Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltına aldıkları kişilere, istedikleri yönde ifade vermeleri için dayak, tehdit, hakarette bulunan, elektroşok uygulayan ve kuru sıkı tabancayla üzerlerine ateş ederek işkence yaptıkları iddia edilen 4 polise, 6-24 yıl arası hapis öngörülen işkence suçundan değil 1-3 yıl arası hapis öngörülen “basit yaralama” suçundan dava açtı.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre soruşturma, uyuşturucu satıcısı olduğu iddiasıyla tutuklanan F.İ’nin avukatı Selen Vargün’ün verdiği suç duyurusu dilekçesi üzerine başladı. Vargün, F.İ’nin aylık 3 bin TL maaşla önemli bir kurumda uçak teknisyeni olarak çalıştığını, ancak tutuklanması nedeniyle işten çıkarıldığını belirtti. Müvekkilinin uyuşturucu kullandığı için tedavi olduğunu anlatan Vargün, arkadaşları E.E, İ.S.D, B.A ve İ.A ile uyuşturucu madde ticareti yaptıkları ve kullandıkları iddiasıyla Keçiören’de sivil polislerce yakalandıklarını kaydetti. Vargün, 6-7 sivil polisin kimlik göstermeden şüphelileri yere yatırdıklarını, ters kelepçe taktıklarını ve yerde iken tekmeleyip sürüklediklerini, halkın toplanması üzerine şüphelileri Emniyet’e ters istikametteki, MOBESE kameralarının olmadığı bir inşaat alanına götürdüğünü belirtti. Savcı Namık Kemal Saltık’ın hazırladığı iddianamede iddialara karşın polislerin suçunun işkence değil “yaralama” kapsamında görülmesi dikkat çekti.
Yargıtay birçok kararında “yaralama” suçundan verilen cezaları bozarak “işkence” suçundan ceza verilmesini istiyor. Engin Çeber davasında “Tokat veya tekme atma, bağırma, kızma, küfür, uyutmama” gibi fiillerin sistematik biçimde işlenmesi halinde işkenceden ceza verileceğine hükmetmişti. Ancak savcılıklar ve mahkemeler çoğunlukla işkence kapsamında ele alınması gereken davaları “yaralama” suçu kapsamında görerek işkence suçunun cezasız kalmasına neden oluyor.