Saygı Öztürk: Lübnan, Suriyelileri nasıl gönderiyor?

Saygı Öztürk: Lübnan, Suriyelileri nasıl gönderiyor?

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Demokrat Parti ( DP) Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy, Genel Başkan Danışmanı Yalçın Taze, Göç Komisyonu Hukuk Danışmanı Hasan Can Akay’ın 8 Kasım’da Suriyelilere yönelik uygulanan politika ile geri gönderme yollarını öğrenmek için Lübnan’a gerçekleştirdikleri ziyareti yazdı.

Öztürk yazısında şunları kaydetti:

"Göç Bakanı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği'ne, Suriyelileri ülkelerine göndermekte kararlı olduğunu söylemiş, bunun için izleyecekleri yöntemi anlatmış. BM yetkilisi de “Suriye ekonomik olarak zor durumda. Ülkelerine gönderilirlerse kendilerine ekonomik olarak bakamazlar” gerekçesiyle karşı çıktı.

Lübnan ekonomik sıkıntı içinde olan bir ülke. Suriyeli ailenin her doğan bebeğine BM, 100 dolar veriyor. Bu ülkede emekli öğretim üyensin eline ise ayda 130 dolar geçiyor.

Lübnanlı iki bakan, iki kez Suriye'ye gidip protokoller imzaladı. Bu protokol sonucu öncelikle Lübnan'da doğan her Suriyeli bebek, hastanenin verdiği ıslak imzalı doğum belgesiyle Suriye Büyükelçisine bildiriyor. Böylece, bebek Suriye vatandaşlığını kazanıyor. Böylece vatansız kimse kalmıyor.

Türkiye'de vatandaşlığa alınanların sayısını İçişleri Bakanı 230 bin kişi olarak açıklarken, Suriyelilerle ilgili gelişmeleri yakından izleyen, bakanlık kaynaklarından da bilgi alan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ bir milyon 900 bin kişinin vatandaş yapıldığını öne sürüyor. Lübnan'da kaç kişinin vatandaşlığa alındığını da merak etmişsinizdir. Hiçbir Suriyeli, Lübnan vatandaşlığına alınmamış. İlay Hanım bunu öğrendiğinde, ülkemizdeki durumu bildiği için hayli şaşırdı.

Çocukların vatandaşlığı korunurken, geri dönmek isteyen Suriyeliler, Göç Bakanlığı'na başvuruyor, Suriye hükümetinin çıkardığı affın hangisinden yararlanmak istiyorsa Lübnan Göç Bakanlığı'na başvuruyor. Ardından Suriye ve Lübnan Adalet Bakanlığı heyetleri bir araya gelip başvuranların durumlarını inceliyor. Lübnan dönüş takvimi hazırladı ve buna göre Suriyelilerin hangi tarihlerde ülkelerine dönebileceklerini belirledi."

"Suriye, Lübnan sınırında geçici mahkemeler kurdu"

Öztürk, Lübnan ve Suriye arasında imzalanan protokole göre Suriye'nin neler yaptığını da şöyle aktardı:

"Suriye, Lübnan sınırında geçici mahkemeler kurdu. Ülkelerine dönmek isteyenlerin daha önce yaptığı af başvurularını sonuçlandırıyor ve kendilerine 'Temyiz kağıdı' veriyor ve böylece ülkesine sicili temizlenmiş olarak giriyor. Suriye'ye dönen 600 bin kişiden sadece 34 kişinin tutuklandığı, hazırlanan plan gereği her ay 15 bin Suriyelinin ülkelerine dönüşünün sağlanacağı İlay Aksoy'a verilen bilgiler arasında yer alıyor. Suriye'ye gelenler önce kurulan yaşam alanlarına götürülüyor. Daha önce terk ettikleri evler barınılacak gibiyle oralara ya da ülkenin farklı yerlerine gidişleri sağlanıyor.

Eğer evleri yaşanacak gibi değilse, bir süre aileler bu yaşam alanında kalıyor. Bunların elektrik, su, gıda ihtiyaçları Rusya tarafından karşılanıyor. Suriye ve Rusya arasında imzalanan protokol uyarınca evlerinin onarımı Rusya tarafından yapılıyor. Rusya o kadar duruma hakim ki, ülkede ikinci dil olan Fransızcanın yerini artık Rusça almış."

“Lübnan, Suriyelilerin topluma uyum sağlamaları için bir çalışma yapmadı. Hep geçici gözüyle baktı ve sistemi de ona göre kurdu"

Öztürk, İlay Aksoy’un temaslarının sonucundaki şu değerlendirmesini aktardı:

“Lübnan, Suriyelilerin topluma uyum sağlamaları için bir çalışma yapmadı. Hep geçici gözüyle baktı ve sistemi de ona göre kurdu. Kastım şu: Suriyelileri sadece tarım, atık temizliği gibi işlerde çalışmalarına izin verdiler. İşyeri açmalarına izin verilmedi. Vatandaşlık verilmedi. Oturma izni verilmedi. Üniversiteye girişlerinde Lübnanlı öğrencilerle aynı koşullar uyguladılar. Okulları paralı yaptılar. Kayıtsız olan Suriyeliler de sağlık hizmetlerinden paralı yararlandı.

Lübnan'da, Suriyelilerin bulunduğu 7 bin yerleşim birimi var. Suriyeliler bu yerleşim birimlerinde tutuldu. Bu insanlar kendilerini Lübnan'a ait görmedi, kalıcı olmadıklarını da her daim hissettiler. Suriye ve Lübnan diplomatik ilişki kurarak Suriyelileri kalıcı hale getirmedi. Görüşmelerle sorunları çözüm imkanı var.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.