Saylan'ı on binler uğurladı

Saylan'ı on binler uğurladı
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı meşalesini yaktığı ve doğum günü olarak kabul edilen 19 Mayıs’ta on binlerce seveni eşliğinde son yolculuğuna uğurlandı. Saylan'ın Türk Bayrağı'na sarılı cenazesini Teşvikiye Camii'ne, hatta Teşvikiye'ye sığmayan kalabalık karşıladı. Saylan'ın naaşı, cenaze namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na yine onbinlerce kişinin eşliğinde uğurlandı. Üzerinde "Türk Silahlı Kuvvetleri" yazılı bir çelenk, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen törene getirilirken yoğun alkış aldı. Sevenleri, Saylan'ın cenazesini, alkışlar ve "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganlarıyla karşıladı. Törende, Saylan'ın ölmeden önce toplumun hemen her kesimine yönelik yazdığı mektuplardan biri de okundu. Bu mektupların büyük bölümüne, Ergenekon operasyonu kapsamında polis tarafından yapılan aramalarda el konulmuştu. Yoğun kalabalık nedeniyle hem ilk törenin yapıldığı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde hem de Teşvikiye Camii'nde izdiham yaşandı. Saylan'ın cenazesi cami avlusuna güçlükle sokuldu. Telefonu hiç susmayacakSaylan’ın cep telefonun kapatılmadığı, yakın arkadaşı Nursel Gürtel tarafından yanıtlandığı öğrenildi. Telefon, oğlu Çınar Örge’nin isteği üzerine hiç kapatılmayacak, bundan böyle derneğin resmi telefonu olarak kullanılmaya devam edilecek. Türkan Saylan için üzülmeyin... Doğan Akın yazdıSaylan'dan Aydın Engin'e: Anılarım yarım kalacakVedat Özdan yazdı: Kızım ve Türkan HocaCenaze töreninden notlarTürkan Saylan'a veda - FOTOGALERİLütfi Kırdar dolup taştıLütfi Kırdar’daki 1875 kişilik salonun hınca hınç dolduğu, dışarıda kalanlarla birlikte yaklaşık 10 bin kişinin hazır bulunduğu ilk uğurlama törenine, AKP hükümetini temsilen kimsenin katılmaması dikkat çekti. Saylan’ı son yolculuğuna uğurlamak için ailesinden ise oğulları Çınar ve Çağlayan Örge ile torunları Taner ile Timur, kardeşi Gündüz Saylan hazır bulundu. Saylan’ın Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki morgdan alınarak, törenin düzenlendiği Dr. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu’na getirilen Türk bayrağına sarılı naaşı, Ergenekon operasyonları sırasında evinin penceresinden çekilen “mola işareti” yapan fotoğrafıyla birlikte kürsüde yer aldı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Saylan’ın hayatını anlatan sinevizyon gösterisiyle başladı. Hepimiz darbeciyiz Törende konuşan ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı, eski Adalet Bakanı Aysel Çelikel, “Saylan gibi çok özel bir insanın ardından konuşmak çok zor. Hele hak etmediği, acımasızca suçlandığı bir anlayışın, korkunun egemen olduğu bir ortamda insanın kendisini suçlu hissetmeden konuşması çok güç” dedi. Çelikel, şöyle devam etti: “Türkan Saylan neler yapmak istedi, neler yaptı, ne ile suçlandı? Laikliğin ortak paydamız olduğunu, kız çocuklarının eğitime kazandırılmasını, ülkenin bölünmez bütünlüğünü, demokrasiyi savundu. Bu mudur darbecilik? Düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü istedi. Bu mudur darbecilik? Eğer bütün bunlar darbecilikse hepimiz darbeciyiz.” Bu sözler salonda ayakta alkışlandı. ÇYDD’nin ulusal miras olduğunu ve ülkenin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceklerini dile getiren Çelikel, “Saylan’ı teşekkürlerimizle, alkışlarımızla, ona yapılanlardan utanarak, özür dileyerek uğurluyoruz. Güler yüzüyle o anılarımızdan, yüreklerimizden hiç çıkmayacak” diye