11 Mart 2014’te Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nin kapısında 19 yaşındaki oğlu Dursun Zehir tarafından öldürülen 43 yaşındaki Hanime Aslan’ın davasında Cumhuriyet Savcısı Ümit Zafer Çolak baba Hızır Zehir’in tahliyesini talep etti.
Hanime Aslan’ın savunmasını yapan “Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Grubu” avukatları savcılık makamının üçüncü kez verdiği tahliye talebini anlayamadıklarını belirtti. Beş yıl önce boşandığı eşi Hanime Aslan’ın öldürülmesinde azmettirici olduğu iddia edilen baba Hızır Zehir, “Üzerime atılan suçları kabul etmiyorum” diyerek kendini savundu.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dördüncü duruşması görülen davaya sanıklar ve tarafların avukatları katıldı. Mahkemeye Hakim Hazar Turan Alim başkanlık etti. Sanıklar Dursun Zehir ve Hızır Zehir jandarma gözetiminde duruşma salonuna getirilirken mahkeme salonunun iç güvenliği polis memurları tarafından sağlandı. Duruşmayı Hanime Aslan’ın yakınları ve çok sayıda gazeteci takip etti.
14 kadın avukat tarafından savunması yapılan Hanime Aslan’ın kız kardeşi 51 yaşındaki Beyhan Aktürk ilk defa mahkemede tanık olarak ifade verdi. Aktürk ifadesinde kardeşi Hanime Aslan’ın evlendiği günden öldürüldüğü güne kadar eski eşi Hızır Zehir tarafından şiddet gördüğünü söyledi.
Sanık avukatları Bülent Akıncı ve Selver Akkoyun Korkmaz, sanık Hızır Zehir’in suçlu olduğuna dair somut delillerin olmaması sebebiyle mahkemeden tahliye talebinde bulundu. Ayrıca avukatlar sanık Dursun Zehir’in akli dengesinin yerinde olmadığını iddia etti. Hanime Aslan’ın avukatlarından Perihan Meşeli ve Meriç Eyüboğlu ise Hızır Zehir’in Hanime Aslan’ın olayda azmettirici olduğunu iddia ederek tutukluk halinin devam etmesi yönünde savunma yaptı.
Tarafların savunmalarının ardından delillerin tamamlanması ve tanık ifadesinin incelenmesi nedeniyle duruşma 12 Kasım 2014 tarihi saat 10.30’a ertelendi. Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Eylem Grubu avukatlarından Perihan Meşeli, “Mahkeme doğru karar verdi” dedi.
'Kadınlar kağıt üzerinde korunuyor'
Avukat Perihan Meşeli: Kadınlar kâğıt üzerinde korunuyor. Zaten korumada pek bir şey ifade etmiyor. Erkekleri daha çok tetikliyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın cinayetleri davalarında genel olarak müdahil olma talebi ediyor. Ancak bize göre Bakanlık sanık olmalı duruşmalarda. Koruma altındayken 8 kadın öldürüldü Bakan Ayşenur İslam sanırım bunları bilmiyor. Hanime Aslan davasında da geçtiğimiz duruşmada Bakanlığın sorumlu olduğuna dair talepte bulunduk ancak mahkeme tarafından talebimiz ret edildi. Baba Hızır Zehir’in azmettirici olduğuna dair somut delillerimiz olduğuna rağmen savcılık makamının defalarca tahliye talebinde bulunmasını anlayamıyoruz.
'Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz'
Avukat Meriç Eyüboğlu: Üç duruşmada başka heyetler ve başka savcılar eşilğinde yürüdü mahkeme bugüne kadar maalesef. Son duruşmada da yeniden değişti mahkeme heyeti. Yargıdaki hesaplaşmalar ve yer değişikliklerinin duruşmalara yansıması bu şekilde oluyor. Mahkemenin kadın cinayetlerine bakışı duruşmanın seyrini çok etkiliyor. "Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz." Sadece tetiği çekenin değil bunu planlayanın yani azmettiricisinin de ceza almasını istiyoruz. “Koruma altında hiçbir kadın öldürülmedi” diyen Aile ve Sosyal Politikalar bakanı Ayşenur İslam yalan söylüyor. İşte Hanime Aslan cinayeti. Devletin korumasına rağmen Adliye’nin içinde bir kadın öldürülmüştür.
'Kadınları Koruyamıyorsanız erkekleri engelleyin'
Feminist aktivist Hasbiye Günaçtı: Devlete diyoruz ki kadınları koruyamıyorsanız erkekleri engelleyin diyoruz. Kadınların öldürülmesi devlet tarafından ciddiye alınmıyor. Sistem erkek olduğu için devlet kadınları korumakta ısrarcı olamıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ne Hükümet’ten ne de muhalefetten kadın cinayetlerini caydıracak bir tek söz duymadık.