Savcı, boşanmayı "husumet" saydı; çocuklarını istismar ettiği ileri sürülen babayı akladı

Savcı, boşanmayı "husumet" saydı; çocuklarını istismar ettiği ileri sürülen babayı akladı

Adana’da yaşayan B.K, 6 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddet gördüğü eşi M.A.K’ye 14 Ocak 2019’da boşanma davası açtı. M.A.K, o dönem 5 ve 6 yaşındaki iki çocuğun velayetini almak istemedi. Bunun üzerine B.K’nin avukatı anlaşma protokolü hazırladı ancak M.A.K. bu kez de çocukları almak istediğini söyledi. Dava devam ederken geçici velayeti annelerinde olan çocukları M.A.K, birkaç kez yatılı aldı. Aile mahkemesi çocukların velayetinin kime verileceği hususunda sosyal inceleme raporu düzenlenmesini istedi. Sosyal hizmet uzmanının yaptığı görüşmede çocukların babaları tarafından istismar edildiği ortaya çıktı.

Çocuklar, istismarı açıkça anlattı

Sosyal inceleme raporunda babanın çocuklara uygunsuz filmler izlettiği ortaya kondu. Bunun üzerine aile mahkemesi çocukların babayla ilişki kurması kararını kaldırdı. Anne B.K. psikologların da önerisiyle yaşadığı ilçeyi değiştirdi. Böylece kendilerini daha güvende hisseden çocuklar, sadece uygunsuz filmler seyrettirilerek değil, fiziki olarak da istismar edildiklerini anlattı. Anne, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Çocuklar uzmanlara verdikleri ifadelerinde babalarının nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu, yaptıklarını anlatırlarsa onları pencereden atacağını söylediğini, onları ormana götürerek “Sizi burada bırakırım, kötü hayvanlar sizi yer” diye korkutup tehdit ettiğini anlattı.

Savcı, babanın 'iyi niyetine' güvendi

Ekmek ve Gül'den Gizem Örnek'in haberine göre istismarın sosyal inceleme raporu ile ortaya çıkmasına, çocukların kreş öğretmenlerinin istismarı çocuklardan duyduklarını ifade etmelerine, Çocuk İzleme Merkezinde alınan ifadelerde çocukların yaşadıklarını açıkça ve yaşlarına uygun bir şekilde anlatmalarına, uzmanların çocukların bu anlatılanları uydurmalarının mümkün olmadığını söylemelerine rağmen savcı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Gerekçe olarak da “Taraflar arasında boşanma davası olması, bu sebeple taraflar arasında husumet olması”nı gösterdi, tüm raporlara ve uzman görüşlerine rağmen ‘istismara dair somut bir delil’ olmadığını söyledi. Savcı “Böylesi bir durumda iyi niyetle ve olması gereken bir bakış açısı ile konuya yaklaşmak gerekirse bir babanın 2013 ve 2014 doğumlu çocuklarını cinsel anlamda istismar edeceğinin düşünülemeyeceği”ni söyleyerek “Yeni Türk ceza adalet sisteminde benimsenen kişilerin lekelenmeme hakkı” uyarınca kovuşturma açmadı.

Çocuklar, babayla görüştürülecekti

Savcının kararı üzerine çocuklar hakkında yeniden baba ile görüşebileceklerine dair karar çıktı. Bu kararla yıkılan ve ne yapacağını bilemeyen anne, itiraz ederken durumu CİMER’e de şikayet etti. Annenin itirazı kabul edilerek Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 21 Ocak’ta görülen dava, sanık ve avukatları savunmalarını ve delillerini hazırlayabilsin diye 18 Şubat’a ertelendi. Sanığın tutuklanmasına yönelik talepler ise bir üye hakimin karşı oyu ile reddedildi.

5 ve 6 yaşlarındaki öz çocuklarını istismar etmekle suçlanan M.A.K’nin halen kamuda bir Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde çalıştığı öğrenildi. Savcılığın aleyhine dava açmak istemediği baba, hakkındaki bu suçlamaya rağmen halen aynı yerde çalışmaya devam ediyor.

"Şiddet gördüğüm için çocuklar istismarı anlatamadı"

Anne B.K, yaşananları şöyle anlattı: “Çocuklarıma babaları tarafından uygunsuz görüntüler izletildiğini öğretmenlerinin söylemesi ile öğrendim. Babaları izlerken çocukların yanlışlıkla gördüklerini düşünmüştüm, kasıtlı yaptığı aklımın ucundan bile geçmedi. Babanın o görüntüleri bilerek, kasıtlı olarak izlettiğini ve çocuklarıma nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu sonradan öğrendim. Hemen şikayetçi oldum. Bir daha da çocuklarımı vermedim.”

Evliliği boyunca çocuklarının önünde babaları tarafından psikolojik ve fiziksel şiddete uğradığını anlatan B.K. “Bu, onları da çok korkutuyordu, çocukların gözünde ben güçsüzdüm. Kendi yaşadıkları istismarı da bana bu yüzden anlatamadıklarını düşünüyorum; anlatsalar da bir şey yapamayacağımı düşünmüş olabilirler. Bana üzeri kapalı anlatmaları da, ifadelerinde bu durumu anlatabilmeleri de ancak baba evden uzaklaştıktan sonra olabildi. Çocuklar tehdidin uzaklaştığını fark edince biraz rahatladılar, korkuları azaldı; baba yok, tehdit yok, korku yok!” diye konuştu.

Psikoloğun önerisi üzerine Adana’dan taşındıklarını söyleyen B.K, boşanmayı zorlaştıran politikalara ve dayatmalara da tepkili: “Babalarını görmeyen ve uzakta olduğunu anlayan çocuklar gün geçtikçe kendilerini daha güvende hissetmeye başladılar ve ancak bunlardan sonra bana yaşadıklarını anlattılar. Birileri artık boşanmayı kötü bir durum olarak görmesin. Savcılık tarafından boşanma davasının husumet olarak adlandırılması da doğru değil. Hangi anne boşanacağı eşinden tazminat veya nafaka almak için çocuklarını böyle bir duruma sokabilir?”

"Beni yalnız bırakmayın"

18 Şubat’ta Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek dava için kadınlara dayanışma çağrısı yapan B.K, “Çocuklarıma bunları yapan adamın en ağır cezayı almasını istiyorum. Dava süreci çok yıpratıcı ve haksızlıklarla dolu. Aylardır savaşım devam ediyor, o adam hâlâ tutuksuz yargılanıyor. Ben savaşıma sonuna kadar devam edeceğim, tutuksuz yargılanan bu adamın tutuklanmasını ve bir an önce ceza almasını istiyorum. Tüm kadınlardan da bu süreçte beni yalnız bırakmamalarını istiyorum.”