Tempo24* Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Türkan Saylan, hastane çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kız çocuklarını okutmamız cemaatlere zarar veriyor" dedi. * "Benim bir süre daha yaşamam lazım" diyerek taburcu olan Prof. Saylan, gerekirse AİHM’ye gideceklerini söyleyerek, "Artık bu balon patladı. Aslında yapanlar da rahatsız olmuştur. Yalan üreterek bir yere kadar gidebilirsiniz ama sonuna kadar gidemezsiniz" dedi.>
KanalD'den ÇYDD kampanyası>
Ergenekon'da 6 kişi serbest>
Elif’in ödevleri de Ergenekon'a delil oldu>
Rektörler adliyede>
Saylan hasta yatağından konuştu>
'Parmaklıklar ardında ömrümden 3 gün geçti'>
ÇYDD'ye bağış yağmuruna tutulduErgenekon soruşturmasının 12. dalgasında birçok şubesine baskın düzenlenen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı (ÇYDD) Prof. Dr. Türkan Saylan hastane çıkışında kameraların karşısına geçti ve "Giderken daha namuslu bir dünya bırakmak istiyoruz. Ülkemizi sattırmayız, böldürmeyiz. Her devrimin bir karşı devrimi vardır. Devrimimizi korumak zorundayız" dedi. "Bu balon patladı. Yalan üreterek bir yere kadar gidebilirsiniz ama daha ileriye gidemezsiniz" diyen Saylan, "Tutuklamalar, telefonlarımızı dinlemeler, kopyası olmadan belgeleri alıp götürmeleri... Bütün bunlara hakları var mı? Hepimiz hakkımızı arayacağız. Ayrı ayrı tazminat davaları açacağız. Eğer buradaki mahkemelerden bir sonuç alamazsak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız" diye konuştu. Saylan, tazminat davasını kazandıkları takdirde bunun derneğe bağışlanacağını vurguladı. "Bir güzel kızımız okumaya başlayıp da 12-14 yaşında evlenmiyorsa o bir zarar veriyor cemaatlere" diyen Saylan, "Her devrimin bir karşı devrimi olduğu gibi, cumhuriyet kurulduğundan beri cumhuriyetten zorluk görenler, hacılar hocalar, birden bire bir disiplinli rejime geçiliyor. Burada birçok kişi mutlu oluyor ama birçok kişi de kızıyor bu işe. Nefret ediyor bu sistemden" diye konuştu. ‘Kapımıza bilgisayar bırakıyorlar’ Saylan, derneğin genel merkezi ve 33 şubesinde yapılan aramalarda tüm belgelere yedekleme yapılmadan el konulması gibi birçok haksız uygulamada bulunulduğunu söyledi. Saylan, "Birkaç gündür çocukların bursu gitmedi. Bilgisayarlarımız olduğu gibi gitti. Ancak vatandaşlar getirip bilgisayarlarını kapının önüne bırakıyor" dedi. Saylan, derneğin genel merkezi ve şubelerinde yapılan aramalarda götürülen tüm belgelerin henüz geri alınamadığını belirterek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün kendilerinden hard disk istediğini, dernek yetkililerinin de hard diskleri götürdüklerini ve şu anda belgelerin yedeklenmesi çalışmalarının yapıldığını kaydetti. Türkan Saylan, "Ülkemizi sattırmayız, böldürmeyiz. Giderken daha iyi dünya bırakmak istiyoruz. Her devrimin bir karşı devrimi var. Devrimimizi korumak zorundayız" ifadelerini kullandı. Saylan belli kesim bir basının kışkırtmalarıyla bu noktaya gelindiğini de vurguladı. "Eğitim çok yozlaşmış vaziyette. Fırsat eşitliği yok. Ayakkabısı olmayan öğrenciler var. Eksi 40 derecede okula gidiyorlar" diyen Prof. Saylan, "Böyle bir durum varken, egemenler var. Bunu engellenmek de bizim elimizde" şeklinde konuştu. ‘Biz çocukları dağa gönderiyormuşuz’ Gözaltındaki ÇYDD yöneticilerine 'burs'ların sorulduğunu ifade eden Saylan, "Neden durmadan bize 'kime burs veriyorsunuz' diye soruyorlar? Bunların hepsini mahkemede soracağız" dedi. Saylan şöyle devam etti: "Dinler insanlara temiz olmayı namuslu olmayı vs. öğretmeye çalışan bir sistem. Ama maalesef saptırılmış vaziyette. Her kafadan bir ses çıkıyor. Özellikle insanların hayatlarını ruhlarını bedenlerini almaya çalışıyorlar. Bu haksızlığı çocuklara yapmamamız lazım. Bunların hepsi eğitimle sağlanır. Eğitim de yozlaştı. Ama onun da zamanı gelecek. Hakkari'deki çocuklar, benim çocuğum, öğretmensiz kurssuz kalmamalı. Yani bugün Van'daki üniversitede ekmek arası patatesle yaşayan çocuklar var. Bayılıyorlar açlıktan. 7 kardeşseler, sabahçılar öğrenciler birbirlerinin ayakkabıların giyiyorlar. Ellerinde tezekler, öğretmenler sobayı yakıyor. Yani böyle bir durum varken, fırsat eşitliği var, bu büyük bir haksızlık. Aynı şey Teşvik Yasası'nda da var. Bunu engellemek de bizim elimizde. Neymiş biz çocukları alıp dağa gönderiyormuşuz, asimile ediyormuşuz. Bunlar beni hiç ırgalamaz" dedi. "Bir sürü ihbar koymuşlar dosyalara, imzasız adressiz adamlar yazıyorlar, ben savcının karşısında 301'den ifade veriyorum" diyen Saylan, "Bizler üçkağıt yapacak insanlar değiliz. 24 saat çalışıyoruz, bir kızımız bir çocuğumuz daha burs alsın diye. Biz savcılığa başvurduk, hiç ses çıkmadı. Sayenizde bu itirazlar basına yansıyınca bunu söylüyorlar. Bizden harddisk getirin dediler. Arkadaşlar hala orada çalışıyor" dedi. Saylan ayrıca, "Genç bir insanın 'biz sizden burs aldık, şimdi öğretmenim' demesi beni çok mutlu ediyor. Para pul benim için önemlli değil" dedi. ‘Atatürk'ün kızları olarak istiyoruz’ İki kemoterapi aldığını söyleyen Saylan, "Hocalar bana burada doping yapıyorlar. Serumlar veriyorlar. Biraz iştahım açıldı. Kafamda projelerimiz var, siz gençler için çalışıyoruz. Daha adaletli, adaletin tam işlediği, işkencenin olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Biz bunları Atatürk'ün kızları olarak istiyoruz. O açıdan ÇYDD Atatürk ilke ve devrimlerini korumak için kuruldu" dedi.