İstanbul İl Genel Meclisi Üyesi CHP'li Zeynel Avcı'nın, cüzzam hastalığıyla mücadelenin simgesi Prof. Dr. Türkan Saylan'ın isminin İstanbul Lepra Hastanesi'ne verilmesi teklifi AKP'li üyelerin çoğunlukta olduğu Çevre ve Sağlık Komisyonu tarafından reddedildi.
İl Genel Meclisi üyesi Zeynel Avcı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın geçtiğimiz mayıs ayında yaşamını yitirmesinin ardından 1 Haziran 2009’da meclise sunduğu önergede Saylan’ın isminin İstanbul Lepra Hastanesi’ne verilmesini talep etti. Önergesinde Prof. Saylan’ın cüzzam hastalığı konusunda unutulmaz çalışmalara imza attığını ifade ederek, "Lepra Hastanesi’ne Türkan Saylan’ın isminin verilmesi, bu değerli bilim insanına verdiğimiz değeri ve kadirşinaslığı göstermesi açısından önemli olacaktır" dedi.
AKP'liler çalıştığı üniversiteninkürsüsünü önerdiler
İl Genel Meclisi Başkanlığı’nın görüşülmek üzere Çevre ve Sağlık Komisyonu’na havale ettiği önerge burada oylamaya sunuldu. Oylama sonucunda önerge, 5 kişilik Çevre ve Sağlık Komisyonu’nun AKP’li 3 üyesinin oylarıyla reddedildi. AKP’li Komisyon Başkanı Dr. Sadık Danışman, AKP’li Başkan Vekili Eczacı Battal Isırkan ve AKP’li üye Metin Genç, Türkan Saylan’ın isminin İstanbul Lepra Hastanesi yerine İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki kürsüsüne verilmesinin uygun olacağının yazılı olduğu raporun altına imzalarını attı. Çevre ve Sağlık Komisyonu’nun CHP’li iki üyesi Ali Rıza Yıldırım ile İlhan Güzelgün ise raporu şerh koyarak imzaladılar.
CHP'nin çabalarına rağmen reddedildi
CHP’li İl Genel Meclisi Üyesi Ali Rıza Yıldırım, Türkan Saylan’ın milyonların gönlünü kazanmış bir bilim insanı olduğunu belirterek, "Saylan Hoca’nın cüzzamla yıllar süren mücadelesi ve ortaya koyduğu çalışmalar herkes tarafından bilinmektedir. Ölümünün ardından Bakırköy ilçesi meclis üyemiz Zeynel Avcı, Türkan Saylan’ın çalışmalarının ve isminin yüceltilmesi, onore edilmesi için böyle bir teklifi meclise sundu. Biz de bu teklife çok sevindik. Çevre ve Sağlık Komisyonu’nun AKP’li üyelerinin objektif düşünmelerini sağlamaya ve teklifin haklılığını anlatmaya çalıştık. Tüm çabalarımıza rağmen önergeyi reddettiler. Bazı üyelerin ’Bu benim kızımı başı kapalı üniversiteye sokmadı’ dediklerini kulağımızla duyduk. Olayı ‘İl Genel Meclisi'nin yetkisi yok’ diyerek geçiştirmeye çalışıyorlar. Meclisin yetkilerini işlerine geldiği gibi yorumluyorlar. Bu meclis daha önce benzer kurumların isimlerinde değişiklikler yaptı" diye konuştu.
AKP'lü üyeler: Sağlık Bakanlığınabağlı hastanelere isim veremiyoruz
Önergeyi reddeden Çevre ve Sağlık Komisyonu Başkanı Dr. Sadık Danışman ise kendisi de bir doktor olarak Türkan Saylan’a mesleki anlamda vermiş olduğu hizmetler ve cüzzamla mücadelede yaptığı çalışmalar nedeniyle saygı duyduğunu belirterek, "Adının İstanbul Lepra Hastanesi’ne verilmesi konusunda iki tane sorunumuz vardı. Birincisi İl Genel Meclisi’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir hastaneye isim verme yetkisi yok. Teklifin Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne sunularak orada değerlendirilmesi gerekiyor. Biz bunu yapmak yerine öğretim Üyesi olduğu İstanbul Üniversitesi’ndeki ilgili birimlerden birine adının verilmesinin uygun olacağını düşünerek o yönde bir karar aldık" dedi.
Prof. Dr. Çelikel: Girişim siyasetin kurbanı olmuş
Saylan’ın vefatının ardından ÇYDD Başkanlığı’na seçilen Prof. Dr. Aysel Çelikel, "Biz ne bu tekliften ne de teklifin reddedildiğinden haberdar değildik. İstanbul Lepra Hastanesi’ne Türkan Saylan hocanın isminin verilmesi kadar doğal birşey olamaz. Türkan Saylan ismi lepra dendiğinde akla gelen ilk isimdir. Cüzzam hastalarını yıllar boyunca şefkat ve özveriyle kucaklamış ve hastalığın bitme noktasına gelmesine vesile olmuştur. Türkan hocanın saygınlığı da önemli ölçüde cüzzam hastalığıyla verdiği mücadeleden gelmektedir. Bu kadar güzel bir girişim yine siyasetin kurbanı olmuştur. Herşeyin objektif kurallara göre yapılması gerekir. Demokratik toplumlarda yapılan budur. Gerçekler her zaman siyasetin, kin ve düşmanlığın önüne geçer" dedi.Türkan Saylan adına üzülmediğini de kaydeden Çelikel, "Türkan hocanın her zaman söylediği bir vasiyeti vardı. Adının bir hastaneye, bir binaya ya da bir birime verilmesini istemiyor, ‘Ben öldükten sonra da buna izin vermeyin’ diyordu. Kurumların yöneticilerinin değişmesiyle isminin kaldırılması durumuna düşmek istemiyordu. Sanırım ruhu şad olmuştur. Ben asıl bu kararı veren insanlar adına üzülüyorum. Hayatlarında belki de bir kez olsun objektif olma fırsatını kaçırdılar" diye konuştu.
Prof. Dr. Türkan Saylan’ın cüzzamla mücadelesi 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi’nden Deri ve Zührevi Hastalıklar uzmanlığı alan Türkan Saylan, 1968 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda Başasistanlığa başladı. 1972'de doçent, 1977'de profesör olan Saylan, 1982 - 1987 yılları arasında Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı'nı, 1981 - 2001 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü'nü yürüttü. Dermatoloji Kliniği öğretim üyesi olarak 2002 yılı sonuna kadar çalıştı ve 13 Aralık 2002’de emekli oldu.21 yıl gönüllü başhekimiydi
Cüzzam çalışmalarına 1976 yılında başlayan Saylan, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı'nı kurdu. 1986'da kendisine Hindistan’da "Uluslararası Gandhi Ödülü" verildi. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptı. Uluslararası Lepra Birliği’nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcılığı görevini yaptı. Avrupa Dermato Veneroloji Akademisi'nin ve Uluslararası Lepra Derneği’nin üyesi olan Saylan, adının verilmesi teklifinin reddedildiği İstanbul Lepra Hastanesi’nin 1981-2002 yılları arasında 21 yıl boyunca gönüllü olarak başhekimliğini yürüttü.