'Savcılar yetkisizlik vermeli dosyayı Başbakanlığa yollamalı'
T24- İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı ceza hukuku profesörü Adem Sözüer, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve iki MİT görevlisini KCK soruşturması kapsamında ifade vermeye çağıran savcıların böyle bir yetkileri olmadığını söyledi. Savcıların yetkisizlik kararı vererek dosyayı Başbakanlığa göndermesi gerektiğini belirten Prof. Sözüer, “Aksi halde savcı ve hakimler görevlerini gereğini yapmamış olur, bu da HSYK’nın ele alacağı bir durum yaratır” diye konuştu. 
Prof. Sözüer CNNTürk canlı yayınında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve iki MİT görevlisinin ifadeye çağrılmasıyla ilgili hukuki durumu şöyle anlattı: Savcının ve mahkemenin yetkisizlik kararı vererek dosyayı Başbakanlığa göndermesi gerekiyor. Kamu çalışanları görevleri yaparken kurallara uygun hareket etmek zorunda. Eğer aykırı davranıldığına ilişkin bir iddia varsa o kurumun bağlı olduğu bakan ya da burada olduğu gibi Başbakan soruşturmaya gerek olup olmadığına karar verir. Son zamanlarda bu sıkça yaşanmaya başladı. Bir iddiaya bağlanarak terör suçu diye özel mahkemelerde sorgulanıyor. Terör suçunun olması için bir planlı oluşum, silahlı bir eylem gerekir. Öldürme yaralama gibi. Her şeyi bir terör suçuna bağlarsanız, devlet kurumlarını yöneten kişilerin yönettikleri devleti yıkmak için çalıştığı gibi anlamsız bir tartışmaya yol açacak durumlar ortaya çıkıyor. Özel yetkili savcılar her şeye el atıyor. Filan belediyedeki yolsuzluk iddiasına, bir üniversitedeki öğrenci eylemine o mahkemeler bakıyor. Dolayısıyla özel yetkili mahkemeler genel yetkili mahkemeler haline geldi. Bu kuruluşun yetkilileri görevini yerine getirirken aykırılık yapmışsa, Başbakanlığa sorarsın. Ak halde savcılar ve hakimler aykırılık yapmış olur. Bu da HSYK görev alanına girer”
Prof. Sözüer CNNTürk canlı yayınında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve iki MİT görevlisinin ifadeye çağrılmasıyla ilgili hukuki durumu şöyle anlattı: Savcının ve mahkemenin yetkisizlik kararı vererek dosyayı Başbakanlığa göndermesi gerekiyor. Kamu çalışanları görevleri yaparken kurallara uygun hareket etmek zorunda. Eğer aykırı davranıldığına ilişkin bir iddia varsa o kurumun bağlı olduğu bakan ya da burada olduğu gibi Başbakan soruşturmaya gerek olup olmadığına karar verir. Son zamanlarda bu sıkça yaşanmaya başladı. Bir iddiaya bağlanarak terör suçu diye özel mahkemelerde sorgulanıyor. Terör suçunun olması için bir planlı oluşum, silahlı bir eylem gerekir. Öldürme yaralama gibi. Her şeyi bir terör suçuna bağlarsanız, devlet kurumlarını yöneten kişilerin yönettikleri devleti yıkmak için çalıştığı gibi anlamsız bir tartışmaya yol açacak durumlar ortaya çıkıyor. Özel yetkili savcılar her şeye el atıyor. Filan belediyedeki yolsuzluk iddiasına, bir üniversitedeki öğrenci eylemine o mahkemeler bakıyor. Dolayısıyla özel yetkili mahkemeler genel yetkili mahkemeler haline geldi. Bu kuruluşun yetkilileri görevini yerine getirirken aykırılık yapmışsa, Başbakanlığa sorarsın. Ak halde savcılar ve hakimler aykırılık yapmış olur. Bu da HSYK görev alanına girer”