konuştu. Karalama kampanyası Saylan’ın yakın arkadaşı anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise, Saylan’a hitaben yaptığı konuşmasında, “Siz Türkiye’de insan haklarının hukuk yoluyla ilerletileceğine inanmıştınız. Dinci yobazların ve ırkçı faşistlerin yıllardır yürüttükleri karalama kampanyalarının sebebi budur. Keşke bunlar devletin derin ve saydam gölgesi altında yürütülmüş olmasaydı” dedi. Lepra Hastanesi’nde görevli hemşire Leyla Koç da, şunları söyledi: “Hocamız bize ‘cüzzamla savaşta ilaç yetmez, yüreklerine dokunmamız lazım’ derdi. O bir hayalperestti, çılgındı, savaşçıydı ve çocuk ruhluydu. Tüm hemşireler sizi minnet ve şükranla anacaktır hocam.” Bursiyerler de konuştu Törende en son, Saylan’ın en yakınındaki isimlerden, 20 yıllık çalışma arkadaşı Prof. Dr. Ayşe Yüksel konuşma yaptı. Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan Yüksel, duygu yüklü konuşmasında, şöyle konuştu: “Sizlere bir konuşma hazırlayamadım, çünkü yazı yazamıyorum. Hocam hep yazardı ancak son günlerde parmakları tutmuyordu. O yazamadığı için ben de yazamıyorum. Hocam yazamıyorsa ben nasıl yazayım dedim. Ama söz veriyorum hocam hep ama hep sizin için yazacağız.” Törende ayrıca, ÇYDD bursiyerleri ile Kandilli Kız Lisesi Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İmre Orhan da birer konuşma yaptı. Tören sonunda aile üyeleri ve ÇYDD yöneticileri tabut başına çağırıldı ve “Başlattığın hiçbir şey yarım kalmayacak. Mektupların yarım kalmayacak. Güle güle Türkan Saylan” anonsu yapıldı. Saat 14.00’te başlayıp 16.00’da biten törene katılanlar Saylan’ın naşına papatya ve karanfil bıraktı. Ardından Saylan’ın naaşı Teşvikiye Camii’ne götürülmek üzere cenaze aracına konulurken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da tabuta omuz verdi. Cenaze aracının arkasında oğlu, torunları, ÇYDD görevlileri, CHP’liler ve vatandaşların katılımıyla kortej oluşturuldu. Cami dolup taştı İlk törenin sürdüğü saatlerde Saylan’ın son yolculuğuna uğurlanacağı Teşvikiye Camii’nde de kalabalık artmaya başladı. Saat 17.00’deki cenaze namazına yaklaşık iki saat kala avluda adım atılacak yer kalmadı. Avluya gelen her çelenk ve her ünlü sima alkışlarla karşılanırken en çok alkışı TSK’nın gönderdiği çelenk aldı. Hükümet kanadından herhangi bir çelenk göze çarpmazken, avludan sık sık “Ne şeriat ne darbe. Tam bağımsız Türkiye”, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları yükseldi. İmam: Annesine “kafir” diyenler ölüsüne saygı göstersinlerİmamdan ders gibi konuşma! - VİDEOCenaze namazını kıldıracak olan imam, yaptığı konuşmada sözlerine, Saylan’ın kendisini şahsen tanıdığını belirterek başladı. İmam, Saylan’ın annesi için yapılan “kafir” ve “misyoner” yakıştırmalarını eleştirerek “Türkan Saylan, annesine yapılan misyoner, kafir yapılmasından rahatsızdı. Zira kendisine kafir denilen her Müslüman çok rahatsız olur. Bu yakıştırmaları yapanlar hiç değilse merhumenin ölüsüne saygı göstersinler. Peygamberimiz ölülerimizi rahmetle yad edin diye emreder. Allah hizmetlerinden dolayı merhumeden razı olsun. Merhume verdiği hizmetlerin ödülünü Allah’tan alacaktır. Gerçekten ölü olanlar insanlara hizmeti olmayanlardır. Umarım merhumenin bıraktığı noktadan hizmet bayrağını devralacak nice Türkan Saylan’lar çıkacaktır” dedi. İmamın konuşması cami avlusunda toplananların destek alkışlarıyla sık sık kesildi. Hükümeti temsilen kimse yoktuCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, eski Başbakan Mesut Yılmaz, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, CHP