Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle tutuklandıktan sonra 2 Mart’ta tahliye edilen modacı Barbaros Şansal hakkında hazırlanan iddianamede "Sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil; kırıcı, şok edici veya rahatsız edecek olanlar için de geçerli sayılması ve bunun demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğunun vurgulandığı...” ifadesinin yer aldığını aktardı.
"Savcı, bu kararı hatırlattıktan sonra Şansal’ın sözlerinin 'bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğini' talep ediyor" diyen Yılmaz, "Bana kalırsa, savcı esasen Şansal’ın beraatını istemiş" diye yazdı.
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Damgasız oyların sayısı nedir?" başlığıyla yayımlanan (20 Nisan 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Barbaros Şansal’a, yılbaşında sosyal medyada paylaştığı bir videodaki sözler için “Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı. Şansal’ın 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor. İddianamede, AİHM kararına da atıf var, şöyle diyor: “(Düşünce ve ifade özgürlüğü) Sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil; kırıcı, şok edici veya rahatsız edecek olanlar için de geçerli sayılması ve bunun demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğunun vurgulandığı...” Savcı, bu kararı hatırlattıktan sonra Şansal’ın sözlerinin “bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğini” talep ediyor. Bana kalırsa, savcı esasen Şansal’ın beraatını istemiş. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin taraflarından biri ve AİHM yetkisini kabul ediyor. Bunlar uyulması zorunlu üst hukuk kuralları. Ancak belli ki “dönemin ruhundan” çekinmiş, hem Şansal’ın neden beraat etmesi gerektiğini AİHM kararlarına atıf yaparak satır arasında söylüyor, hem de mahkûmiyet istiyor. Türkiye’de, yargının düşürüldüğü duruma bakar mısınız?