Sebze-meyve kuyruklarında gergin bekleyiş

Sebze-meyve kuyruklarında gergin bekleyiş

DW Türkçe - Engin Karaman

İstanbul’da Kadıköy’ün merkezindeki meydana kurulan çadırlarda vatandaşlar hafta başından bu yana ucuz sebze meyve alabiliyor.

Sabah saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait sebze taşıyan kamyonun meydanda görünmesiyle vatandaşlar kuyruğa girmeye başlıyor. Saat 10.00 ile 19.00 arasında satış noktasının önünde sürekli bir kuyruk var. İstanbullular son aylarda yüksek enflasyon nedeniyle mutfaklarına girmeyen sebzelere ulaşabilmek için birkaç saatlik bekleyişi göze alıyor.

Tanzim satışı uygulamasında doğrudan üreticiden alınan sebze ve meyve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin araçları ile satış noktasına getiriliyor. Böylece aracıların devreden çıkarılmasıyla fiyatlar düşürülüyor. Bugün İstanbul’un 50, Ankara’nın 15 noktasında tanzim satışları yapılıyor.

Hükümetin yüksek fiyatlara müdahale yöntemi destek bulduğu gibi eleştirileri de beraberinde getirdi.

Karneli günlerin acı hatırası

Tanzim satış noktalarında ilk etapta domates, salatalık, ıspanak, patates, soğan, patlıcan ve biber satışı gerçekleşiyor. Tüketiciler istedikleri kadar ürün alamıyorlar. Kişi başına en fazla 3 kilo sebze ya da meyveye izin var.

Kişilere uygulanan kotanın nasıl takip edileceği ise soru işareti. Akla tek bir uygulama geliyor ama kimse bunun adını bile anmak istemiyor: Karne sistemi.

Karne sistemi Türkiye’de tüketiciler için yakın tarihin acı hatıralarını akla getiriyor. İkinci Dünya Savaşı yıllarında buğday üretiminin düşmesiyle ekmek karne ile satılmıştı. 1974-80 yılları arasında da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle tüp, şeker ve yağ satışları karneye bağlanmıştı. O zamanların karne uygulaması bugünkü hükümet tarafından geçmişe yönelik eleştirinin temel argümanı olageldi. Bu nedenle bugün uygulamaya konan tanzim satışlarının geçmişteki uygulamalara benzetilmesi ve kuyrukların gündeme getirilmesi, ekonomik açıdan sallantılı Türkiye’de hükümetin arzu etmediği bir imajı akıllara getirebiliyor.

"Bu yaşımızda sebze kuyruğuna girdik"

Kadıköy’deki satış noktasında sırada bekleyen 60 yaşındaki Süheyl Bey, ucuz sebze kuyruklarının kendisine geçmiş günleri hatırlattığını anlatıyor fakat bugünkü durumu eski zamanlardan daha vahim bulduğunu ekliyor: “Bugüne kadar hiç böyle şey görmedim. Eskiden benzin kuyruğu olurdu. İlk defa bu kadarını görüyorum. Milleti perişan ettiler. Bu yaşımızda sebze kuyruğuna girdik.”

Fiyatların yüksek olmasından satıcıların sorumlu tutulmasına da itirazlar var. Mikrofon uzattığımız 41 yaşındaki Murat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın marketçilere kızmasını değerlendirerek, “O zaman satıcıların diğer masraflarının azaltılması lazım. Mazotun ucuzlaması, üreticiye devlet desteğinin artırılması gerek” diyor. Türkiye’de enflasyonun yüksek olduğu tek alan gıda değil. Marketçiler bütün maliyetlerinin bir yıl içinde yarı yarıya arttığı görüşünde.

Her şey 31 Mart seçimleri için mi?

Tanzim satışın uzun vadeli bir çözüm getirmeyeceği de vatandaşların dile getirdiği sorunlar arasında. Hükümetin tüm hazırlıklarını 31 Mart’taki yerel seçimlere yönelik yaptığı düşüncesi hakim. Bazı vatandaşlar bunun popülist bir adım olduğu görüşünde. Tarım Kredi Genel Müdürü Fahrettin Poyraz’ın tanzim satış noktalarının iki buçuk aylığına kurulduğunu açıklaması “Hedefte seçim mi var?” sorusunu istemeden de olsa gündeme getirmiş oldu.

Kuyruklarda dillendirilen eleştiriler, hükümeti destekleyen tüketiciler tarafından anında yanıtlanıyor. İsmini vermek istemeyen bir kişi, Erdoğan’ı eleştirenleri hedef alarak “Enflasyonla tek başına Erdoğan mücadele ediyor, bu zorlukları da onun sayesinde aşacağız” ifadesini kullanıyor. Bir diğer tüketici “Hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz. Eğer eleştirecekseniz sıraya girip buradan sebze almayın” diye sesleniyor.

Hükümeti destekleyenler basına kızgın

Satış noktalarında sürekli bir tartışma yaşandığı görülüyor. Kuyruğa girenler hem kendi aralarında hem de etraftan geçerken tepki gösterenlerle etkileşim halinde. Sebze kuyruklarının ekonomik kriz habercisi olduğu düşüncesinin yayılması, hükümeti destekleyenlerin tepkisini çekiyor.

Basın mensuplarına yönelik tepkilerin sıklaşması, gerginliğin arttığının bir ifadesi. Satışların başladığı Pazartesi günü Ankara’da gazeteci İrfan Değirmenci, sırada bekleyen bazı kişiler tarafından “provokatörlük yaptığı” söylenerek engellendi ve fiziki saldırıya uğradı.

Kadıköy’deki tanzim satış noktasında da gerginliğin günler içerisinde yükseldiği gözleniyor. Kamerayla görüntü alınması hoş karşılanmıyor. Zabıta ekipleri ilk günün aksine ikinci gün kamerayla çekim yapanları özel olarak göz hapsinde tutuyor. Buna rağmen kuyrukta bekleyen çok sayıda kişi bir yandan hükümeti eleştirmeye devam ediyor.