Seçim 2018: Kırıkkale'de 'sessiz çoğunluk' etkili olacak

Kırıkkale'de, 7 Haziran 2015'te olduğu gibi yine bir "gizli oydan ve sessiz çoğunluktan" bahsediliyor.

"Bu ne demek?" soruma ise iki yanıt veriliyor:

Birinci yanıt, "Bunlar ankete katılmaz, konuşmaz. Bunlar, devletten yardım alan yoksullar. Her zaman olduğu gibi, bu seçimde de etkili olacak onlar."

Diğer yanıt ise "Memurlar, çocuğunu işe sokmaya çalışanlar, parti adı zikrederse AKP ve MHP'nin propagandası nedeniyle FETÖ'cü damgası yeme korkusu olanlar. Bunlar, İYİ Parti'ye oy verecek ve ildeki durumu, bunların oyu belirleyecek."

7 Haziran 2015'teki genel seçimler öncesinde Kırıkkale'ye seçmen nabzını tutmak için geldiğimde, şehirdeki seçim tartışmaları tek bir soru üzerine odaklanıyordu: 3-0 mı, 2-1 mi?

7 Haziran'da şehirdeki seçimler AKP: 2 - MHP: 1 şeklinde bitmiş, 1 Kasım'da da yüzlerle ifade edilen bir oyla AKP, MHP'ye kaptırdığı vekili geri almıştı. Kırıkkale, "MHP'nin kalesi" olarak adlandırılan bir il. Ancak seçimlerde durum hiç de öyle değil.

1 Kasım 2015'te AKP yüzde 62,3, MHP 20,9, CHP de 13,6 oy oranına ulaştı.

16 Nisan referandumundaki 62,4 'Evet' sonucuna bakarak Kırıkkale'de, Cumhur İttifakı'nın ezici zaferle çıkacağı düşünülebilir.

Ancak bu kez 198 binden fazla seçmenin bulunduğu şehirde 4 bin civarındaki oyunun neredeyse tümüne yakınını 1 Kasım'da AKP'ye kaptıran Saadet Partisi ve oyuna sonradan dahil olan ve sürpriz beklenen bir sağ parti daha var: İYİ Parti.

AKP'nin bu kez de bir vekilini CHP'ye kaptıracağı konuşuluyor. Tabii Saadet Partisi oylarını AKP'den geri alır, İYİ Parti de kentte yüzde 10'u geçerse.

Hemen hemen herkesin tekrarladığı bir ayrıntı ise kentteki bölgecilik.

Bu bölgecilik, "Keskinli, Kırşehirli, Obalılı" olarak tarif ediliyor. Seçmenin liste davranışının bu üç bölgeye göre şekillendiği belirtiliyor.

AKP ve CHP'nin listelerinde Keskinli aday yok. İki partinin birinci sıraları Obalılı. İYİ Parti'nin 1. sıra adayı ise eski Keskin Belediye Başkanı Bülent Şükrü Altınışık.

Adının yazılmasını istemeyen AKP il yöneticisi ise bu yorumlara katılmıyor. 2007 seçimlerini örnek veriyor ve o zaman böyle bir bölgecilik gözetilmediğini, AKP'nin yine 3-0 yaptığını söylüyor.

Kırıkkale, Ankara'ya bir saat mesafedeki bir şehir.

Başkentin, Karadeniz'e açılan nefes borusu. Makine Kimya Endüstrisi ve Tüpraş Rafinerisi ile bir sanayi şehri. Bu haliyle göç alması gerekirken sürekli göç veren ve nüfusu azalan bir şehir. Zaten kente "emekliler şehri" de deniyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun "Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2017"ye göre, Türkiye'de en yüksek mutluluk oranına sahip yaş grubu 65 yaş ve üzeri olarak tespit ediliyor.

Yine TÜİK'in 2017 verilerine göre, Kırıkkale'de 60-90 yaş arası nüfus 46 bin, emekli sayısı da 50 bin civarında.

Peki, emekliler şehri de mutlu mu? Yanıtını Hüseyin Kahya Parkı, şehirdeki yaygın adıyla "Emekliler Parkı"nda arayacağım sorulardan biri bu.

Parkta, çimlere oturmuş üç kişiye yaklaşıyorum. Balıkçı Adem, emekli olduğunu, balıkçılık yaptığı için bu isimle tanındığını söylüyor.

