Savaşın nedeni yine 'Demokrasi getirmek' olacak

Savaşın nedeni yine 'Demokrasi getirmek' olacak

FEHMİ KORU

(18 Mart 2012 star)

 

Fetihler dönemi bitti; bugünün dünyasında bir ülkeye başka ülkeler topraklarını işgal etmek üzere girmiyor. Ya ne için giriyor?

Günümüzün en önemli bahanesi ülkelere demokrasi getirmek: ABD Irak’a bu bahaneyle girdi 2003 yılında. Libya NATO güçleri tarafından aynı gerekçeyle bombalandı. Suriye’ye savaş açılacaksa sebebi yine ‘demokrasi getirmek’ olacak...

Amaçlarına ulaşmalarının ardından da sanki ülkelere demokrasi gelmiş gibi davranıyorlar... Buna göre Irak’ta Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatını taşıyan bir politikacının Başbakanın gazabından korunmak için kuzeydeki bölgesel yönetime sığınmak zorunda kalması... Ya da Libya’da rejim değişikliği öncesinden çok daha vahşi işkencelerin muhaliflere şimdilerde reva görülüyor olması... Demokrasinin silâhla ve bombayla gelebileceğine inananlar, bizlerin de inanmamızı isteyenler bakımından ‘demokrasi’ sayılıyor...

Suriye’de hiç kuşkusuz bir diktatörlük rejimi var; değişse Suriye’de yaşayanlar kadar bizler için de iyi olacak kötücül bir rejim bu. Baas Partisi 40 yıldır göz açtırmıyor Suriye halkına; iktidarını sürdürmek için şiddet kullanmaktan, baskıdan, zulümden ve işkenceden vazgeçmiyor. Daha fazla hak ve özgürlük istemek üzere sokaklara dökülen insanların üzerine kan ve ölüm yağdırmaktan da çekinmiyor.

Hepimize “Bir an önce müdahale edilsin de, daha fazla kan dökülmesin” dedirtecek bir noktaya geldi Suriye’de yaşananlar... Yarın öbürgün askeri müdahale olursa kimse şaşırmayacak...

Peki ya sonrası? Müdahale sonrasında Irak’ta ve Libya’da yaşananlar gönül okşayıcı mı? O ülkeler insanları şimdilerde öncesinden daha mutlu, huzurlu, müreffeh mi? Kendilerini daha güvende mi hissediyorlar? Demokrasinin nimetlerinden yararlanıyorlar mı?

Libya... Irak... Bir de Afganistan var. NATO üyesi olduğumuz için ISAF emrine askerlerimizi gönderdiğimiz Afganistan... Önceki gün helikopter kazasıyla 12 canı kurban verdiğimiz ülke... Orada neler oluyor, biliyor muyuz?

Geçen pazar günü Kandahar yakınlarındaki iki köy-de yaşananları anlatayım: Bir Amerikan askeri gecenin bir saatinde evlere girerek yakın mesafeden açtığı ateşle 16 kişiyi öldürdü. Dokuzu çocuk, üçü kadın olmak üzere 16 kişiyi...

Canavarın hayli deneyimli bir ‘profesyonel asker’ olduğu anlaşılıyor; tam üç kez Irak’ta görev yapmış, dördüncü kez yurtdışına savaş hattına gönderilmiş...

Ne yapıyor ABD askerleri Afganistan’da? İçinde Türk birliğinin bulunduğu bizim askerler ne yapıyor? Afgan halkını yanlış kişilerin yönetimine düşürmemek için nöbet tutuyorlar... Gerekçe, “ABD tarafından işbaşına getirilmiş, bütün ailesiyle ülkenin en paha biçilmez değerlerini soyup soğana çeviren bir kişiyi işbaşında tutma görevi yapıyorlar” biçiminde de ifade edilebilir.

İngiliz emperyal rüyalarının şairi Rudyard Kipling’in yüzyıl kadar önce ‘beyaz adamın misyonu’ dediği iş, yaptıkları...

‘Terörle mücadele’ bahanesine sarılıp ülke işgal ediliyor... ‘Kitle imha silâhları’ olduğu ileri sürülüp bir başka ülkeye giriliyor... Halkına zulüm ediyor diye bir başkasına... Gerekçe mi yok istendikten sonra?

Kurdun yemeye hazırlandığı kuzuyu suyu bulandırmakla suçlaması bunlarınkinden daha hakiki bir bahane...

Yutmuyoruz.