"Scotty" sürücüsü tarafından cinsel saldırıya uğrayan kadın: Tecavüzün yalnızca şiddetle, darpla olduğu sanılıyor

"Scotty" sürücüsü tarafından cinsel saldırıya uğrayan kadın: Tecavüzün yalnızca şiddetle, darpla olduğu sanılıyor

İstanbul Barosu’na bağlı 24 yaşındaki stajyer avukat G.G., motorlu servis uygulaması “Scotty” sürücüsü tarafından cinsel saldırıya uğradığını, Twitter üzerinden @ScottyMagduru adıyla açtığı hesapla duyurdu. “Scotty” uygulamasının sürücüsü gözaltına alınıp, sonrasında adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Öte yandan genç kadın, sürücünün ailesi tarafından da tehdit edildiğini iddia etti. G.G.,"Tecavüzün yalnızca şiddetle, darpla olduğu sanılıyor. Ancak rıza olmayan her temas tacizdir, tecavüzdür" ifadesini kullandı. Rızanın Türk halkı ve Türk yargısı tarafından da iyi anlaşılmasını gerektiğini aktaran G.G., "kimseye döve döve tecavüz edilmesine gerek yok. Bir insanın rızası yoksa, ona hiçbir şekilde temas edemezsiniz" dedi

Cinsel saldırıya uğrayan 24 yaşındaki stajyer avukat G.G., olaya ilişkin hukuki süreci ve olay sonrasında yaşadıklarını Odatv’den Fethi Yılmaz'a anlattı.

“Kamuoyu duymadığı sürece böyle insanlar yargılanmıyor”

“Bizim talebimizle dosyaya İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından gizlilik kararı kondu. Bu dosyanın içeriğine dair paylaşımlar suçtur bundan sonra” diyen G.G., ismin ifşa olmaması için böyle bir karar aldıklarını, bu olaydan sonra da hayatının devam edeceğini ifade etti.

Pazartesi günü, İstanbul Barosu Başkanı’nın talimatıyla, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi avukatları ile birlikte mahkemenin adli kontrol kararına itiraz edeceklerini ifade eden G.G., olayı, sanık adli kontrol şartı ile serbest kaldıktan sonra kamuoyu ile paylaşma gerekçesini de şöyle anlattı:

“Zanlı adli kontrol şartı ile serbest bırakıldıktan sonra ben olayı kamuoyuna duyurdum. Çünkü herkesin ortak bir söylemi var; kamuoyu duymadığı sürece böyle insanlar yargılanmayacağı yönünde. Ben de kadınların başlarına böyle bir şey geldikten sonra söylemekten neden çekindiğini anladım. Çünkü, haberleri pornografik bir şekilde yayınlamaya ve kişinin kimliğini ifşa etmeye çok meraklılar. İsimleri ifşa eder şekilde bu haberleri yapıyorlar. Bu sebeple insanlar korkuyor böyle şeyleri anlatmaktan. Böyle olaylarda mağdurun kimlik bilgileri konusunda çok hassas olunmalı. Çünkü hayatımıza bu olaydan sonra da devam edeceğiz. Ben olabildiğince temiz atlatmak istiyorum bu süreci.”

Scotty uygulaması ile de görüştüğünü ifade eden G.G., mahkemenin talep etmesi durumunda uygulamanın dataları paylaşacağını açıkladığını söyledi. “Benim işaretlediğim konumda yolculuğun sonlandırılmadığı ve yolculuğun başka bir yere yönlendiği anların dataları da mevcut” diyen G.G., uygulama ile görüşmesini şöyle anlattı:

“Scotty uygulamasına ilk ben ulaştım. Onlarla da iletişim kurduk. Avukatları bana ulaştı ve avukatımla irtibat kurdu. Uygulamada bu olaydan tabi ki ticari olarak zarar görmeden çıkmak istiyor. Tabi onlar da ‘siz elinizden geleni yapın çok çirkin bir olay’ dediler. Gerektiği takdirde tüm data bilgilerini paylaşacaklarını söylediler. Çünkü, benim işaretlediğim konumda yolculuğun sonlandırılmadığı ve yolculuğun başka bir yere yönlendiği onların datalarında da mevcut. Bunların bilgilerini, mahkemeden gelecek herhangi bir talepte verebileceklerini söylediler.”

