Saygı Öztürk: 'Evet', 'Hayır' öyle gerilim yaratmış ki, siyasetçilerimiz kendi getirdikleri yasalarla koydukları yasakları unutmuşlar

Saygı Öztürk: 'Evet', 'Hayır' öyle gerilim yaratmış ki, siyasetçilerimiz kendi getirdikleri yasalarla koydukları yasakları unutmuşlar

Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk,  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve heyetinin Hollanda'ya alınmamasıyla ilgili olarak, Hollanda hükümetinin YSK'nın 17 Şubat 2017 tarihinde 2017 tarihli seçimlerle ilgili yasakları da belirleyen 109 sayılı kararının 94. maddesindeki "Halk oylaması süresince yurtdışında ve gümrük kapılarında her türlü propaganda yasaktır" maddesini hatırlattığını belirterek "Evet', 'Hayır' öyle gerilim yaratmış ki, siyasetçilerimiz kendi getirdikleri yasalarla koydukları yasakları unutmuşlar" dedi.

Saygı Öztürk'ün Hollanda-Türkiye arasındaki krize ilişkin Sözcü gazetesindeki yazısı şöyle:

Ortalık toz duman… Almanya, Hollanda, Avusturya başta olmak üzere Türk vatandaşlarının yoğun olduğu ülkelerde, AKP'li bakanlar halk oylamasında “evet” oyu verilmesi için mitingler yapmak istiyor. Öyle bir zıtlaşma yaşanıyor ki, bakanların “yaparım” onlar “yaptırmayız” demesi ülkeler arasında önemli bir gerilim kaynağı oldu. Öyle bir noktaya gelindi ki, Dışişleri Bakanımızı Hollanda'ya götürecek uçağın seferi iptal edildi. Yurtdışında bulunan vatandaşlarımızın seçimlerde oy kullanmalarını iktidar partisi de, muhalefet partileri de destekliyordu. Böyle bir destekle Seçim Kanunu'nda 2008 yılında buna göre düzenlemeler yapıldı. Ama şu anda yapılmak istenenin de kanunsuz olduğunu hemen hatırlatalım.

YURTDIŞINDA SANDIK KURULABİLMESİ İÇİN…

Yurtdışındaki vatandaşlarımız, bulundukları ülkelerde kurulan sandıkta üç kez oy kullanabildi. Bunlardan ilki 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi, diğerleri 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 milletvekilliği seçimleri… Her seçim öncesi Yüksek Seçim Kurulu'nun bazı üyeleri değişik ülkelere gidip, seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesini sağlamak için o ülkenin yetkilileriyle de görüştü. Bu görüşmeler sırasında, Seçim Kanunu'nda 2008 yılında yapılan değişiklikler de anlatıldı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri ve parti temsilcileri 2013 yılında Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika'ya gitti. Özellikle Almanya'da “kamu düzeni” diye bir kavram var. Onlar, 20 kişinin bile bir araya gelmesini istemiyor. Yurtdışında bulunan yaklaşık 3 milyon seçmenin yarısı Almanya'da yaşıyor. YSK üyeleri ve parti temsilcileri gidişlerinde 33 başkonsolosluğumuzu da dolaştı. Bazı konsolosluklarımız apartmanlarda olduğu için orada sandık kurulmasının da hayli zor olduğu dikkate alındı. Bu durumda, dışarıda kiralanacak bir yerde sandık kurulabilmesi, seçim yapılabilmesi için ilgili ülkenin makamlarından izin alınması gerekiyor. Ancak onların izin vermesi halinde sandık kurulabiliyor. Öyle ki, 2014 yılında, yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Almanların, seçim sandığı kurmaya izin verip vermeyeceği merak ediliyordu. Çünkü bina dışında kalabalık olmaması isteniyordu. Eğer, bina dışına önemli bir taşma olursa kalabalığın polis tarafından dağıtabileceği de konuşulmuştu. Başta Almanya ve Avusturya olmak üzere Batı ülkelerinde, bizdeki gibi seçimlerin sorumluluğu seçim kurulunda değil yerel yönetimlerde…

BU YASAK NİÇİN GETİRİLDİ?

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 22 Ocak 2008 tarihinde TBMM Başkanlığı'na, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngören tasarı gönderildi. Kanunlaşan değişikliğin 94. maddesinin ilgili fıkrası şöyle: “Yurtdışında, yurtdışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında her türlü propaganda yasaktır.” Konuyu biraz açalım. Yasal düzenlemenin alt yapısını hazırlayan dönemin Yurtdışı Türkler'den de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, “propaganda yasağı”nın getirilişinin gerekçesini “Bizim 155 ülkede vatandaşımız vardı. 154 ülke bir yana Almanya bir yana. Çünkü en çok orada vatandaşımız var. Almanya, bizim vatandaşlarımızın oy kullanmalarına uzun bir süre olumlu bakmadı. Türkiye'deki siyasi tartışmaların kendi ülkelerine yansımasını istemiyorlardı. Biz de gurbetçilerimizin oy kullanmalarının önündeki engelleri kaldırma, bu işi kolaylaştırma, rahatlatma adına ‘propaganda yapılamaz' fıkrasını ekledik” diye açıkladı.

 

Yabancılar kanunumuzu hatırlatıyor

 

Yurtdışında ve temsilciliklerimizde, gümrük kapılarında siyasi partilerin propaganda yasaklarıyla ilgili kanuna dayanarak YSK'nın 17 Şubat 2017 tarihinde 2017 tarihli seçimlerle ilgili yasakları da belirleyen 109 sayılı kararında, yasanın 94. maddesi hatırlatıldı. O kararda da şöyle denildi: “Halk oylaması süresince yurtdışında ve gümrük kapılarında her türlü propaganda yasaktır.”

Yasak ama uyulmak istenmeyen bir yasak… YSK'nın CHP Temsilcisi Avukat Mehmet Hadimi Yakupoğlu'na yasakların yaptırımının olup olmadığını sordum. Şunları söyledi: “Yurtdışı propaganda seçim yasağı, 2008 yılından beri yürürlüktedir ve yurtdışında yapılan son 3 seçimde uygulandı. Ancak kanunda bu yasağa uyulmadığı takdirde ne yapılacağı ve kimin denetleyeceği düzenlenmemiş. Bu sebeple kanunen var olan yasak ve uyulması zorunlu olan YSK kararları, yok hükmünde. Oysa, başta Almanya olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri, Türkiye'nin bu yasağı neden uygulamadığını her zaman soruyor.”

“Evet”, “Hayır” öyle bir gerilim yaratmış ki, siyasetçilerimiz kendi getirdikleri yasaları, o yasayla getirilen yasakları bile unutmuş. Başkalarını suçlamadan önce yasalarımızı bir kez daha okuyalım…