genel başkan yardımcıları Onur Öymen ve Bihlun Tamaylıgil, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel Başkanı Masum Türker, CHP milletvekilleri Necla Arat ve Birgen Keleş, ÖDP milletvekili Ufuk Uras, eski Kültür Bakanı İstemihan Talay, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Mehmet Ali Yalçındağ, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ve Star Haber Grup Başkanı Uğur Dündar; Genco Erkal, Tarık Akan, Nejat Yavaşoğulları, Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve Meltem Cumbul’un da aralarında bulunduğu sanatçılar törene katıldı. Ancak hükümeti temsilen Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Teşvikiye Camii'nde kimse yoktu. 'Darbeciler yargılansın, devrimciler aklansın'Cenaze töreninde "Darbeciler yargılansın, devrimciler aklansın ölüm onları bulmadan" pankartı dikkat çekti. Törene gelen her çelenk ve her ünlü sima alkışlarla karşılanırken en çok alkışı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gönderdiği çelenk aldı. Avludan sık sık "Ne şeriat ne darbe. Tam bağımsız Türkiye" "Türkiye laiktir laik kalacak", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları yükseldi. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve halen İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavi gören Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal da törene bir çelenk gönderdi. 'Bunlar darbecilikse hepimiz darbeciyiz'Eski İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü Dekanı, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Aysel Çelikel, kongre merkezindeki törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: Sevgili dostum, ideal arkadaşım Türkan Saylan gibi, kamuoyuna mal olmuş özel bir insanın ardından konuşmak çok zor. Hele Türkan Saylan’ın hak etmediği, acımasızca suçlandığı bir anlayışın, korkunun egemen olduğu bir ortamda, ona yapılan hukuksuzluklardan sonra insanın kendini suçlu hissetmeden konuşması da çok güç. Türkan Saylan neler yapmak istedi, neler yaptı, ne ile suçlandı. Laiklik ve cumhuriyetin kazanımlarının ortak paydamız olduğunu savunması bu mu darbecilik? Kız çocuklarının gençlerin çağdaş eğitime kavuşturulması bu mu darbecilik? Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün savunulması bu mu darbecilik? Demokrasi ve insan haklarının savunulması soruyorum bu mu darbecilik? Hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının sağlanması bu mu darbecilik?Düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğü isteği bu mu darbecilik? Eğer bütün bunlar darbecilikse hepimiz darbeciyiz. Türkan Saylan bir cumhuriyet kadınıdır. Onunla birlikte çalışan herkes ondan çok şey öğrenmiştir. Saylan, insan, toplum ve yurt sevgisiyle başardı. Çok çalışmak hızlı çalışmak. Bütün zamanı insanlara yardım için harcamak. Sevgi ve şefkate dayalı insan ilişkileri kurmak. Son ana kadar mücadele azim ve iradesi. İşte onun kişiliğinin bir parçasıdır. Sevgili Türkan Saylan, cumhuriyetin yetiştirdiği kuşaklar, onun paylaştığı idealleri yaşatacaktır. ÇYDD, millete mal olmuştur. Ulusal mirasımızdır. Ülkemizin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceğiz. Söndürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Türkan Saylan’ı teşekkürlerimizle, alkışlarımızla, sevgilerimizle, ona yapılanlardan özür dileyerek uğurluyoruz. Güler yüzüyle o anılarımızdan yüreklerimizden silinmeyecek, hiç çıkmayacak. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Sizlere de derneğimiz olarak gösterdiğiniz olağanüstü coşku ve sevgi için minnet ve şükranlarımı sunuyorum.  