Savash Porgham, İran ve Orta Doğu üzerine çalışan bir gazeteci. Farsça, Arapça konuşuyor; bu dillerde yayın yapıyor. Porgham'la, ABD'nin Suriye'deki askerlerini geri çekeceğini duyurduğu bir gündemde Ankara’ya gelerek Cumhurhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin sebeb-i ziyaretini konuştuk .
Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Fırat’ın doğusuna operasyon yapabiliriz” açıklamasına Trump’ın "Askerlerimizi Suriye’den çekiyoruz" kararının eklendiği şu günlerde Ruhani neden geldi?
İki temel sebebi var. Öncelikle pek üstünde durulmayan sebebi ile başlayalım. Ruhani Cumhurbaşkanı olduğundan beri en sıkıntılı dönemini yaşıyor şu ara. 4 bakanı azledildi. Dışişleri Bakanı dahil olmak üzere bütün kabinesi nerdeyse gensoruyla azledilme süreciyle karşı karşıya. Temel sebebi bunun Amerika’nın nükleer anlaşmadan çekilmiş olması, İran’a iki aşamalı büyük ambargoların başlamış olması. İkinci aşama 4 Kasım'dan sonra başladı. Bu durum İran’ın ekonomik dar boğazını daha da sıkıntılı hale getiriyor. Bu nedenle Ruhani ekonomi ağırlıklı bir heyetle Ankara’ya geldi. Ruhani, siyasetten öte temel ekonomik sıkıntıları nedeniyle görüşmeler yapacak.
Kendi kamuoyuna 'ticari ilişkililerimizi geliştiriyoruz, iş birliklerini geliştiriyoruz' mesajı mı veriyor bu ziyaretle?
Amerika nükleer anlaşmadan çekildikten sonra Ruhani’nin eli radikal muhafazakarlara karşı çok zayıfladı. Bunun da temel argümanı şu; Ruhani’ye diyorlar ki, “Siz uluslararası anlaşmaları beceremiyorsunuz." Ruhani ise Ankara’dan radikal muhafazakarlara şu mesajı veriyor, “Hayır aslında ben hala masadayım ve ekonomik bağlamda güçlüyüm. Amerika’nın ekonomik ambargolarını uygulamayacağını söyleyen bir Türkiye ile masada oturuyorum." İçeriye yönelik çok önemli bir mesaj vermiş oluyor. Güven tazeleme diyebiliriz.
Zamanlaması nedeniyle ilginç tabii. Trump Suriye’den askerlerini çekeceğini açıkladı, Türkiye’ye Patriot füzelerinin satışı onaylandı, Rusya'dan da S-400'ler geliyor. Ruhani’nin ziyaretinde Suriye’de muhakkak gündemde olacak...
Evet dün adeta bir enformasyon bombardımanına uğradık. Ancak işin Amerika bağlamında da çok kolay olmadığını gördük çünkü Beyaz Saray Suriye’den çekiliyoruz mesajı verdi, ardından Pentagon "Durun bakalım bizim haberimiz yok bundan, biz ortaklarımızla orada çalışmaya devam ediyoruz" dediler. Ardından Dışişleri Bakanlığı "Evet çekileceğiz" dedi, haberi doğruladı. Biz Trump’ın siyasi iradesiyle Amerikan güvenlik bürokrasisinin aynı düşünmediğini görüyoruz. Gerçekten Amerikan askerleri çekilir mi? Çekilirse bu sahaya nasıl yansır bilmiyoruz.
Bugüne kadar, "İran orada olduğu sürece askerlerimizi çekmeyiz, çıkmayız" demiyorlar mıydı zaten. Askerler çekilirse İran’a yeni yıl hediyesi olur herhalde.
Amerika’nın askerlerini Suriye’den tamamen çekmesinin altına şerh düşmek gerekiyor. Çünkü bu süreç Trump’ın siyasi iradesinin dışında ve onun isteğiyle yürümüyor. Esas etkili olan Pentagon ve Centcom. Trump’la kesinlikle aynı fikirde değiller. Onun için 3 ay, yüz günlük bir çekilme sürecinden bahsediyoruz. Bu süreç daha çok değişikliğe gebe ve su kaldırır. Köprünün altından farklı farklı sular akar. Onun için Amerika’nın Suriye’den çıkması bana çok gerçekçi gelmiyor. İran en önemli aktör bölgede. İran 8 yıldır 'Hizbullah' kanalıyla , 'Devrim Muhafızları Kudüs gücü' vasıtasıyla, Pakistan ve Afganistan'dan örgütlediği 'Fatimuyun ve Zeynebiyun Şii Tugayları' vasıtasıyla çok önemli bir aktör. Tek başına bir oyun kuramasa bile tek başına oyunu bozabilecek bir aktör. Biz Trump’ın gelir gelmez İran’ı çerçeveleyen bir politikasının da olduğunu gördük. Nükleer mutabakattan çıkarak bunu pekiştirdi. İran hala bütün unsurlarıyla Suriye’de çok güçlü bir haldeyken Amerika’nın Suriye’den çıkabilmesi, çıkmak istemesi çok mümkün değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her an operasyon başlayabilir açıklaması da herhalde gündemde olacaktır Ruhani ile yapılacak görüşmede?
