Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, "Rusya Federasyonu ile görüşmelerimizde çok sayıda işbirliği kalemi var. Bunlar Milli Muharip Uçak (MMU) ile ilgili bazı konuları da içeriyor" dedi.
Türkiye'nin yüksek irtifa hava savunma sistemi tedarikine yönelik çalışmalarına ilişkin soru üzerine Demir, S-400'de 2 sistem için masaya oturulduğunu, ikinci sistemin belirli alanlarda iş birliğini içerdiğini ve bu yönde somut gelişmeler de olduğunu söyledi. Patriot konusunda herhangi bir gelişme olmadığını bildiren Demir, SAMP-T için tanımlama çalışmasının bittiğini, salgının da etkisiyle 3 ülkeli bu planın çok hızlı ilerlemediğini dile getirdi. Demir, "Birkaç detay imzamız var, sonrasında oturup daha önceki konuştuğumuz çerçevede planlayacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı'21 kapsamında basın mensupları ile bir araya gelerek gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
"Rusya Federasyonu ile görüşmelerimizde çok sayıda işbirliği kalemi var. Bunlar Milli Muharip Uçak (MMU) ile ilgili bazı konuları da içeriyor" diyen Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli jet TF-X, 2023'te hangardan çıkacağı için seçtiğimiz bir motor tipi var, belirli sistemler var ama zaman geçtikçe belirli sistemlerin değiştirilerek, geliştirilerek yenilenmesi veya yerlileştirilmesi gibi bir adım adım süreç olacak. Bu süreçte de belirli yerlileştirilecek sistemlerle ilgili Rusya tarafıyla görüşmeler olabilir. Çok fazla detay yok şu anda."
Demir, Birleşik Arap Emirlikleri ile savunma sanayisinde yeni iş birliklerinin söz konusu olup olmayacağı sorusuna karşılık, bu alandaki ihracata bakıldığında kriz döneminde dahi belirli işlerin devam ettiğini gösteren rakamlar bulunduğunu ifade etti. Demir, "Türkiye'nin geldiği konum ve seviyenin onların ilgisini çektiğini biliyoruz. İlişkilerin çok sıcak olmadığı dönemde bile bir temas vardı, normale girdiğinde bu temasın daha ileri seviyede olacağını ve önemli ölçüde ihracat imkanları olacağını belirtmek isterim. Daha çok erken aşamalardayız ama gelişmeler oldukça bunları göreceğiz" dedi.
Ukrayna'ya insansız hava aracı (İHA) satışının bir süreç olduğunu ve en başından konuşulan projenin üretim ve yatırımı da kapsayacak şekilde partiler halinde devam ettiğini anlatan Demir, gelişmelerin Rusya'nın değerlendirmeleriyle ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını söyledi. Demir, "Daha önceki anlaşmaların gereği olarak orada belirli üretimleri de içeren bir kavram var. Onun devamı, yoksa gerginlik var, Türkiye bu gerginlik üzerine İHA/SİHA gönderiyor gibi bir anlayış olmasın" ifadelerini kullandı.
Demir, Siper Hava Savunma Sistemi'nin ilk aşamada Hisar O+ hava savunma sisteminde daha iyi olacağını, nihai Siper'in ise çok daha iyi olacağını, adım adım S-400 veya daha ileri bir sisteme doğru gidileceğini bildirdi.
TCG Anadolu gemisinin 2022'nin erken zamanlarında hizmete girmesi için çalıştıklarının ifade eden Demir, "Geminin bazı detay donanımlarının hizmet sırasında yapılması mümkün diye düşündük. Onun için biraz daha erken olabilir mi diye bastırıyoruz. Gemiye İHA/SİHA konuşlanmasıyla ilgili proje de bir yandan devam ediyor. Gemimizi orijinal dizaynında olduğu gibi ilk önce hizmete verip, Bayraktar TB3'ün çalışmalarını olgunlaştırıp hazır olduğunda tekrar bir fırsatta gemiye entegre etmekle ilgili bir planımız var" dedi.
Hürkuş'un Azerbaycan'a ihracatına yönelik soruya İsmail Demir, "Hürkuş Azerbaycan'dan kesinlikle ilgi görüyor. Orada da inşallah önemli gelişmeleri yakında göreceğiz" yanıtını verdi.
Dövizdeki artışın savunma sanayisi projelerine etkisine yönelik soru üzerine Demir, şunları kaydetti:
"Döviz endeksli olanlardan oluşacak maliyetlerle beraber yerlileşme konusunda firmalarımızın daha büyük iştah göstereceğini ve alt yüklenici arayacağını söylüyoruz. Bu anlamda olumlu bir katkısını vurgulayabiliriz. Döviz endeksli olan kalemlerde zaruri olarak artış belli şekilde olacak ama bunun yerliyi tetiklemesi konusundaki faydasını da ihmal etmemek lazım. Oluşacak etkiyi göğüsleyecek kapasite ve kabiliyete sahibiz. Finansman modellerinde de aslında çok çeşitli kavramlar gündeme gelebilir. Bazen krizler fırsat oluşturur, bunun da hiç akla gelmeyen fırsatlar oluşturma ihtimali çok büyük. Bunu da arkadaşlarımız çalışıyorlar. Sahada göreceğiz. Buradan çok olumlu sonuçlar bekliyoruz, çünkü model konusunda oldukça orijinal fikirlere sahip olduğumuzu söyleyebilirim, inşallah onlar da ihracatımızı artırma yönünde etkiler yapacak."