Bayram öncesi verilen emekli ikramiyesini soruyorum. Gülerek yanıtlıyor:

"Ben balıkları avlamak için onları yemlerim. Hükümet de bu parktakileri yemliyor. Bağ mı bağışlıyor, hakkımız verecek tabii."

Balıkçı Adem, AKP'ye hiç oy vermediğini, MHP'li olduğunu söylüyor. Bu seçim ise "Oyum Reis'e" diyor. "Neden AKP" diye sorunca "Karıştırdın, tek reis var, Meral Akşener" diye yanıt veriyor.

Peki, seçimler ikinci tura kalır da yarış Recep Tayyip Erdoğan-Muharrem İnce arasında geçerse diye sorunca da kararsız olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"CHP 1. sıra adayı Ahmet Önel da arkadaşım. Söz verdim. Sandığa gidince kararsızlığım geçecek."

Balıkçı Adem konuşurken Cengiz Önal'la göz göze geliyoruz.

7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde AKP'ye oy verdiğini, MHP'li olduğunu ama bu seçimde CHP'ye oy vereceğini söylüyor.

Nedenini de "Çarem yok, vermezdim ama CHP 1. sıra adayı akrabam" diye açıklıyor.

70 yaşındaki Bilal Akbal söze giriyor:

"İYİ Parti'ye oy vereceğim. Bir oğlum kıdemli üsteğmendi FETÖ'den tutuklu, diğer oğlum devlette müfettişti açığa aldılar. Çocuklarımın FETÖ'yle hiç alakası yok. Suçsuz yere bize eziyet etti, AKP."

Balıkçı Adem, "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye Bilal Akbal'a çıkışıyor. Fotoğraf çekmek istediğimde Akbal, "Yüzüm görünmesin, oğullarıma eziyet ederler" diyor.

Yaşı dolmadığı için emekliliğini bekleyen Levent Akçadağ bir önceki seçimde oyunu boş atan seçmenlerden.

Bu seçimde kararsız olduğunu söylüyor ama sohbet arasında "İYİ Parti'ye vereceğim galiba" diye rengini belli ediyor. Kendisinin de 22 yaşındaki oğlunun da işsiz olduğunu belirtiyor, "Ekonomi büyümüş ama biz büyümedik" diyor.

CHP'li olduğunu söyleyen Mehmet Koç ise Muharrem İnce'ye ateş püskürüyor, "Selahattin Demirtaş'a özgürlük dersen vermem arkadaş. Benim köyümde 5 şehit var" diyor.

Onun bu ifadeleri, diğer emeklileri de ateşliyor. Çevresindekiler başlıyor CHP'yi eleştirmeye.

MKE emeklisi Mustafa Karafilik, "İYİ Parti'ye hızla gidenler geri döndü. Cumhur İttifakı 3-0 yapar" diye söze giriyor. MKE'nin eski günlerini anlatıyor ve "Kim, MKE'yi canlandırırsa oyumu bundan sonra o alır" diyor. "16 yıldır AKP canlandırmadı, neden AKP'de ısrar o zaman" diye soruyorum.

Duruyor, "Sen de haklısın ama başka adam mı var" yanıtını veriyor.

TÜİK'e göre yaşlılar mutluymuş sözlerimi 70 yaşındaki Musa Gündoğdu, "Ben anamdan doğdum doğalı mutluyum" diye karşılıyor. Onun seçimdeki tercihi, milletvekilliğinde MHP, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan olacakmış.

"Ama Erdoğan kızına, 52 milyon maaş veriyormuş, buna biraz kızgınım" diyor.

"Kızgınsanız diğer adayları neden tercih etmiyorsunuz" diye soruyorum. Sesi sertleşiyor:

"Adam mı var? İnce, PKK'ya yaklaşmış, Meral ondan beter."

AKP'ye oy verecek seçmen, listeyi eleştiriyor. Odakta ise AKP Kırıkkale milletvekili olan ve 24 Haziran seçimlerinde bir kez daha Kırıkkale 1. sıradan aday gösterilen Ramazan Can var.

Muammer Şahin, bu seçmenlerden ve liste nedeniyle milletvekilliğinde MHP'ye, cumhurbaşkanlığında da Erdoğan'a vereceğini söylüyor.

1931 doğumlu İrfan Doğu ise her ikisinde de AKP diyor. 2000 lira emekli maaşı aldığını ve hükümetin iyi olduğunu söylüyor. Neyi iyi diye soruyorum, "Ne bileyim, iyi işte" yanıtını veriyor.