Savcıyı kızdıran mektup

 Almanya'daki Deniz Feneri davasının hükümlülerinden Mehmet Gürhan'ın yaptığı açıklamaya sert tepki gösteren savcı Kerstin Lotz, 'Gürhan'ın açık mektubu aleyhine olabilecektir. Ceza hafifletmesi ya da tecil talebinde olumsuz sonuçlar doğurabilir' dedi Almanya’nın en büyük bağış skandalı olan Deniz Feneri e.V. davasının hükümlülerinden Mehmet Gürhan’ın yaptığı açıklamaya savcı Kerstin Lotz sert tepki gösterdi. Lotz, "Gürhan’ın açık mektubu hukuken geçerli değil. Bu açıklama aleyhine olabilecektir. Ceza hafifletilmesinde ya da tecil talebinde olumsuz sonuçlara yol açabilecektir" dedi. 'İnkâr niteliğinde' Lotz, Gürhan'ın açıklamasının "suç işlediğini kavramadığı, pişmanlık duymadığı ve suç işlediği mahkeme kararıyla kanıtlandığı halde bunu inkâr ettiği anlamına geldiği"ni söyledi. Gürhan’ın mahkemede özür dilediği ve suçunu itiraf ettiği hatırlatması üzerine Lotz, Gürhan'ın avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamanın "inkâr" niteliği taşıdığına dikkati çekti. Lotz, "Gürhan mahkemede suçunu itiraf etti. Ancak şimdi itirafını reddetmesi, aldığı hapis cezasının infazında, ceza hafifletilmesi ya da tecil talebinde olumsuz sonuçlara yol açacak. Biz bu 'açık mektubu’ Almanca'ya çevirtip, Gürhan’ın daha sonraki tutukluluk hali konusunda karar verecek adli mercilere sunacağız“ dedi. Lotz, Gürhan’ın açıklamasının, "mahkeme ile yapılan anlaşma"yı etkilemeyeceğini de vurguladı. Almanya’da, hükümlünün aldığı hapis cezasının üçte ikisi ya da yarısını yatması sonrasında "iyi hali"nin görülmesi şartıyla, tecil ya da hafifletilmiş ceza uygulamasına gidilebiliyor. Bu arada Lotz, "Türkiye dosya istemezse, biz göndereceğiz" yolundaki haberlerin doğru olmadığını da kaydederek şunları söyledi: "AB üyesi ülkelerle buna benzer birlikte çalışmalar yapılmıştır. Ancak AB üyesi olmayan ülkelere, hiç bir talep olmadan dosya gönderilmesi söz konusu değildir. Benim bu tür bir ifadem olmamıştır. Zaten adli yardımlaşma prosedürü bellidir. Ben bunun dışına çıkamam. Adli yardımlaşma talebinin Türk Adalet Bakanlığı'ndan gelmesi durumunda, bu önce Berlin’de Federal Almanya Adalet Bakanlığı’na gider. Buradan da bizim eyaletimiz Hessen’in Wiesbaden’deki Adalet Bakanlığı'na ulaştırılır. Bana da bu tür bir istem, başsavcılık üzerinden gelir. Bunu inceleriz. Adli yardımlaşma talebinin içeriğine, boyutlarına, prosedüre uygunluğuna göre yanıt verir ve kendi taleplerimizi bildiririz. Ama dosyanın tümüyle gönderilmesi gibi bir uygulama yapılmaz." 'Birlikte yapılır' 26. Ceza Dairesi'nin Deniz Feneri e.V. sanıklarıyla ilgili verdiği kararın yazılı gerekçesinin 4 - 8 hafta arası sürebileceğini, bundan sonra adli yardımlaşma incelemesi yapabileceklerini belirten Lotz, "Bu, Türkiye’nin yapabileceği muhtemel bir adli yardım talebinden bağımsız da olabilir. Biz talep edersek, elimizdeki dava dosyasını bütünüyle göndermek biçiminde olmaz. Biz de bazı soruları Türk tarafına yöneltiriz. Bazı kararların infazını, icrasını isteyebiliriz. Türk tarafı isterse bizden alacakları bilgilere göre Türkiye’de tek başına soruşturma yapabilir. İsterse bizimle masaya oturup birlikte soruşturma da yapabilir" dedi. 'Türkiye'deki dostlarım benim için kaygılandı' Ekonomik suçlar konusunda uzman olan savcı Lotz, hukukçuluğunun yanı sıra tam bir Türk dostu. Türkiye’de görüştüğü arkadaşları olan ve onları sık sık ziyaret eden Lotz, Türk mutfağına da bayılıyor. Deniz Feneri e.V. davasının basında yer almasıyla Türkiye’deki arkadaşlarının kendisini arayarak kaygılarını dile getirdiğini belirten Lotz, "Benim Türkiye’de başıma bir şey gelmesinden kaygılandıklarını söylediler” dedi. Başkomiser Alexander Böhm’ün fotoğrafının Türk medyasında yer almasını da eleştiren Lotz, "Geçmişte, bu tür soruşturmaları yapan polislere saldırı ve tehditler yaşanmıştı. Biz, suça karışan insanların kafasının içinde neler döndüğünü bilemeyiz. Elbette gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan, suç ve suçluyu kovuşturan personelin korunmasına özen göstermeliyiz" dedi. Deniz Feneri e.V. soruşturmasının başında suçun siyasi boyutu ve yankılarının bu denli belirli olmadığını ifade eden Lotz "Boyutları ve yankıları bizi de şaşırttı" yorumunu yaptı.