Demir, Altay tankının güç grubu ihtiyacı için yürütülen çalışmalar ve Güney Kore ile imzalanan niyet beyanına ilişkin sorular üzerine şu değerlendirmelerde bulundu:
"Güç grubu konusunda alternatif ülke derken Kore'yi kastediyoruz. Bu konuda salgının da etkisiyle Kore tarafında epey bir yavaşlama olmuştu. Bu konuda Dışişleri Bakanımızın ziyareti sırasında bunu tekrar gündeme getirip bir ihraç izni meselesi imzalandı. Akabinde de bir mutabakat zaptı imzası söz konusu. Kore'deki muhatabımız ile görüşmelerimiz oldu. Onların da alt seviye bürokraside birkaç işlemi var. Onlar tamamlandıktan sonra bir imzaya gelecek ve kendileriyle şubat ayında yüz yüze görüşme planımız var. Onların bir ziyareti söz konusu. Belki ondan önce bizim ziyaretimiz olabilir. Kore makamlarından bu geçici dönemindeki durgunluğun aşıldığı ve üst düzeyde inisiyatif kullanarak meselenin tekrar rayına sokulacağıyla ilgili bir geri bildirim aldık. Orada da birden fazla firma işin içinde olduğu için bunu koordine etmenin biraz zaman aldığını söylediler"
Yerli motor çalışmaları hakkında da bilgi veren Demir, "Kendi çalışmalarımızda ise 1000 beygir grubundaki hem motor hem transmisyon sistemimiz test aşamasına başladı. Entegre şekilde testler sürüyor. İkinci grup 1500 beygir sınıfındaki motorda ki bu Altay tankının motoru oluyor, testler sürüyor. Transmisyon entegre edilmesi aşamasında gelindi. Yani bir transmisyon şu an çalışıyor, ikincisi de motor testinin belli bir aşamasında yüklemeleri gördükten sonra onu da entegre edip çalıştırılmasını 1-2 ay sonra görmüş olacağız. Güç grubu konusunda da yerli motor ve transmisyonlarımız test aşamasında çalışıyorlar. Bu test süreçlerinin kısa zamanlar olmadığının da bilinmesi gerekiyor" diye konuştu.
Milli Muharip Uçak çalışmalarının F110 motoru ile başlayacağını ve motor tedarikinde bir sıkıntı bulunmadığını ifade eden Demir, teklife çağrı dokümanının da Türkiye'de yerli motoru içeren bir çalışma olduğunu söyledi.
Bu dokümanın klasik teklife çağrı dokümanlarından biraz farklı olacağını vurgulayan Demir, şöyle konuştu:
"Bu Türkiye'nin milli jet motoru yolculuğunda muhtemel oyunculara yayınlandı ve onların bir araya gelip bu teklifi tekrar gözden geçirmeleri ve yerli motor üretimi ile ilgili bir yol haritası oluşturup Türkiye'deki mevcut bütün kabiliyetlerin masada olduğu bir yol haritasında hep beraber el ele yürüme stratejisini oluşturacak. Çünkü Türkiye'nin bu konuda çok derin bir geçmişi yok, bu konuda tecrübeli mühendisimiz, tasarımcımız çok fazla yok. Onun için 3-4 parçaya bölmek gibi bir lüksümüz olmadığı için onları birleştirip, bir arada koordineli şekilde çalıştırmamız gerekiyor. İmalat konusunda önemli kabiliyetlerimiz var. TEI çok önemli imalat kabiliyetleri sergiledi. Daha da ileri malzeme araştırmaları ve imalat teknikleri çalışılıyor ama bahsettiğimiz teklife çağrı, milli motor geliştirme sürecimizin yeni bir adımı. Hürjet motoruyla ilgi de sıkıntı yok. Baştan yola çıkarken sıkıntı olamayacağıyla ilgili tabiri caizse garanti alınarak yola çıkıldı. O açıdan bir alternatif plan yapmadık. Bir sıkıntı beklemiyoruz"
Atak helikopterinin burun topunun yerlileştirme çalışmalarının olgunlaştığını bildiren Demir, Pakistan'a yapılacak helikopter ihracatının ise motor konusundaki ihracat iznine bağlı olduğunu söyledi.
İsmail Demir, Hisar O+ sisteminin teslimatına yönelik soruya karşılık, "Hisar O+'nın teslim süreci devam ediyor. Sistem imalatçı açısından hazır. Kullanıcıyla belirli kontroller, adaptasyon eğitimleri vesaire var. Bu yıl sonu istesek olur ama herkesin içine sinecek şekilde biraz daha yıl sonunu geçebilir" dedi.
Demir, Atmaca füzesinin teslimatına başlandığını, deniz platformlarındaki mühimmat ve silah sistemlerine yönelik çalışmaların da devam ettiğini bildirdi.
Çip krizinin sektöre etkisinin sınırlı olduğunu anlatan Demir, yerli çip üretimi ile ilgili birtakım adımlar atıldığını, bunlar olgunlaştıkça kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
Ramjet konusunda TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN'ın koordinasyon halinde çalıştıklarını dile getiren Demir, "Müjdeyi ilk testi yaptığımız zaman inşallah veririz diyelim" ifadesini kullandı. (AA)