Öldürülen savcı Selim Kiraz fotoğrafı için Can Dündar dahil 18 gazeteci hakkında 7.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenleyen savcı Umut Tepe’nin, 1 Ağustos’ta dolan zamanaşımı süresine yetişmek için ifade bile almadığı ortaya çıktı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ise aynı soruşturma kapsamında Hürriyet’e takipsizlik verdi.
Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın İstanbul Adliyesi’ndeki makamında öldürülmeden önce çekilip sosyal medyada paylaşılan fotoğrafını yayımladıkları için gazetecileri ‘terör örgütü propagandası yapmakla’ suçlayan Savcı Umut Tepe’nin, şüphelilerden 5 gazetecinin ifadesini bile almadan iddianameyi mahkemeye sunduğu ortaya çıktı.
Savcı Tepe bu durumu iddianamede, “Zaman aşımı yakın olduğundan şüpheliler Seçil Şengelir, Mehmet Emin Öztürk, Emire Eren Keskin, Mehmet Sabuncu ve İbrahim Aydın’ın ifadeleri alınmadan dava açmak gerekmiştir” ifadeleriyle anlattı. Basın Kanunu’na göre günlük süreli yayınlarda ceza davası açılabilmesi için öngörülen süre 4 ay. 1 Nisan 2015 tarihinde gazetelerin birinci sayfasında yayımlanan fotoğraflar için zamanaşımı 1 Ağustos’ta doluyordu. Savcı Tepe de davayı 30 Temmuz 2015 tarihinde yani zamanaşımına “1 gün kala” açtı.
Öte yandan aynı fotoğrafı kullanan Hürriyet Gazetesi’ne Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmaya “Suç unsuruna rastlanmadağı için” takipsizlik kararı verildi. Savcılık, Cumhuriyet Savcısı Kiraz’ın öldürülmeden önce makamında eylemciler tarafından çekilip sosyal medyada paylaşılan fotoğrafı yayınladığı gerekçesiyle aralarında Cumhuriyet, Hürriyet, Posta, Sözcü, BirGün, Yurt ve Taraf’ın da bulunduğu çok sayıda gazete hakkında soruşturma başlatmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamede toplamda 18 gazeteci hakkında “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 7,5 yıla kadar hapis cezası istemişti. Soruşturma savcısı Umut Tepe iddianamede, devletin bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine kasteden terör örgütünün nihai amacının toplumun huzur ve refahını bozmak, ülke içerisinde kaos ortamı oluşturmak olduğunu belirtti. Devletin acziyet içerisinde olduğu, terör örgütünün her türlü eylemi yapabileceği ve güçlü olduğu mesajını vermek için söz konusu fotoğrafları sosyal paylaşım sitelerinde yayımladıklarını ifade eden savcı Tepe, haklarında soruşturma açılan gazetelerin de terör örgütünün belirtilen amaçlarına hizmet edecek şekilde bu fotoğrafları gazetelerinde yayımladıklarını öne sürdü.
Basın Konseyi konuyla ilgili bir açıklama yaparak “Gazetecilerin gazetecilik faaliyetinden dolayı “terörist” ilan edilmesini kabul edemeyiz. İddianame zorlamadır” denildi.
Soruşturma aşamasında ifade veren Dündar ve Yalçın, Cumhuriyet'in 1 Nisan 2015 tarihli nüshasında savcının fotoğrafının yanında konuyla ilgili Cumhuriyet yazarları Hikmet Çetinkaya, Çiğdem Toker ve Aydın Engin’in terörü lanetleyen yazıları olduğunu anımsattı. Ancak zamanaşımı kaygısıyla hareket eden Savcı Tepe’nin iddianamesinde Aydın Engin’in ismi kayıtlara Aydın Toker olarak geçti.