Kaboğlu: Dinci yobazların ve ırkçı faşistlerin karalama nedeni budurÇYDD Onur Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu ise yaptığı konuşmada Türkan Saylan’a seslenerek şunları söyledi: Sevgili Türkan Hanım, sizin eğitim alanındaki çalışmalarınız biliniyor. Ben şu anda sizin insan hakları savunucusu özelliğiniz hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum. İnsan hakları savunuculuğunuz, eğitime verdiğiniz destek kadar öne çıkmış değil. Bunu anlatabilirsek size yapılan saldırıların nedeni daha iyi anlaşılabilir. Siz ÇYDD başkanı olarak düzenlediğiniz ulusal ve uluslararası toplantılara insan hakları konusunda da katıldınız. Emniyet mensuplarının insan hakları konusunda eğitilmesi projesinden tutun da kahvehanelerdeki insan hakları eğitimine kadar birçok programa öncülük ettiniz. Esasen sevgili Türkan Hanım, İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun en aktif, en dirençli üyesi oldunuz. Birçok yükünüze rağmen kah kemoterapiden, kah başka bir etkinlikten çıkıp geldiniz. Bütün kurul toplantılarına mutlaka katıldınız. İnsan Hakları Danışma Kurulu’nda konu mankeni olmak istemiyorum dediniz. Görüşleriniz dikkate alınmayınca açıkça meydan okudunuz. Yıl 2008. Kasım ayı... Hindistan’da başlattığınız insan hakları projesini biz ancak siz İstanbul’dan geçerken gördük. Bu projeyi İstanbul’da başlatamazdınız çünkü hükümet baskısı vardı. 13 Nisan 20009 tarihinde eviniz basıldı. Atatürk’ün el yazması anayasa projesini hastaneye yanınıza getirdim çünkü ona da polisler el koymuştu. (Polis yuhalandı) Dernekler yasa tasarısının hazırlanmasına öncülük ettiniz, dernekler kanunu görüşülürken anında müdahale ederek düzelttirmeye çalıştınız. Hafta sonları üniversite öğrencileriyle hukuk toplantıları yaptınız. Siz cumhuriyetin çağdaşlık yolunda hukukla ilerleyebileceğine inandınız ve çalışmalarınızla dile getirdiniz. Dinci yobazların ve ırkçı faşistlerin karalama kampanyalarının nedeni budur Sayın Saylan. Keşke bunlar devletin derin ve saydam gölgesi altında yürütülmüş olmasaydı. Nur içinde yatın sevgili Türkan hocam. Kaboğlu'nun konuşmasının ardından Saylan'ın öncülüğünü yaptığı ÇYDD'den burs alarak eğitim yapan gençler Saylan'a minnet duygularını iletti.'ÇYDD'yi duyana kadar küçük bir dünyam vardı'ÇYDD sayesinde okuma yazma öğrenen bir ev kadını törende şöyle konuştu: Hayatımda hiç okula gitmedim. Önceden okuma yazma bilmezdim ve küçücük bir dünyam vardı. Ta ki ÇYDD’yi duyana kadar. Oraya gittiğimde bütün kapıla bana açıktı. Bize sarıldılar bize sıcaklığı gösterdiler. Orada okuma yazma öğrendim, haklarımı öğrendim. Şimdi okuyorum çevreye başka gözle bakıyorum. İki tane kitap yazdım. Şimdi üçüncü kitabımı yazıyorum. Bu derneğe bu büyük insana çok şey borçluyum. Onun yolunda yürümeye devam edeceğim. Öymen: Hepimiz Türkan Saylan'ızKongre merkezindeki törene katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Saylan hakkında şunları söyledi: Türkan Hoca’ya basın yoluyla yapılan haksızlıktan ötürü özür dilenmesi gerekiyor. Adalet Bakanına sorumlulara buradan bu çağrıyı yapıyoruz. Bu halk da zannediyorum onlardan böyle bir özrü bekliyor. Türkan Saylan’ın yaklaşımları bütün siyasetçilere öncü olmalıdır. Biz CHP olarak Saylan’ın düşüncelerinden her zaman yararlandık, yararlanmaya devmam edeceğiz. Onun düşüncesini yaşatacağız. Onun gibi yürekli insanlar Türkiye’de az değildir. Hepimiz ‘Türkan Saylan’ız. Türkiye’nin çağdaş bir ülke olmasını kimse engelleyemeyecektir. Işık karanlığı her zaman