T24 - İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında 7 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul ederken, Albay Dursun Çiçek hakkında da mahkeme heyeti "oy çokluğu" ile yakalama emri çıkardı. Kararla ilgili olarak Çiçek'in kızı ve avukatı olan İrem Çiçek, emirle ilgili kendilerine resmi çağrı yapılmadığını belirtti. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün yakalama emri kararına karşı oy kullandığı belirtildi. Mahkeme Başkanı Oktay Şengün İddianamenin 1 numaralı sanıklarından Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan hakkında ömür boyu hapis cezası istenirken davanın ilk duruşması 28 Haziran'da görülecek. Bu arada, iddianamenin Ulusal Yargı Ağı Projesi'ndeki (UYAP) kaydında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ''mağdur'', AKP de ''müşteki'' sıfatıyla yer aldı.‘AKP hükümeti ve Fethullah Gülen’i bitirme planı’ olarak bilinen ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’yla ilgili İstek Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan ile planın altında ıslak imzası bulunduğu belirtilen Kurmay Albay Dursun Çiçek ve MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yılmaz’ın da arasında bulunduğu yedi kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Radikal gazetesinde yer alan habere göre, Çiçek ve Dalan’ın müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. İddianameyi kabul eden 13. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce iki kez tutuklanıp serbest bırakılan Çiçek hakkında ‘yakalama kararı’ çıkarılmasına karar verirken, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün karara ‘şerh’ koydu. İddianamede AKP müşteki olarak yer aldı. İddianamenin Ulusal Yargı Ağı Projesi’ndeki kaydında ise Başbakan Erdoğan mağdur görünüyor. İstanbul Cumhuriyet Savcıları Ercan Şafak, Fikret Seçen, Murat Yönder ve Zekeriya Öz tarafından hazırlanan 184 sayfalık iddianame daha önce 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulmuştu. Mahkeme iddianame üzerindeki incelemesini dün tamamladı ve iddianameyi kabul etti. Mahkeme 28 Haziran için de ilk duruşma tarihini belirledi.Çiçek’e yakalama kararıMahkeme, silahlı terör örgütü üyesi olduğu ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiği iddia edilen kurmay Albay Dursun Çiçek hakkında oyçokluğuyla yakalama kararı çıkarttı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün karşı oy kullandı. Davanın tutuklu sanıkları avukat Serdar Öztürk, gazeteciler Ufuk Akkaya ve Deniz Yıldırım’ın da oyçokluğu ile tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme başkanı Köksal Şengün, Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya ve Deniz Yıldırım’ın tahliye olması yönünde oy kullandı.Çiçek ve Dalan’a müebbetHakkında yakalama kararı bulunan İstek Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan hakkında ‘Silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’ suçlarından 22.5 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında hapis cezası istendi. Albay Dursun Çiçek için de ‘Örgüt üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’ suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında hapis talep edildi. Diğer sanıklar tutuklu avukat Serdar Öztürk, gazeteciler Ufuk Akkaya, Mehmet Deniz Yıldırım ile tutuksuz sanıklar MİT İzmir Bölge Başkanı Özel Yılmaz ile İlhami Ümit Handan hakkında ise ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak, örgüte yardım etmek’ gibi çok sayıda suçtan 7.5 yıl ile 57 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi. Aralarında Kürşat Yılmaz, Barış Dalan, Yaşar Öz ve Ali Kalkancı’ın da bulunduğu 19 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi.Müşteki AKPİddianamenin müştekisi durumunda yer alan AKP adına, AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Tanrıverdi, milletvekilleri Süleyman Küçüksucu, Ali Aydın ve Mustafa Çoşkun yer alıyor. İddianamenin Ulusal Yargı Ağı Projesi’ndeki (UYAP) kaydında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘mağdur’ sıfatıyla yer aldı. UYAP kayıtlarında, 385 kişi müşteki, iki mağdur, 29 tanık, üç ifade sahibi, yedi ihbar eden, iki meçhul şüpheli ve dört de şikâyetçi bulunuyor.UYAP kaydında, kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk ve partinin eski milletvekilleri Hasip Kaplan ile Aysel Tuğluk’a da ‘müşteki’ sıfatıyla yer veriliyor.