Kesinlikle. Biz İran’ın Türkiye’nin Suriye içindeki operasyonlarına nasıl tepki verdiğini Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında gördük. İran, Türkiye ile Astana sürecini birlikte yürüttüğü için ilk baştaki operasyonlara yüksek sesle tepki vermedi. Ama şunu biliyoruz İran ile Türkiye’nin bölgedeki çıkarları taban tabana zıt. Astana sürecinde ortakmış gibi gözüküyorlar ama Suriye içinde kırılgan bir yapıları var. Biri Beşar Esad’ın tamamen gitmesinden yana. Diğeri Esad’ın varlığı kalması üzerine politika inşa ediyor. Ortak çıkarlardan öte Suriye ‘de ortak kaygılar var.
En önemlisi Kürt meselesi. Yani Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin -Amerika’nın çekilmesi gerçekleşirse- ne yapacağı soru işareti? Yürüyen Astana sürecinde Türkiye'nin operasyonu ne kadar tolere edilebilir soru işareti. Rusya, Amerika’yı daha önce dengeleyici unsur olarak gördüğü için Türkiye’nin bazı operasyonlarına izin veriyordu. Şimdi düşünün Amerika bölgede yok artık. Çekilmeye başlarsa acaba Amerika’nın çekildiği bölgelerde Türkiye’nin orada bir güç haline gelmesini Rusya ve İran ister mi? Kesinlikle istemez.
Kürtlerin durumu ne olacak? Dün Amerika çekiliyor haberi geldiğinde ilk tepki, “Amerika Kürtlerden desteğini çekti" oldu. "Kürtler bir kez daha Amerika’dan kazık mı yiyorlar” sorusu soruldu. Bundan sonraki süreçte Kürtlerin pozisyonu, tepkisi ya da siyaseti nasıl olur be bölge ülkelerinin Kürtlere ilişkin siyaseti nasıl şekillenir?
Türkiye ve İran’ı Suriye’de birleştiren en büyük kaygı Kürtlerin orada bir özerklik ilan edip bir devlet haline gelmeleri. Bu, hem Türkiye hem de İran tarafından bir tehdit olarak görülüyor. Türkiye ve İran Kürtler konusunda ortak kaygılara sahip. Amerika’nın bir ihtimal bölgeden çekilmesi Kürtleri yeni arayışlara yöneltir. Daha önce de Kürtlerin Amerika'ya karşı Esad'la görüşme sinyali verdiklerini biliyoruz. Bu yeni durumda yani Amerika çekilirse ne olur? Eğer yalnız bırakılırlarsa Kürtler rejime ve Rusya’ya yönelirler. Astana süreci ve Anayasa yapma sürecini hesaba katarsak Rusya Kürtler için çok önemli aktör. Rusların Kürtlerin özerkliğine pek bir itirazının olmadığını taslak anayasa metinlerinde gördük. Beşar Esad'la yeni bir görüşme ve Esad’ın yeni Suriye’sinde farklı bir noktada olmak bundan sonraki süreçte Kürtler için yeni bir yol olabilir, eğer Amerika’nın desteğini kaybederlerse.
Manşet atacak olursak bu görüşmeye ne dersiniz?
“İran, ambargoyu delme peşinde." Ve, “Amerika bölgeden çekilirse Astana sürecinde dengeler değişir”, “Astana nasıl devam edecek." Bugünün Astana sürecindeki müttefikleri yarın karşı karşıya gelen düşmanları olabilir. Suriye çok kırılgan ve kimse birbirine güvenmiyor.
Ruhani’nin “Ambargoyu delme” isteğine Ankara nasıl cevap verir ? Delebilir mi?
Ambargoyu delme konusunda Türkiye’nin İran için ne kadar önemli olduğunu Rıza Zarrab davasında , Rıza Zarrab ‘ın mahkemede anlattığı ve çizdiği şemalardan gördük. Türkiye değerli olduğu için şu anda Halkbank ceza gölgesi altında. Türkiye’nin İran’a ambargoyu delmesi konusunda yardımcı olması eskisi kadar kolay olmayacaktır. Çünkü ne eski konjonktür var ne de eski algı var. Zor olacak destek vermesi. Resmi verilere göre 2018 yılında İran’dan Türkiye’ye 1 milyon 650 bin turist gelmiş ve bunlar ortalama 660 dolarla 1000 dolar arasında bir para harcamışlar günlük. Dolayısıyla ortak çok iş yapılıyor. Perde arkasında birtakım (küçükçapta) iş birliği adımları beklemek lazım.