yenecektir. Baykal: Yaşamının son aşamasında acı çektirildiTeşvikiye Camii avlusunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise "Saylan, bütün yaşamını insanlığın ilerlemesini sağlamaya adadı. Yaşamının son aşamasında ne yazık ki hepimizin yüreğini dağlayan bir durum oluşmuştur. Bunu kesinlikle hak etmiyordu. Yaşadığı acıları ona reva görenleri düşünerek karmaşık duygular içinde uğurluyoruz. Bu yüreğimizi çok sıkıştırıyor. Onun anısını hep beraber yaşatacağız" dedi. ‘Yukarıdan sizi izliyorum o kitabı basın’ Ergenekon operasyonu kapsamında ÇYDD’nin tüm şubelerinin yanı sıra evi de aranan, dernekteki ve evindeki tüm belgelere el konulan ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, ölümünden bir hafta önce avukatı Hüseyin Karataş’ı arayarak son bir vasiyette bulundu. Saylan, son 3 yıldır ÇYDD’nin bugüne dek tüm iktidarlar boyunca uğradığı hukuki işlemleri ve soruşturmaları konu alan bir kitap üzerinde çalışıyordu. Ancak Ergenekon operasyonu sırasında bu kitabın belgelerine polis tarafından el konulmuştu. Saylan, Karataş’tan bu belgeleri geri almasını ve kitabı bastırmasını istedi. Saylan’ın avukatı Karataş, aralarında geçen telefon görüşmesini şöyle anlattı: “Ankara’dan dönüyordum, beni cep telefonumdan aradı, ‘Ben dünyamı değiştiriyorum, öbür dünyaya gidiyorum, kitap çalışmamızı bir an önce emniyetten geri alıp bastırmanızı istiyorum, ben sizi yukarıdan izliyorum’ dedi.” Penguenleri izlemeye bayılırdı... Prof. Dr. Türkan Saylan’ın sevdikleri, ilk olarak Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bir araya geldi. Saylan’ın cenazesini almak için mezarlığa gelen kardeşi, çocukları ve arkadaşları en güzel anılarını anlatıp Saylan’ı andı. İşte onların ağzından Saylan... Gündüz Saylan (Kardeşi): “Ben çocukken boyum çok kısaydı. Şimdi böyle uzun olduğuna bakmayın. O zamanlar ablam beni ‘cücem’ diyerek severdi. Onun ‘cücem’ demesiyle bu benim lakabım haline geldi. Çevremdeki herkes ‘cüce’ demeye başladı. Ergenlik döneminde boy atınca böyle uzun oldum. Boyumun uzamasına rağmen ablam beni yine ‘cücem’ diye sevmeye devam etti. Ben de alışmıştım.” Çınar Örge (Oğlu): “Annem çok sert ve çok komik filmleri sevmezdi. Hiçbir şeyin abartılısını sevmezdi zaten. Komedinin de sertin de ortada olanını izlerdi. Bizimle beraber filmi sonuna kadar izlerdi. Film bittikten sonra ‘Bu çok kötü filmdi’ şeklinde yorum yapardı. Aslında filmin kötü olduğunu bile bile bizim zevkimiz kaçmasın diye ses çıkarmazdı. Ancak kararını film bittikten sonra söylerdi. O kadar düşünceliydi. En son zamanlarda penguenlerin hayatlarını anlatan filmler izlemeye başlamıştı. Bayılırdı o penguenleri izlemeye.” Prof. Dr. Ayşe Yüksel (Arkadaşı): “Gençlere ve çocuklarına hizmet etmeyi çok severdi. Çocuklarının geleceği bir gün Türkan’ın evine gitmiştim. Bir de ne göreyim. Bütün işleri bırakmış çocuklarına yemek hazırlıyor. Mutfakta kendi eliyle karnıyarık, tavuk kızartma ve daha neler neler yapmış. Hemen orada lafı yetiştirdim. ‘Ben gelince böyle şeyler yapmıyorsun. Çocuklara torpil yapıyorsun. Taraf tutuyorsun’ deyince çok güldük... Yine bir gün evinde oturuyoruz. Kendisinden bir tas istedim. Bana en yakınında olan tası uzattı. Tasın bulaşıklı olduğunu görünce ‘Bu başkasının tası olmasın’ diyerek köpeğini kastettim. Türkan gülerek ‘O da yabancı değil. Aynı evde oturuyoruz’ dedi.” İlgili haberlerTürkan Saylan vefat etti'Onun sayesinde artık sosyal tıp anlayışı var'Türkan Saylan'ın hayatıTürkan Saylan'a fahri doktoraÇYDD 20. yaşını kutladıSaylan: Doğru, misyonerim