İddianamede şu tespitlere yer verildi: Dalan Başbakan olacaktıİddianamede şu an yurtdışında bulunan Bedrettin Dalan, bir numaralı sanık olarak yer alıyor ve şöyle deniyor:“Ergenekon silahlı terör örgütünün, iktidarda bulunan mevcut hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla hazırladığı darbe planlarında medya ve siyasetin yönlendirilmesi ile bazı üst düzey işadamlarının bu hususta ikna edilmesi görevini üstlendiği,bu amaçla medya sahipleri ve işadamları ile görüşmeler yaptığı, darbe planlarının hazırlanmasında aktif rol oynayan Ergenekon terör örgütü üyeleri Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve İsmail Yıldız’la görüşerek, askeri müdahalenin bir zorunluluk olduğu yönünde onları teşvik ederek cesaret verip, bu yöndeki motivasyonlarını güçlendirmeye çalıştığı, örgüte finans desteği sağladığı ve aralarında Adil Serdar Saçan’ın da bulunduğu örgüt üyelerine mütevelli heyeti başkanı olduğu üniversitede görevler verdiği, örgütün stratejisi doğrultusunda uluslararası ilişkileri yürüttüğü, darbe sonrası kurulacak hükümette başbakan olma görevini üstlendiği, tüm bu eylemleri ile hükümeti cebir ve şiddet yöntemiyle ortadan kaldırma suçuna iştirak ettiği, yukarıda belirtilen örgüt adına gerçekleştirdiği...."Başbuğ iddialarıİddianamenin iki numaralı sanığı olan Albay Dursun Çiçek’le ilgili olarak yine sanıklardan Aydınlık Dergisi’nden Ufuk Akkaya’nın işyerinde bulunan odasında ele geçirilen bilgi notuna yer verildi.Notta özetle şu yazıyordu: “... Tutuklanacağımı biliyordum. Genelkurmay da biliyordu. Bütün olasılıklara karşı hazırlıklıydık. Genelkurmay Ergenekon soruşturmasını geç algıladı. Bu işin bu kadar büyüyeceğini (Karargâh’a kadar uzanacağını) hiç hesap etmediler. ... B.. her şeyin farkında. Bizzat kendisi bu durumu takip ediyor. Hâkim ve savcı haziran kararnamesi çok önemli. Yüksek Yargı üyeleriyle görüşüldü. Bizzat İlker Paşa görüştü. Ergenekon savcılarında önemli bir değişiklik olabilir. Emniyetteki değişikliklerle ilgili de temaslar var. .... Fethullahçılara yönelik kapsamlı bir çalışma hazırlanmıştı. Bu belge operasyonu ile bu çalışmalar aksadı. Eğer aksamasaydı Gülen örgütüne yönelik önemli bir operasyon gerçekleştirilecekti. İrtica (Fethullah) ülke güvenliği için tehdit. ... Ancak İ. Paşa Org. I... ‘ı 1. Ordu Komutanlığı’na terfi edecek. I..., Ergenekon’da yaşanan gelişmeleri de takip edecek.”İddianamede bazı internet sitelerinin İrticayla Mücadele Eylem Planı’nda yer alan medya faaliyetleri ve kara propaganda faaliyetleri kapsamında hazırlandığı belirtildi, tanık askerlerin de ‘irticayla mücadele için internet siteleri kurulduğunu ve kimi zaman masrafları daha sonra Genelkurmay’dan almak üzere ceplerinden ödediklerini söylediği’ anlatıldı.Tanık askerlerin ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ isimli belgenin basında yer almasından sonra eski dokümanlarını imha edildiğini, imha işlemlerinin dairede bulunan kağıt imha makinesinde yapıldığını anlattığı belirtildi.Askerlerden biri de 2008 yılının ağustos ayında şube müdürlerinin talimatıyla Genelkurmay 2. Başkanlığı’na ait yedi adet bilgisayarın geri döndürülemeyecek şekilde hafızasını sildiklerini, ihbarda geçen bilgisayarların bu bilgisayar olduğunu anlattı. Erzincan delil!İddianamede İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın Erzincan’da uygulandığı öne sürülen iddianamede yer alan saptamalar şöyle:“Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün Erzincan ilinde kamu görevi yapan bazı üyelerinin, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı belgede yer alan planları uygulamaya koydukları ve bu tahkikatın tarafımızca yürütülen soruşturmayla irtibatlı olduğu tespit edilmiş, ancak şüphelilerin Erzincan ilinde bulunması nedeniyle soruşturmanın Erzurum Başsavcılığı’nca yürütülmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir. Şüpheli tarafından düzenlenen belgedeki ilkeler doğrultusunda ülkemizin değişik yerlerinde çeşitli faaliyetlerin yürütülmekte olduğu Erzincan yapılanmasına karşı yürütülen soruşturma sırasında açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır. ... Devletin bazı birimlerine sızmış örgüt üyelerinin , belgede yer alan eylemleri gerçekleştirmek amacıyla harekete geçtikleri, bu kapsamda kamuoyunda ‘Fethullah Gülen Cemaati’ olarak bilinen topluluğa mensup kişilere ait ev, okul ve yurtlara silah ve bazı terör örgütlerine ait belgeler koymaya çalıştıkları, eylemleri gerçekleştiremedikleri anlaşılmıştır.‘Plan uygulandı’Dolayısıyla, Çiçek’in altında imzası bulunan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı belgede detaylı olarak belirtilen planların büyük bir kısmının uygulamaya konulduğu açıkça görülmektedir. Çiçek’in belgede yer alan planların uygulamaya konulması aşamasını denetlemek ve bu planları uygulayan şahıslarla görüşerek onları yönlendirmek üzere Erzincan iline gittiği anlaşılmıştır.İddianamede Ergenekon örgütünün faaliyetlerine devam ettiği vurgulanarak şöyle denildi: “Yine örgütün henüz deşifre edilemeyen üyeleri ve yapısının diğer taraftan örgütün amaçları doğrultusunda faaliyetlerine devam ettikleri ve örgütün fınans kaynaklarının tam olarak kurutulamadığı soruşturma sırasında ele geçen delillerden anlaşılmaktadır. Örgütün şu aşamada henüz tespit edilemeyen üyeleri ile birlikte hazırladığı ‘İlticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı belgenin bir suretini sanık avukat Serdar Öztürk’e teslim ettiği sonucuna ulaşılmıştır.AKP ve Gülen hedefte İddianamede ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın amaçları da şöyle sıralandı: “Belge incelendiğinde, iktidardaki AKP hükümeti ve kamuoyunda ‘Fethullah Gülen Cemaati’ olarak isimlendirilen topluluğun hedef alındığı, AKP hükümetini yıpratmak amacıyla planlandığı anlaşılmaktadır. Kamuoyunda ‘Fethullah Gülen Cemaati’ olarak adlandırılan topluluğa ait ev ve yurtlara silah yerleştirip, bilahare buralarda yapılacak adli aramalar sonucunda bu grup ve kişiler hakkında silahlı terör örgütü kapsamında işlem yapılmasının hedeflendiği görülmektedir.”MİT’çiye Dink sorulmadıHrant Dink’i 2005 yılında İstanbul Valiliği’ne çağırarak ‘uyardığı’ ortaya çıkan MİT görevlisi Özel Yılmaz, iddianamedeki yedi sanıktan biri. Hrant Dink’in “Tehdit edildim” dediği bu görüşme, Dink Davası boyunca sıkça anılsa da soruşturma dışında bırakılmıştı. MİT’çi Özel Yılmaz’a Dink hakkındaki iddialar yine sorulmadı.‘Kapatma davası kararını biliyorum’İddianamede Dalan’ın telefon konuşmalarına da yer verildi. Dalan konuşmalarında Ergenekon operasyonlarını eleştiriyor ve kendisinin bu olaylarla ilgili olmadığını sık sık tekrarlıyor.Konuşmalardan birinde Dalan AKP’nin kapatma davasının sonucuyla ilgili bir konuşmasında şöyle diyor: “...İyi açıkladıktan sonra beni dışarıdan ara. Ben öğrendim de bir saat evvel. Onu haber vereyim dedim ama sen ondan sonra da beni bir ara..”Dalan’ın bir telefon görüşmesinde yurtdışında olma nedeninin sorulması üzerine “Yok canım ne sağlık problemi. Sağlık problemi olsa gideceğim tek yer benim kendi hastanem. Başka bir yere gitmem” şeklindeki sözlerine yer verildi.Dalan’ın, 21 Kasım 2009’da Kadıköy’deki evinin bahçesinde ölü bulunan emekli albay Ali Belgütay Varımlı ile yaptığı telefon görüşmesine de iddianamede yer verildi. Konuşmada Varımlı, daima Dalan’ın emrinde olduğunu söylüyor. Varımlı’nın “Canım babacığım ellerinden öperim” diyerek başladığı görüşmede ikili sağlıkla ilgili konuşuyor. Dalan, İstek Vakfı’na ait Poyrazköy’deki arazide patlayıcı bulunmasından sonra yaptığı bir telefon konuşmasında şöyle diyor: “GenelKurmay Başkanımız arsanın hukuki durumun anlatmış doğrudur ancak fiili durum 15 yıldır bizim dediğimiz gibidir o yalan söylüyor demeyin siz doğru söyleyin... Fiili durum şimdi bir de çit ile çevirin bakalım ne b.k yiyecekler ordan... Tamam tamam işte böylece o Sat Komandoları oraya sıkışıp kalır çıkmak zorunda kalırlar ordan...”