Altı muhalefet partisi seçimlerde güvenliği sağlamaya yönelik yol haritasının ayrıntılarını açıklamaya hazırlanıyor. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin ortak koordinasyonu ile sandık görevlilerine eğitim verilmesi planlanırken, seçim sandıklarının ıslak imzalı tutanaklarının alınmasına özel önem verilecek.
Altı muhalefet partisinin genel başkanları 29 Mayıs'ta yaptıkları son toplantıda daha önce kurulan komisyonların çalışmalarını gözden geçirmiş ve bazılarının sonuçlarının açıklamasına karar vermişti.
Bu kapsamda Seçim Güvenliği Komisyonu da çalışmalarını 6 Haziran Pazartesi günü açıklayacak. Geçen ay içinde 4 kez toplanan komisyon, seçim güvenliğine ilişkin çalışmalarını 4 ana başlık ile 24 maddede topladı.
Bu dört başlık; seçim takvimi açıklanana kadar yapılacak çalışmalar, seçim takvimi açıklandıktan sonra seçime kadar yapılacak çalışmalar, seçim günü yapılacak çalışmalar ve seçim sonrası yapılacak çalışmalar şeklinde belirlendi.
Seçim öncesi yürütülecek çalışmalar kapsamında, seçmen kütüklerinin oluşumu, seçim kurullarının yapısı, kurul üyeleri, parti temsilcileri, sandık kurullarının başkanları, avukatların belirlenmesi, sandık görevlilerinin eğitimi gibi alt maddeler var.
Seçim günü yapılacak çalışmalar ise sandık güvenliğini kapsıyor. Buna göre ıslak imzalı tutanaklar, sandık sonuç tutanakları, oy pusulalarının güvenliği üzerinde çalışmalar yürütülecek.
Seçim sonrasında yapılacaklar ise daha çok itiraz süreçleriyle ilgili olacak. Komisyon üyeleri seçim sonrasında usule aykırılık itiraz süreçlerini planlayacak
Komisyon Üyesi CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, DW Türkçe'ye açıklamasında tüm bu süreçteki en kritik hususlardan birisinin ıslak imzalı tutanakların alınması olduğunu vurguluyor.
İktidarın sandık sonuçlarını etkilemeye yönelik olası girişimlerini boşa çıkartacak en önemli şeyin ıslak imzalı tutanakların alınması olduğunu söyleyen Salıcı, İstanbul'daki yerel seçim sonuçlarını örnek göstererek şunları söylüyor:
"Eğer biz ıslak imzalı tutanakları tüm Türkiye'de alır, parti merkezlerimize ulaştırırsak istedikleri kadar itiraz etsinler. O ıslak imzalı tutanakların doğru bir şekilde kayıt altına alınmasını sağlarsa sandık başındaki arkadaşlarımız, ki bütün çabamız ona yönelik, istedikleri kadar itiraz etsinler, istedikleri kadar hakimlerle ilgili değişikliklerde bulunsunlar. Günün sonunda en etkili olan şey ıslak imzalı tutanak sizin elinizde var mı yok mu?"
Salıcı, Türkiye'de yerel seçimlerin yapıldığı 31 Mart 2019'un akşamında CHP'nin elinde ıslak imzalı tutanaklar olmasının iktidarın televizyona çıkıp seçim zaferini ilan etmesini tersine çevirdiğine dikkat çekiyor.
Bu nedenle altı muhalefet partisinin koordinasyonunda sandık görevlilerinin eğitimine büyük önem verilmesi öngörülüyor.
Komisyon üyesi DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, İstanbul seçimlerinde hem birinci hem de ikinci aşamada güzel bir şekilde sandıklara sahip çıkıldığını söyleyerek, "Ama şu aşamadaki seçim güvenliği ondan çok çok daha kapsamlı olmak durumunda. Şimdi kırsalın en ücra köşesine kadar sandık kurulacak ve bu sandıkların güvenliğini sağlamak da son derece önemli olacak" uyarısında bulunuyor.
Yaklaşan seçimlerde Türkiye genelinde 190-200 bin civarında sandık kurulacağı hesaplanıyor.
Oğuz Kaan Salıcı, aslında normal gelişmiş demokrasilerde sandık başında seçim güvenliğini sağlamanın siyasi partilerin işi olmadığını da belirterek, "Yani hiçbir siyasi parti gelişmiş demokrasilerde birkaç yüz bin kişiyi mobilize edip, aynı gün seçim sandıklarının başında acaba seçim sonuçları sandığa girdiği gibi çıkar mı duygusuna kapılmaz" yorumu yapıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen günlerde yaptığı açıklamada sandıkta bekleyen parti görevlileri için "O gün sigara içmeyecek. 'Bana yemek gelmedi. O zaman ben burayı terk ediyorum.' Derhal partiden atılması lazım. Bu konuda çok kararlıyım. Bir yemek yemedin diye, sandık mı terk edilir" ifadelerini kullanmıştı.
İktidarın seçim sonuçlarını muhalefetin aleyhine etkileyebileceği ya da sandık kararını tanımayabileceği şeklindeki iddialar ve açıklamalar da tepki çekiyor.
SADAT kurucu üyelerinden Ersan Ergür geçen günlerde sosyal medya hesabından "iktidarı sandıkta teslim etmeyiz" paylaşımında bulunmuş ancak tepkiler üzerine ifadelerini değiştirmişti. Ergür'e muhalefet tepki gösterirken, AKP Sözcüsü Ömer Çelik de "Sandığı lekelemeye, hakaret etmeye dönük hangi yaklaşım varsa ayağımızın altındadır. Demokrasi en büyük kazanımdır. Kim AK Parti adına çıkıp da sandığa hakaret ediyorsa o bizden değildir" demişti.
İdris Şahin'e göre bu tür açıklamalar kasıtlı yapılıyor ve böylelikle sandığa yönelik güvensizlik oluşturulmaya çalışılıyor.
Şahin, DW Türkçe'ye değerlendirmesinde şunları söylüyor:
"İktidar bunu bilinçli yapıyor. Bu söylentilere baktığınız zaman iktidar merkezli. Yani muhalif seçmenin psikolojisini etkilemek ve seçimlere katılımını engellemek için yapmış olduğu bir algı yönetimi. Son 5-6 yıldır zaten iktidarın her şeyi algı üzerinden yürüyor. Algı yönetimiyle toplumu şekillendirmeye çalışıyor. Bunlara fırsat vermeyeceğiz."
Salıcı, her siyasi partinin seçim güvenliği çalışmasını ayrı ayrı yapacağını ancak aynı zamanda kendi aralarında bir koordinasyon yürüteceklerini ve eksik kalınan yerlerde partilerin birbirinin eksiğini tamamlayacağını belirterek, şöyle konuşuyor:
"Sandık günü ortaya çıkabilecek herhangi bir olumsuzlukta altı parti beraber davranarak itirazlarını yapacak. Dolayısıyla biz seçim günü ve öncesinde sandıkta vatandaşının iradesini etkilemeye yönelik herhangi bir şey yapılıyorsa da bunu ifşa edeceğiz."
Ayrıntıları gelecek hafta başında açıklanacak yol haritası kapsamında altı partinin birbiri ile veri paylaşımı için bir sistemin kurulması da söz konusu olacak.