“Böyle bir haber olamaz, Ben olayı bu şekilde anlatmadım”

Bu süreçte kendisine birçok gazetecinin ulaştığını ifade eden G.G., yapılan haberlerle mağdur kadının daha mağdur hale getirildiğini ve tecavüzcülerin işine yarayacak içeriklerin ortaya çıkarıldığını anlattı. Medyayı bu olaylarda daha hassas olmaya çağıran G.G.’nin sözleri şöyle:

“Bana birçok medya organı ulaştı. Haberi, ‘uyandığında kendisini çırılçıplak buldu’ diye yapmışlar. Böyle bir haber olamaz. Ben olayı bu şekilde anlatmadım. Bu tecavüzcülerin işine yarayacak bir haberleştirme. Bu olaya insanların dikkatini çekmek için mağduru daha mağdur hale getirir şekilde haber yapılmamalı. Bir kadın sokakta yalnız gezemeyecek mi,  kadınlar ulaşım aracı kullanamayacaklar mı, kadınlar sarhoş olamayacak mı?

Dosyada gizlilik kararı var ve bu tarz yayınlar yapan basın kuruluşları ile ilgili de hukuki süreç başlatacağım. Bazı yayın organlarına ulaşıp düzeltme talebinde bulunduk, yardımcı oldular. Ben diğerlerinin de yardımcı olacağına inanıyorum. Çünkü mağdur olan benim.

"İnsanların aklında suçluların değil, mağdurların adı kalıyor"

Medyanın bu tarz haberleri yaparken hassas olması gerekli. Olaya kişiler bazında değil, bir kadının gece evine dönmek istersen başına böyle bir şey gelmesi önemli olan. Medyanın kişi değil olay bazında konuya bakmasını istiyorum. Benim bunu paylaşma amacım da buydu zaten. Ben Türkiye’de kadınların başına böyle bir olay geldiğinde neden bunu söylemekten çekindiklerini anlıyorum. Çünkü hemen mağdur olan kadın oluyor. İşte Şule Çet cinayeti, Ayşegül’e taciz diye geçiyor. İnsanların aklında suçluların değil, mağdurların adı kalıyor. İsimler değil yaşanan olay ve bunun topluma nasıl aksettirildiği önemli.

Kamuoyu harekete geçmeyince mahkemelerin bir şey yapmaması da ayrı bir mağduriyet. Belki birçok kadın mahkemelere taşıma cesaretini gösterdi ama kamuoyuna taşıyamadığı için mahkemeler ilgilenmedi.”

“Rıza olmayan her temas tacizdir, tecavüzdür”

Kadınların böyle bir olay başlarına geldiğinde susmaması gerektiğini ifade eden G.G., “Kadınların başına geldiğinde hiç kimse susmamalı. Tecavüzün yalnızca şiddetle, darpla olduğu sanılıyor. Ancak rıza olmayan her temas tacizdir, tecavüzdür” dedi.

G.G. sözlerinin sonunda rızanın Türk toplumu ve mahkemeler tarafından iyi anlaşılması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi:

“Bu olayın sorumlu olan herkesten hesap sorulacak. Bu olayla birlikte insanların şunu görmesini istiyorum; Kadınların başına geldiğinde hiç kimse susmamalı. Tecavüzün yalnızca şiddetle, darpla olduğu sanılıyor. Ancak rıza olmayan her temas tacizdir, tecavüzdür. Dolayısıyla rızanın Türk halkı tarafından iyi anlaşılması lazım. Türk yargısı tarafından da rızanın iyi anlaşılması lazım, kimseyi döve döve tecavüz etmesine gerek yok. Bir insanın rızası yoksa, ona hiçbir şekilde temas edemezsiniz.

Yalnızca kendim için değil, bütün kadınlara ses olmak için bu süreci başlattım. Kimsenin korkmaması lazım böyle bir şey başına geldiğinde. Kimsenin kendisini sorgulamaması lazım. Tabi ki bizde sarhoş olacağız, tabi ki biz de eğleneceğiz. Ve evimize gitmek istediğimizde bu konuda görev yapan insanlar bizi evimize bırakmakla yükümlü.

Suçludan başka kimsede kusur aramamak gerekiyor. Onun iradesi ile gerçekleşmiş bir olay bu. Onun dışında kimse böyle bir şey yaşamak istemedi. Kendisi de bu olayı çok normal karşılıyor ve tabi ki de beni suçlamaya çalışıyor ama bu normal bir olay değil. Onun bunu normal karşılama sebebi de toplumun bunu normal karşılıyor olması. Toplumun onun yanında olduğunu bilmesi. İnternetteki birçok yorumda da göreceksiniz, suçluyu koruyacak teoriler geliştirilmiş. Bir kadın kolay kolay böyle bir süreci başlatmaz. Benim ne kadar yıpranacağım hesap edilmeli. Toplum da bu süreçte kadından yana olması ve rızayı çok iyi anlaması gerekli. Ben bunun hesabını sormak istiyorum.”