Odatv, Yeniçağ ve Yeni Yaşam gazetesinden altı gazetecinin Libya'da şehit olan MİT mensubunun kim iddasıyla yargılandığı davanın iddianamesinde savcılık Anayasa Mahkemesi'nin 30 Aralık 2015 tarihli kararına atıf yaparak yapılanın suç olduğunu belirtti.Savcılığın atıfta bulunduğu kararın AYM'ye ait olmadığı ortaya çıktı.
Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2014 yılında açtığı MİT Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanunun iptaline yönelik iptal davası, 30 Aralık 2015'te karara bağlandı. Savcılık, hazırladığı iddianamede, AYM kararına atıf yaparak Suçun Maddi Unsurları kısmında, "Aynı maddenin dava konusu üçüncü fıkrasında ise denilmek suretiyle bu husus ayrıca bir başlık altında incelenmiş olup ifşa edilmiş olsa dahi Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı'nın görev ve yetkilerinden doğan faaliyetlerine ve bu faaliyetler kapsamında görev alan personellerine ilişkin bilgilerin yayımlanması, yayılması veya açıklanmasının ayrıca bir suç olarak düzenlenmesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verilmiştir." ifadelerine yer verdi. Ancak savcılığın atıf yaptığı kısım AYM'nin kararında yer almıyor.
Davada yargılanan gazetecilerden Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan savunmasında, iddianamede yer alan ifadelerin AYM kararında yer almadığını belirterek, "Savcılar diyor ki AYM ‘'daha önce ifşa edilmiş olsa dahi suçtur’' diye karar verdi! Peki bu doğru mu? Yani, AYM’nin gerçekten böyle bir cümlesi, iması, yorumu, kararı var mı? Açtım baktım, ilgili tarihteki karara… Yok. Sayın heyet! İddianame yalan söylüyor. Bunu nasıl yapabilirler; inanın aklım almıyor ama AYM kararında olmayan bir yorum yaratılıyor ve aslında suç yaratılıyor." dedi.
AYM'nin kararında, ifşa olan MİT mensubunun tekrar ifşa olmasının suç olduğuna dair bir hüküm bulunmuyor. CHP'nin açtığı iptal davasında, AYM, MİT mensuplarının kimliğinin ifşa edilmesine yönelik şu değerlendirmeyi yapıyor:
Maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen dava konusu kuralla MİT mensuplarının ve ailelerinin kimliklerinin ifşa edilmesinin suç olarak öngörülme nedeninin, bu kişilere ve ailelerine kendileriyle aynı durumda bulunan kişilere nazaran özel bir imtiyaz ve ayrıcalık tanımak değil, yürüttükleri görevler nedeniyle kimliklerinin ifşa olmasının, MİT mensuplarının görevlerini yerine getirme imkânını ortadan kaldırması ve kendileri ile birlikte ailelerinin güvenliklerini tehdit altına sokmasıdır. Dolayısıyla dava konusu kuralla anılan kişilerin özel durumundan kaynaklanan nedenlere dayalı olarak farklı bir kuralın düzenlenmesi söz konusu olup bunun eşitlik ilkesini zedeleyen bir yönü bulunmamaktadır.
Duruşmanın sonunda, Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'in tahliyesine karar verildi. Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluk hali ise devam ediyor. Bir sonraki duruşma 9 Eylül'de görülecek.