Savcı Sayan: CHP'de duygusal kopuş var, kimin başkan olduğu belli değil

Savcı Sayan: CHP'de duygusal kopuş var, kimin başkan olduğu belli değil

Eski CHP MYK üyesi Savcı Sayan, “Partide duygusal bir kopuş yaşanıyor” dedi. Sayan, “Artık CHP’de nöbetçi genel başkanlık dönemi başlamıştır. Kimin genel başkan olduğu belli değil. Herkes kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyor” diye konuştu.

CHP’yi yakından izleyen isimlerden Prof. Dr. Seyfettin Gürsel de, seçim barajının düşürülmesi durumunda CHP’de bölünmelerin olacağını söyledi. Gürsel, “İstifalar, ayrışmalar önümüzdeki dönemde bu tabii ki AKP’nin yapmayı tasarladığı seçim reformuna bağlı. Reformun gerçekleşmesi durumunda CHP içindeki sosyal demokrat diyebileceğimiz unsurların kopmasına ve gerçek bir sosyal demokrat partinin kurulmasına yardımcı olabilir” diye konuştu.

İstifa ve parti içi tartışmalar nedeniyle hareketli günler geçiren CHP’de sular durulmuyor. Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ın istifasıyla parti içinde bölünme yaşandığı iddiaları gündemdeki yerini koruyor. CHP’yi yakından izleyen akademisyenler CHP’nin bölünebileceği yorumunu yapıyor.

 

Sözün bittiği yerdeyiz

 

Taraf gazetesinden Hüseyin İstemil’e konuşan eski CHP MYK Üyesi Savcı Sayan, CHP’nin iyi yönetilemediği görüşünde. Sayan şunları söyledi:

“Gülseren Onanç’ın istifasının da gösterdiği gibi CHP iyi yönetilmiyor. Süreci iyi okuyamıyor. CHP, AK Parti’nin veya Abdullah Öcalan’ın söylemlerine göre değil kendi öz varlığından kaynaklanan bir duruş sergileyerek bu işlerde öncü olmalıydı ileri olmalıydı. AK Parti’den daha ileri bir noktada durmalıydı. Eski CHP’yi beğenmeyen arkadaşlar yeni CHP söylemiyle yola çıktılar. Eski CHP 1989’da 600 kişi ölürken Kürt Raporu hazırladı. O rapor DGM’lik oldu. Şimdi görüyoruz ki yeni diye yola çıkanlar eskinin çeyreğine ulaşamadılar. Bir rapor bile hazırlayamadılar. Bundandır ki parti içinde elbette huzursuzluk ve olumsuzluk vardır. İnsanların parti içinde kendi düşüncelerini özgürce söyleyememesi sözün bittiği yerdeyiz anlamına geliyor.”

 

Nöbetçi genel başkanlık

 

Sayan şöyle devam etti:

“Artık CHP’de nöbetçi genel başkanlık dönemi başlamıştır. Kimin genel başkan olduğu belli değil. Herkes kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyor. Genel Başkan’dan umutlarını kesmişler. Genel Başkan’da parçalanan yırtılan bir bohçayı nasıl dökmeden bir arada tutabilirim endişesiyle hareket ediyor. Kendi öz düşüncesini de yansıtamıyor. Kendi inanmadığı şeyler söylüyor. Keşke Gülseren Onanç da farklı bir ses olarak kalabilseydi konuşsaydı. CHP’nin içindeki ulusalcıların baskısıyla Onanç istifa etmiş olabilir söylentileri var. Ama baskılarla parti yönetilmez ki. Öyleyse istifa etmesi gerekir. Parti duygusal anlamda bölünmüş. Birbirimizi sevmiyoruz. Birisi Genel Başkan Yardımcısı’na CIA ajanı diyor. Birisi diğerine ulusalcı diyor. Zaten duygu olarak bölünmüşüz. Partide birlik beraberlik yok. Herkes herkesin arkasından konuşuyor. Bu gidişle kendimizi de partimizi de kurtaramayacağız. Bizim yapmamız gereken kanı nasıl durdurabiliriz diye kafa yormalıyız. Bunun için uğraşmalıyız. Yeni CHP 1989’daki CHP kadar ilerici olamıyor.”

 

Baraj düşerse CHP bölünür

 

CHP’yi yakından izleyen isimlerden Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ise, “Barış süreci CHP’deki görüş ayrılıklarını daha da derinleştiriyor safları da daha net hale getiriyor. Kılıçdaroğlu Kürt Sorunu yokmuş gibi davranmaya başladı. Demokratik önlemler alınsın Kürt sorunu kendiliğinden çözülür gibi tamamen hayali, gayri gerçekçi bir yaklaşım içinde. Bence buna kendisi de inanmıyor. Ama dediğim gibi parti içindeki mevcut çatlağı örtbas etmeye çalışıyor. İstifalar, ayrışmalar önümüzdeki dönemde bu tabii ki AKP’nin yapmayı tasarladığı seçim reformuna bağlı. Reformun gerçekleşmesi durumunda CHP içindeki sosyal demokrat diyebileceğimiz unsurların kopmasına ve gerçek bir sosyal demokrat partinin kurulmasına yardımcı olabilir” dedi.

 

CHP barışı yok saydı

 

Gülseren Onanç’ın istifasını değerlendiren Prof. Dr. Fatma Gül Berktay da şunları söyledi:

“İstifa etmek zorunda bırakılması CHP açısından insanı hakikaten hayal kırıklığına uğratan bir durum. Bu istifa etme zorunda bırakılma CHP’nin yıllardır kardeşlik üzerine, barış üzerine her türlü sözünü tamamen yok saydığı anlamına geliyor. Benim açımdan bu durum CHP’nin kendi ayağına çelme takması anlamına geliyor. CHP belki bir bölünmeye gider. Onu bilemiyorum. İlkeler temelinde bir ayrışma, bölünme olursa bence daha hayırlı. Üstünü kapatarak idari bir maslahat yapabilirler tabi o zamanda Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olabilirler mi onu bilemeyeceğim.”