GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
Bilgisayar Mühendisleri Odası ve bir grup mühendisin önceki seçimler ve Seç-Sis sistemi üzerinde yaptığı incelemeler, seçim sistemi ve sonuçlarındaki vahim hataları gün yüzüne çıkardı. Sorunlu olduğu düşünülen 2 bin sandık üzerinde yapılan incelemeler sonunda 250 sandığın sonuçlarında büyük hatalar tespit edildi. Buna göre, tüm sandıklarda aynı hataların yaşanması ihtimali olduğu belirtildi. Kaydırma, sonuçların tutmaması, YSK’nın kesin sonuçlarıyla ıslak imzalı tutanaklar arasında fark olması, muhalefetin sandık başındaki görevlilerinin kendi tespitleri yerine YSK’ya giden tutanağı kendi sistemlerine girmesi gibi büyük sorunlar, hem YSK’ya hem partilere bildirildi. YSK, özetle, sistemin doğru çalıştığını, kontrolü partilerin yapması gerektiğini bildirirken, başta CHP olmak üzere muhalefet, çalışmayla ilgilenmelerine rağmen, çözüm konusunda herhangi bir dönüş yapmadı. Konuyu yakından takip eden mühendislere sadece “sorunlar çözüldü, problem yok” yanıtı verildi. Buna karşılık çalışmayı yapan mühendisler, sorunların devam ettiğini saptadı. Uzmanlar, “Bu sistem güçlünün kazandığı bir sistem. Hatalar ve sistemin geneli, iktidarın kaybetmek istemesi ihtimali dışında muhalefetin kazanma ihtimalini bırakmıyor” yorumunu yaptı. Sorunların çözüldüğünü belirterek henüz dönüş yapmayan CHP’ye ve muhalefete de “Belki bütün yapısal sorunlar çözülemez ancak hala temel konularda önlemler alınabilir, artık ilgilenin” çağrısı yapıldı.
Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO), 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ortaya atılan, hemen her seçimde dile getirilen usulsüzlük iddialarını bir süre önce incelemeye aldı.
BMO’nun çalışmasına paralel olarak, bir grup bilgisayar mühendisi sandık verilerini de farklı algoritmalar ve yazılımlarla inceledi.
Muhalefetin “sonuçları kontrol ettik, sıkıntı yok” dediği 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin CHP’deki dataları alan mühendisler, YSK’nın sitesindeki verilerle karşılaştırmalı inceleme yaptı.
Bu incelemeler sonunda, seçim sonuçlarını en iyi izleyen muhalefet partisi olan CHP’nin sisteminde bile önemli açıklar olduğu tespit edildi. Bunların nasıl giderilebileceğine yönelik bulgular raporlaştırıldıktan sonra CHP yönetiminden randevu istendi. CHP’lilerle yapılan görüşmelerde açıkların giderilmesi gerektiği sonucuna varıldı.
Bu sunumda partideki sistemin iki önemli açığı olduğu anlatıldı. Aynı sunumun MYK’ya da yapılması gündeme geldi ancak o gün ve sonraki haftalarda sunum yapılamadı.
Sunumda, sorunlu olduğu düşünülen 2 bin sandık üzerinde yapılan inceleme aktarıldı. Geliştirilen akıllı algoritmalar sayesinde, YSK’nın verileri de incelenerek 2 bin sandıktan 250’sinin sonuçlarının hatalı olduğu görüldü.
Sunumda, hatalı sonuçlara yönelik bazı örnekler de sıralandı:
Sunumda, bütün bu veriler ortadayken, YSK’nın kesin sonuçlarının ne kadar kesin olduğunun sorgulanması gerektiği kaydedildi.
Kılıçdaroğlu’nun verdiği talimata rağmen, bilgisayar mühendislerine herhangi bir dönüş olmadı. MYK toplantısına çağrılmayan mühendisler, bütün sorunun çözülemeyeceğini ancak birkaç önlemin alınabileceğini belirtmelerine rağmen CHP’den bekledikleri ilgiyi göremedi. Mühendisler, önlemlerini yetersiz buldukları HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden de dönüş alamadı. Bu partilerin sisteminin zaten CHP’nin sisteminin yanında son derece yetersiz olduğu, HDP ve Saadet Partisi’nin kısmen önlem alabildiği vurgulandı.
BMO da mühendislere paralel olarak, hazırladığı raporu YSK’ya gönderdi. Raporda, adil bir seçim sisteminin oluşturulabilmesi için YSK ve partilere verilen itiraz sürelerinin son derece yetersiz olduğu, seçmen kayıtlarının en başta Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kontrol edilmesi gerektiği kaydedildi. Genel Müdürlüğün özellikle belli yaşın üzerindeki vatandaşlar, yazım hataları nedeniyle yapılan birden fazla kayıtlar, makul süre olmadan doğan çocuklar, birden fazla TC no kaydı konusunu incelemesi gerektiği vurgulandı. Bunun için e-devlet üzerinden çapraz kontroller yapılması önerildi ve nasıl yapılacağı gösterildi.
