HDP'nin 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin güvenliğine dair endişelerin giderilmesine yönelik genel görüşme önergesinin TBMM Genel Kurulu’nun bugünkü birleşiminde görüşülmesine ilişkin grup önerisi AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
HDP Grubu, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerde seçim güvenliğine ilişkin endişelerin giderilmesine yönelik genel görüşme önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesi için grup önerisi getirdi.
HDP Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Murat Çepni, “Seçimlere gidiyoruz, seçimlerin sonucunun ne olacağını göreceğiz, seçimlerde beklentilerin ne olacağını da göreceğiz. Ama bütün bu süreçte en çok tartışılan meselelerden bir tanesi de seçim güvenliği meselesidir yani halkın iradesinin gasp edilip edilmeyeceği meselesidir. Bir taraftan yalan, kara propaganda, eşitsizlik, hamaset koşullarında halkın iradesinin yansıması engellenmeye çalışılırken bir diğer taraftan da seçim öncesinde ve seçim sırasında yansıyan iradenin hangi yol ve yöntemlerle gasp edileceği kaygısı tartışılıyor. Seçim güvenliği meselesi AKP’li yıllarda tavan yapmış bir mesele çünkü AKP’nin hem seçimlerde hem de diğer bütün politikalarında ortaya koyduğu ustalık dönemi diye tarif edilen hırsızlık süreci bunu tartışmayı fazlasıyla gerektiriyor” dedi.
Çepni, 2017 Anayasa referandumu sürecini hatırlatarak şunları söyledi:
“Siyasi meşruiyet seçimlerle güncelleniyor, buna inanılıyor fakat gelin görün ki eşitsizliklerle donatılmış bir seçim sürecinde neyin ne olacağını yine halkın kendisi belirleyecek. Bugün de HDP seçim sürecine parti kapatma şantajı, gözaltı, tutuklama terörü ve kumpas davalarıyla girmeye çalışıyor. Şimdi, böylesi bir eşitlikten bahsedilebilir mi? Seçim öncesinde eşit çalışma koşullarının olmadığı bir süreçte eşit yarıştan bahsedilebilir mi? Örneğin, 2017’de, Anayasa referandumunda AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ demişti ve mühürsüz oylar sayılmıştı. Yine, 2018 seçimlerine OHAL koşullarıyla girmiştik, kayyum atanan belediyelerin tüm imkânları iktidar tarafından kullanılmıştı. Yine, sandık birleştirme yöntemiyle 200 bine yakın yurttaşımızın, insanımızın iradesi gasp edilmişti, yönlendirilmeye çalışılmıştı, tehdit edilmişti.”
İyi Parti Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Behiç Çelik de “Ülkeyi uçurumun eşiğine getiren AKP iktidarları yeni bir seçimin arifesinde türlü türlü düzen ve hilelerle seçimi aşırmaya gayret ediyor. Seçim aslında AKP için bitmiştir, kaybedecekleri kesindir fakat seçimi sulandırarak, sahte seçmen, mükerrer seçmen, evrakta sahtekârlık, partizan memurlar, Goebbels’yen metotlar, tehditler, şantajlar, iftiralar, ekonomik güç odaklarının zorlanması ve daha sayabileceğimiz birçok usulsüzlük, yolsuzluk ve saptırma planları beklenmektedir” dedi.
CHP Grubu adına görüşlerini dile getiren Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ise “Seçim güvenliği 85 milyon için, hepimizin geleceği için çok önemli. Sadece seçim günü için değil, öncesi için de çok şey yapmak gerekiyor. Önergenin gerekçesinde vardı. Ben burada geçmişe hiç değinmeyeceğim, yapılan usulsüzlükler, haksızlıklar, İstanbul seçimlerindeki bir zarftaki 3 oyun kabul edilip birinin kabul edilmemesi vesaire. Şimdi önümüze bakalım diyorum ve ben buradan bütün seçmenlere, vatandaşlarımıza CHP olarak ne yaptığımızı ne yapacağımızı ve kendilerinin ne yapması gerektiğini anlatacağım. Genel Merkez’imizde Bilişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Onursal Adıgüzel ve Yurt Dışından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Bülent Tezcan ve onların çok değerli ekipleri bütün süreci takip ediyorlar. Tabi bütün örgütlerimizle beraber sandık görevlilerimizi bildiriyoruz, an an bütün süreci takip ediyoruz. Herkes müsterih olsun, herkes mutlaka oyunu kullansın” diye konuştu.
AKP Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Aziz milletimizin 14 Mayıs seçimlerinde de yönetme yetkisini Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na vereceğinden asla şüphemiz yoktur. Aziz milletimiz kukla bir Cumhurbaşkanı üzerinden ülkeyi idare etmek isteyenlere, darbe şakşakçılarına, terör ve terörist sevicilerine ‘artık yeter’ diyecektir. Türkiye düşmanlarına, eski Türkiye sevdalılarına geleceğini tayin hakkını milletimiz bırakmak istemeyecek, vesayet odaklarına rağmen Türkiye yüzyılını aziz milletimizin evlatları ve Cumhur İttifakı'yla inşallah birlikte başaracağız. Allah'ın yardımıyla, milletimizin desteğiyle, gençlerimizin umutlarıyla ayağa kalktık, bugünlere geldik, yarınlara birlikte yürüyeceğiz inşallah.”
AKP’li Başer’in sözleri üzerine sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da “14 Mayıs’ta iktidarın bu yaptıklarının tamamının hesabı sorulacak. Terör seviciliklerinin de terör örgütlerini kendi içlerinden çıkarmalarıyla da Hizbullah terör örgütüyle yaptıkları iş birliğinin de hesabını verecek. Hizbullah’la bizzat AKP iktidarı anlaşarak, AİHM kararını gerekçe göstererek bütün tutukluları ve hükümlüleri serbest bırakmıştır. Gelsinler, bize tek bir Hizbullah tutuklusu var diye söylesinler, tek bir Hizbullah tutuklusu. Bugün anlaşma HÜDAPAR’la değil bizzat Hizbullah’ladır. ‘FETÖ’ dedikleri cemaat de bizzat kendi aralarından ayrılıp gitmiştir, onları da terör örgütü ilan etmişlerdir. