Savcı Doğan Öz cinayeti 36 yıl sonra yeniden inceleniyor, ilk ifade alındı!

Savcı Doğan Öz cinayeti 36 yıl sonra yeniden inceleniyor, ilk ifade alındı!

Arzu Yıldız / Ankara

Kontrgerillayı araştırırken 24 Mart 1978’de öldürülen savcı Doğan Öz dosyasının, Ankara'da yürütülen 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili soruşturma kapsamında yeniden incelendiği ortaya çıktı.

Ankara Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Öz ailesinin cinayetin yeniden incelemesi için Temmuz, 2013 yılında yaptığı müracaatı kabul etti. Cinayet hakkındaki yargılama dosyalarını yaklaşık sekiz aydır inceleyen savcılık, bugün konuya ilişkin ilk ifadesini dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in özel kalem müdürü olan Üstün Dinçmen’den aldı.  

 

Öz’ün kızı: Dosya yeniden açılmışsa heyecan verici

 

Savcı Doğan Öz’ün kızı Bengi Heval Öz, soruşturma dosyasının yeniden incelenmesi hakkında T24’e şunları söyledi: 

“Yaptığımız müracaattan sonra bize savcılıktan bir bilgi verilmedi. Ancak dosya yeniden açılmışsa bu heyecan verici bir gelişmedir. Ben babam öldüğünde 5 yaşındaydım. Geciken adaletin yerini bulmasından başka bir isteğim yok.”

Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz: Tertipleri hazırlayan mekanizmanın üstüne gidilerek bunca insanın niye öldürüldüklerinin tespit edilmesini istiyoruz!

Öz ailesi tarafından verilen dilekçede, şüpheli olarak ifadesine başvurulması istenilen isimleri savcılığa iletmişti. Söz konusu isimler müracaat dilekçesinde şöyle sıralanmıştı:

“1- Dönemin Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanı, 2- Dönemin 1. Ordu Komutanı Bedrettin Demirel, 3- Dönemin Milli Savunma Bakanı, Askeri Adalet İşleri Bakanı Fahrettin Kibritçioğlu, 4- Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in özel kalem müdürü, Büyükelçi Üstün Dinçmen.”

 

Soruşturmanın ilk ifadesi Dinçmen’den

 

Savcılık, dilekçede şüpheli olarak belirtilen Üstün Dinçmen’in, avukatı eşliğinde, bilgisine başvurdu. Böylece, 36 yıl sonra yeniden incelenen Öz cinayetiyle ilgili soruşturmada ilk ifade de alınmış oldu.

 

İbrahim Çiftçi’nin MSB’deki dosyası soruldu

 

Alınan bilgiye göre, savcılık, Üstün Dinçmen’e kontrgerilla soruşturmasını ilk kez başlatan ve araştıran savcı Doğan Öz’ün katil zanlısı İbrahim Çiftçi ile ilgili iddiaları sordu.

Savcılık, Dinçmen’e, Çiftçi’nin müdafi avukatları tarafından kendisine hitaben yazdığı 4 Ağustos 1983 tarihli dilekçedeki talepleri ve bu taleplerle ilgili verdiği cevabı sordu. İlgili dilekçede “Tesis edilen ölüm cezasına rağmen gerek sanık İbrahim Çiftçi ve gerekse maktul Doğan Öz haklarında, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Adalet Bakanlığı’nda bir kısım belgelerin  mevcut olup, dosyaya ibraz  edilmediğini tespit ettik” ifadesi yer almış ve Dinçmen’den “emaneti muhafaza etmesi” istenmişti.

Cinayete ilişkin 6 yıl 9 ay yargılanan İbrahim Çiftçi, sıkıyönetim askeri mahkemesinin dört kez yinelediği idam kararı sürecin sonunda Askeri Yargıtay Daireler Kurulu tarafından bozulunca tahliye edilmişti. Avukatların Dinçmen’e yazdığı “Çiftçi’nin Milli Savunma Bakanlığı’nda belgeleri var” içerikli dilekçe, yıllar sonra basında “Çiftçi’yi idamdan kurtardıran belge” olarak yorumlanmıştı.  

 

Dinçmen: O talebi hatırlıyorum

 

Savcılığın hem ilgili dilekçedeki talepleri, hem de MSB’deki dosyayı sorduğu Dinçmen “söz konusu talebi hatırladığını” belirtirken, “o dönemin üzerinden uzun zaman geçtiği için tüm süreci hatırlamadığını” anlattı. 

 

Savcı, TBMM’den de bilgi istedi

  

Savcılık, TBMM’den de Çiftçi’nin MSB’deki dosyasının gündeme geldiği Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda görüşülen ilgili belgeleri talep etti.  

 

İşte Dinçmen’e yazılan o dilekçe

 

Çiftçi’nin avukatları tarafından 1983’te yazılan dilekçe şöyle:

“Türkiye Cumhurbaşkanı’na gerek görüldüğünde iletilmek üzere...

BÜYÜKELÇİ ÜSTÜN DİNÇMEN’e...

Sayın Büyükelçi Dinçmen, Ankara SYNT. K.lığı (Sıkıyönetim Komutanlığı) 1 No.lu Askeri Mahkemesi’nce 4. kez idama mahkum edilen İbrahim Çiftçi müdafileriyiz. Bir vatandaşımızın hayatının söz konusu olduğu şu günlerde, Türk devlet adamlarının son derece önemli konularla meşgul olduklarının bilincindeyiz.  Suçsuz olduğuna inandığımız bir insanımızın hayatının kurtulması için dürüst ve ciddi bir savunmaya azami özeni gösterdik. Ancak müdafaaya mütedair taleplerimizin tümü Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun ilamı hilafına müdahale doğrultusunda gerekçesiz olarak duruşma tutanaklarından da görüleceği gibi ısrarla reddedildi. Tesis edilen ölüm cezasına rağmen, gerek sanık İbrahim Çiftçi ve gerekse maktul Doğan Öz haklarında, Milli Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nda bir kısım belgelerin  mevcut olup, dosyaya ibraz  edilmediğini tespit ettik.   Aslında bu tespitimiz yargılamanın başladığı anda olmuştur. Milli Savunma ve Adalet bakanlıklarında bulunan evrakların ortaya çıkarılması için Başbakanlığa müracaata karar verip, infazın Türkiye Cumhurbaşkanının imzası ile mümkün olacağından, Türkiye Cumhurbaşkanının hassasiyetini bildiğimizden ve ZATI DEVLETLERİNİN insancıl duygularını bildiğimizden, yakarmamızı emin ellere, noter emanetine tevdi etmek istedik; noterliğe başvurduk, emanet alamayız diye cevaplandık. Buna ait kağıtları ilişikte veriyoruz. Sayın Büyükelçi Dinçmen, emanetimizi muhafaza etmenizi arz ve rica ederiz. Saygılarımızla İbrahim Çiftçi müdafileri... Av. Ş. Can Özbay, Av. Beni Han. 4 Ağustos 1983.”