Raporda, YSK’nın gelen verileri kendi veri tabanıyla doğrulaması gerektiği vurgulandı ve her partinin zarftan çıkarılan oy pusulasına kopyalanamayan, o sandığa özel karekod damga basması önerildi. Sayım döküm cetvelinde ve ıslak imzalı tutanaklarda karekod kullanılması, sayım döküm cetvelinin ıslak imzalı tutanağa yazılması, itiraz sürelerinin arttırılması, e-devlet veri tabanlarının partilere açılması talep edildi.
13 Kasım 2018’de bu rapor YSK’ya iletildikten sonra BMO Seçsis Çalışma Grubu üyeleriyle, Seçmen Kütükleri Genel Müdürlüğü’nün teknik görevlileri bir araya geldi. Toplantıdan sonra 22 Ocak 2019’da YSK’ya bir yazı daha gönderildi ve toplantıda dile getirilen önerilere ilişkin değerlendirmesi soruldu.
YSK, bu soruya 27 Şubat 2019’da yanıt verdi. 4 Mart’ta BMO’ya ulaşan yanıt, hayal kırıklığı yarattı çünkü var olan sistem dışında hiçbir yeni önlem alınmadığı anlaşıldı.
BMO’nun önerileri ve YSK’nın yanıtları şöyle:
YSK’nin Yanıtı: Sandık ölçekli seçim sonuçları, seçime katılan ve talepte bulunan siyasi partiler ile eşzamanlı olarak paylaşılmakta olup, söz konusu verilerin Bilgisayar Mühendisleri Odası’na yasa gereği verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Çalışmalara baştan sona katılan uzman bilgisayar mühendisleri, gelinen noktayla ilgili şu açıklamaları yaptı:
“Farklı şekilde kamufle varsa onu da bulamıyoruz. Çünkü veri seti çok kısıtlı. CHP’de sorunlarla ilgili Genel Başkan’a da sunum yaptık. 24 Haziran gecesi her şeyin pirüpak olduğuna yönelik rapor gelmiş sanırım bu yüzden bize dönülmedi. İYİ Parti ile görüştük. HDP ile görüşüldü. Ekstra geri dönüş olmadı. Gelinen noktada ne yaptılar, bu seçime hazırlar mı derseniz hayır. Bu hafta da bitti ve bizimle tekrar görüşme olmadı. 2,5 aydır söylediğimiz çok basit şeyler var. Yapılmadı. Tutarlılık testleri yapın diyoruz. Kaydırma var mı buna bir bakın. YSK verisi geldiğinde kaydırmaları bulabilirsiniz. Yanlış giriş yapılmışsa, kaydırma varsa bunları buluyorsunuz. İki tane temel yöntem var önerdiğimiz. Biri, kaydırmaları bulacak bir program, ikincisi tutanak kontrol sistemi. Silkeleme yapın dedik kaydırmalar için. YSK’nın verilerinin partililerce görülmesine izin veren bir yapı var. Ona engel olun dedik. Analiz ettik verilerini, YSK verisi girilmiş. Bu da sandık görevlisinin tutanağı hiç almadığını ya da alıp hata yaptığını gösteriyor. Partinin kendi bilgisi girilmiyor. YSK’dan aldığı veriyi görünce kendi bulduğu veriyi silmiş bazıları. Önerilerimizle ilgili ne yaptıklarını bilmiyoruz aslında. Yardım istenilen konularda yardımcı olduk. Ama elde var sıfır.
24 Haziran’da sistem açıklarına baktık. Yargılamak, mahkum etmek gibi bir amacımız olmadı. Seçimi kontrol eden sistemler var. Ya hepsinin verilerinde ciddi bir yanılgı var ya da çok büyük bir toplum mühendisliği var. Sistemde bir sandıkta açık varsa, hepsinde teknik olarak olabilir. Biz 8 binde 250 bulduk. Bunu CHP’liler de AKP’liler de yapmışlar. MHP’liler de yapmışlar. Diğer partiler yapamamış. Hepsinin lehinde aleyhinde olan yerler var. Sistemde açık var, güçlü olanın kazanması kaçınılmaz buna göre.
YSK, sistemin başı. Islak imzalı tutanakları yayınlıyor. Ancak tutanaklarla YSK’nın sitesindeki sonuçlar arasında fark olduğu görüldü. CHP, sistemin yarısını denetleyebiliyor. Saadet ve HDP bir miktarını. Oy ve Ötesi dediğimiz grup “Yüzde 28’ine birebir baktık” diyor ama çok ciddi hatalar var. AGİT, bir rapor yazmakla yetiniyor, hiç problem olmadığını söylüyor. Adil Seçim Platformu’nda ise zaten sistem çöktü. Yani denetleyen kim varsa, sorun var. Buna göre belki belediye belediye değil ama bu sistemde iktidar istemezse, muhalefet kazanamaz. Ya da bu önlemler alınır, sonuçlara bakılır.”