KHK ile atıldığı işine geri dönebilmek için 265 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 5. duruşması, Ankara’da görüldü. Savcı, delillerin toplandığını, kaçma ihtimali olmadığını belirterek tutuklu Gülmen’in bırakılmasını istedi. Ancak heyet, “kuvvetli suç şüphesi var” diyerek tahliye kararı vermedi. Duruşma, 1 Aralık’a ertelendi. Duruşmaya SEGBİS’le bağlanan Gülmen, hastanede yaşadıklarını işkence olarak nitelendirdi. OHAL Komisyonu’nun bu hafta karar vermesini beklediklerini söyleyen Gülmen, “Görevime iade edilirsem bu koşullarda tedavi olmak istemiyorum” dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, davanın 5. duruşmasında Cumhuriyet savcısının duruşma başında Gülmen’in “deliller toplandı, kaçma şüphesi yok” gerekçesiyle tahliyesini talep etti. Ancak karar için yaklaşık 2 saat ara veren mahkeme, Numune Hastanesi’ndeki koşulları “işkence” olarak niteleyen Nuriye Gülmen’in tahliye talebini “Kuvvetli suç şüphesi ve kanunda öngörülen ceza miktarı” gerekçesiyle reddetti ve duruşmayı 1 Aralık’a erteledi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Özakça ve Karadağ katılırken Gülmen ise tutulduğu Numune Hastanesi’ndeki mahkûm koğuşundan SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Duruşma başında söz alan cumhuriyet savcısı, geçen celse verdikleri mütalaayı tekrar ettiğini belirterek, “Dosyada toplanmamış delil kalmamış olması, sanıkların delilleri karartma ve kaçma şüphesi olmaması, yargılamanın geldiği aşama gözetilerek sanık Nuriye Gülmen’in mahkemenin uygun göreceği tedbirle tahliyesine karar verilmesini talep ederim” dedi.
Gülmen’in avukatı Murat Yılmaz, “Geç kalınmış bir taleptir. Bir haftada değişen bir şey olmadığına göre Nuriye’nin keyfi olarak tutuklu kaldığını anlıyoruz” dedi. 17 Kasım’daki duruşmanın çözüm tutanaklarının ancak dün sabah ellerine geçtiğini söyleyen Yılmaz, 45 sayfalık çözüm tutanağını okumadan esas hakkındaki savunma veremeyeceklerini, bu nedenle süre istedi. Mahkemenin, geçen duruşmada Gülmen’in savunmasının hazırlaması için avukatlarıyla uygun saat ve ortamda görüşmesi için Ankara Başsavcılığı’na yazı yazdığına dikkat çeken Yılmaz, buna karşılık savcılığın işi yokuşa sürdüğünü kaydetti.
Savcının Nuriye ve Semih aleyhinde tanıklık yapan Berk Ercan ve Fatih Solak’ın “sanıklara iftira atması için bir sebep yok” dediğini anımsatan Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Rıza Saraf davasıyla ilgili “Bu dava siyasidir, Türkiye’ye karşı kumpastır. Davanın sanıkları üzerinde baskı uygulanmaktadır” dediğini anımsattı. Bozdağ’ın itirafçıların beyanına itibar edilemeyeceğini söylediğini aktaran Yılmaz, “Biz de Ercan ve Solak’ın ifadelerinin doğru olmadığını söyledik. Fatih Solak, Nuriye aleyhinde ifade vermese şuan hapisteydi. Berk Ercan, 30 Ekim’de tahliye oldu. Uzun namlulu silahla yakalanan sanık, ilk celsede pişmanlık hükümlerinden yararlanarak 1 yıl 6 ay ceza verilerek tahliye ettiriliyor. İşte menfaat budur. İlk ifadesinde silahları kabul ediyor ancak ikinci ifadesinde bunu kabul etmiyor” diye konuştu.