunun için uğraşıyordu; Kürtler birlik olmalı
Ahmet Türk, Talabani ile 35 yıllık bir tanışıklığının olduğunu belirterek, “Kürt halkı için acı bir gün” dedi. Mezapotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Türk, şunları söyledi: “Kürdistan tarihinde Talabani’nin yeri başkaydı. Demokrasiye olan inancı ile onurlu bir kişiydi. Kürt halkının geleceği için çok hizmet etti.
Çok defa misafiri olduk. Her şekilde halkına hizmet etti. 1993 yılında barış için Başkan Abdullah Öcalan’ın yanına gitmiştik. Ateşkesi sağladık o dönem. Hasta olduğu zaman da yanına gittim. Fakat şimdi cenaze törenine, hakkımda yurt dışı yasağı bulunduğu için katılamıyorum. Değerli kardeşim ve arkadaşımın cenaze merasimine katılamıyorum.
Ortadoğu’da kötü bir durum söz konusu. Kürtler eğer birlikteliğini yakalayamazlarsa daha kötü bir duruma doğru sürüklenecekler. Mam Celal bunun için uğraşıyordu. Kendisi katılamazsa bile partisi bu çalışmalara katılıyordu. Güney Kürdistan’ın dostu olduğunu söyleyenlerin bugün yapılan referanduma nasıl yaklaştığını görüyoruz. Kürt siyasetçiler de bunu gözden geçirmeli. Birliğimizi sağlamalıyız. Birliktelik Mam Celal’in hayaliydi.”
Celal Talabani kimdir?
Irak siyasi tarihinin ve bölgede yaşayan Kürtlerin en önemli siyasi figürlerinden biri olan Celal Talabani 1933 yılında Kuzey Irak’ın Kelkan şehrinde doğdu. Lise eğitimini Erbil ve Kerkük’te tamamlayan Talabani’nin Kürt siyasi hareketine katılışı 1950’li yılların başlarında gerçekleşti.
Talabani bu dönemde, Kürdistan Demokrasi Partisi’ne (KDP) bağlı Kürdistan Öğrenci Birliği’nin kurucusu üyesi ve başkanı oldu. 1950’li yılların sonlarına doğru, Kürt hareketinin önemli isimlerinden Mustafa Barzani tarafından hukuk öğrenimi görmesi için Suriye’ye gönderildi.
1961 yılında Irak’ta Abdülkerim Kasım hükümetine karşı gerçekleşen Kürt isyanına katılan Talabani, Şubat 1963'te Kasım’ın darbeyle devrilmesinin ardından ülkenin yeni lideri olan Abdüsselam Arif’le müzakereleri yönetecek Kürt delegasyonunun başına getirildi.
Talabani ile KDP’nin başkanı olan Mustafa Barzani arasındaki fikir ayrılıkları 1975 yılına gelindiğinde en üst seviyeye ulaştı. Bunun üzerine Talabani, ilerleyen dönemde kayınpederi olacak İbrahim Ahmed’in önderliğinde kurulan bir gruba katıldı.
Aynı yıl kendisi gibi düşünenlerle birlikte Kürdistan Yurtseverler Birliği’ni (KYB) kurdu. Talabani, KYB’nin sosyalist bir parti olacağını, KDP’nin yürüdüğü aşiret çizgisinden uzak olacağını söyledi. KYB, 1976 yılında Bağdat hükümetine karşı silahlı mücadeleye başladı. 1988 yılında Irak hükümetinin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanmasıyla KYB ağır bir yenilgi aldı. Barzani ve KDP’ye Türkiye sahip çıkarken, Talabani İran’a sığınmak durumunda kaldı.
Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve bunun üzerine Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak’a müdahelesi ile başlayan Körfez Savaşı’nın 1991 yılında patlak vermesiyle, Talabani’nin siyasi kariyeri farklı bir boyuta taşındı.
Irak’a müdahele eden Batılı kuvvetlerin kuzeyde güvenli bölgeler kurmasıyla KDP ve KYB arasındaki buzlar kısmen eridi ve 1992 yılında Irak Kürdistan Özerk Bölgesi kuruldu. Ancak taraflar arasındaki uzlaşma ortamı fazla uzun sürmedi ve 1994 yılında iki ayrı güç arasında çatışmalar başladı. ABD’nin yoğun girişimleriyle Talabani ve Mesut Barzani 1998 yılında Washington’da bir barış anlaşması imzaladı.
Talabani, ABD ve İngiltere önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin bir askeri harekâtla Irak'a girmesiyle başlayan süreçte ABD’ye en yoğun desteği veren Kürt politikacılardan biri oldu.
Türkiye’de 1984 yılında Türkiye’deki Kürtlerin kurduğu PKK örgütü de sosyalist tabanlı. KYB, Türk devleti ile PKK’nın savaşında PKK çizgisinde dururken, Barzani gerek yakın ilişkileriyle, gerek de PKK gerillalarını ihbar ve durdurmaya yönelik oluşturulan koruculara yaptığı yardımla Türk devletini destekledi. Türk devleti ile PKK arasında son 30 yıldır ara ara gündeme gelen barış ve uzlaşma süreçlerinde, PKK’ya yakınlığı sebebiyle Talabani de arabuluculuk görevi üstlendi.
Eski Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1991 yılında barış için attığı en önemli ilk adımda süreç, Celal Talabani üzerinden yürümüştü. 2005-2006 yılları arasında atılan ve ‘Oslo süreci’ olarak bilinen diğer adımda da, Talabani’nin rolü belirleyici olmuştu. 2012 yılında son barış süreci başlamadan önce de MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o sırada Berlin’de tedavi gören Talabani’yi ziyaret ederek sürecin başlaması üzerine görüşmüştü.
Celal Talabani’nin 2000 yılından beri Ankara’da bir temsilcisi de bulunuyor.
ABD’nin, 2003 yılında bir kez daha Irak'a müdahalesinde ve idam edilen eski Irak lideri Saddam Hüseyin’i devirmesinde Talabani ve diğer tüm Kürt unsurların büyük katkısı oldu.
Talabani, 2003 yılında yakalanan Saddam’ın yargılandığı süreçte, Irak’ın yeni anayasası ve yapılanma sürecini hazırlayan Irak Yönetim Konseyi’nin üyelerinden biri oldu. Söz konusu konsey yeni anayasa çalışmalarını 2004 yılına kadar yürüttü.
Talabani, 6 Nisan 2005 tarihinde Irak Ulusal Meclisi tarafından cumhurbaşkanı seçildi. 22 Nisan 2006 tarihinde ise, yeni anayasa altında oluşturulan Irak meclisinin seçtiği ilk cumhurbaşkanı oldu ve görevinin ikinci dönemi başladı.
Beyin kanaması ve Almanya'da tedavi
Mart 2012’de Amerika’dayken beyin kanaması teşhisiyle hastaneye kaldırılan Talabani, oradan Almanya’daki bir hastaneye sevk edilmiş, iyileşmesinin ardından Süleymaniye’ye geri dönmüştü.
Irak’ta 2012 yılı sonlarında Kürdistan Özerk Bölgesi ve Bağdat’taki merkezi yönetim arasında çıkan sorunları çözmek için yoğun çaba gösteren Talabani, 18 Aralık 2012’de KBY Lideri Mesud Barzani ile görüşmek üzere Bağdat’tayken bir beyin kanaması daha geçirdi.