T24 - Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri, Türkiye’nin en gizemli kurulunun ve MGK Genel Sekreterliğini şifrelerini “MGK” kitabında çözdü.
Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri tarafından yazılan “MGK – Dünü ve bugünüyle Milli Güvenlik Kurulu” kitabı Doğan Kitap yayınlarından çıktı. MGK ve MGK Genel Sekreterliği’nin bilinmeyen yönlerinin ilk kez yazıldığı kitapta, 28 Şubat süreci de belgelerle ortaya konuluyor.
Saygı Öztürk’ün Doğan Kitap tarafından yayımlanan Devletin Derinliklerinde, 5-6-2 Tamam Reis, Madalyalı Mahkum, 33 Kurşun, İsmet Paşa’nın Kürt Raporu, Ölüm kuyuları, Apo Olayının Perde Arkası, Belgelerle Ergenekon, Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü, Son Babalar, Okyanus Ötesindeki Vaiz kitaplarından sonra, Kemal Yurteri ile birlikte yazdıkları “MGK” kitabında da Türkiye’nin en gizemli kuruluşu MGK ve MGK Genel Sekreterliği’nin gizli tarihi de akıcı bir dille anlatılıyor.
MGK’da yaşanan krizler kitapta belgelerle ortaya konulurken, o gerilimli anlarda ortamı yumuşatmak için yapılan espriler, Refah partisinin kapatılmasının niçin öne alındığı da olayın kahramanı tarafından ilk kez kitapta anlatılıyor.
Önsözü Emin Çölaşan yazdı : MGK kitabı
Gazeteci-yazar Emin Çölaşan, Öztürk’ün önceki kitapları gibi Kemal Yurterdi ile birlikte yazdığı MGK kitabının da önsüzünü yazdı. Çölaşan, kitapla ilgili yazısında da şunları belirtti:
Şimdi yeni çıkan bir kitabı iki gazeteci arkadaşım, Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri yazdılar:
“MGK. Dünü ve Bugünüyle Milli Güvenlik Kurulu.” (Doğan Kitap) Nedir Milli Güvenlik Kurulu, neyin nesidir? Yıllardan beri ekranlardan, gazete sayfalarından izledik. “MGK yarın toplanıyor…MGK toplantısı bugün…Çok önemli kararlar açıklanacak…Kararlar açıklandı…”Kurul adına yapılan açıklamaları özellikle televizyon muhabiri arkadaşlarımız Çankaya Köşkü’nün kapısında okurdu, bizler de o anda bilgi sahibi olurduk. “Şu konuların hükümete tavsiye edilmesine karar verilmiştir!.. ”Peki ama bu Kurul kimlerden oluşur, nasıl çalışır? Kuralları nedir? Toplantılarda neler olur? Komutanlarla sivil kesimin, başbakan, bakan ve ilgili bürokratların bir araya geldiği bu toplantılarda hangi konular gündeme nasıl getirilir? Bu işin protokol kuralları nedir? Alınan kararlar uygulanır mı, yoksa MGK toplantıları göstermelik midir? Kurul’un en tartışmalı toplantıları ne zaman, hangi dönemde oldu? Bildirilerde, muhtıralarda neler vardı? Gizli yazışmaları neydi? İrtica raporları nasıl hasıraltı edildi? Hangi kararların uygulanması asla mümkün olmadı?.. Asker-polis çatışması MGK toplantılarında birlikte alınan kararlara ve sonrasına nasıl yansıyordu? Kurul’un tarihçesi nedir? İlk kez başka bir isimle ne zaman çalışmaya başlamıştır? Saygı Öztürk ve Kemal Yurteri bütün bu soruları bir araya getirip derlemişler. MGK, anayasal bir kurum. Anayasaya 1961 yılında girdi. Normalde Çankaya’da, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında ayda bir kez toplanır, yurt ve dünya sorunlarını belli bir protokol içerisinde görüşürdü. Kurul’un görüştüğü, bazen de üzerinde tartıştığı iç ve dış sorunlar yıllara göre değişti ama her seferinde değişmez konu terör oldu. Kurul asker ağırlıklı idi. Sonra devreye –AKP döneminde- Avrupa Birliği girdi ve Kurul’un yapısı değiştirilerek sivil ağırlıklı oldu. Dolayısıyla askerlerin ağırlığı bir anlamda yok edildi. Şimdi orası iktidar partisi çoğunluğunun elinde. Başka bir deyişle, sıradan bir kamu kuruluşuna döndü. MGK artık AKP’nin bir yan kuruluşu. Bu yüzden de, yapılan toplantılar ve sonrasında yayınlanan bildirilerin de heyecanı ve esprisi kalmadı.Başka bir deyişle AKP döneminde Türk ordusunun kolu kanadı kırılırken, MGK da bir anlamda yok edildi. İki gazeteci arkadaşım ellerinde bu konularla ilgili var olan tüm bilgi ve belgeleri harmanlayıp ortaya güzel bir kitap çıkarmışlar. Arşivler taranmış, gizli bilgi ve belgelere ulaşılmış, birikimler paylaşılmış, ilgili uzmanlarla söyleşiler yapılmış ve her şey bir yerde kesişmiş…Ve karşımıza pek çok yönünü hiç bilmediğimiz, ya da unuttuğumuz MGK gerçeği çıkmış.Böyle bir kitap Türkiye’de ilk kez yayınlanıyor. Ne mutlu bana ki, onun önsözünü yazma onuru da bana düştü. Bu, Kemal Yurteri’nin ilk, Saygı Öztürk’ün 13. kitabı.İki değerli gazeteci arkadaşımı da kutluyorum, “Ellerinize sağlık, daha nice kitaplara” diyorum.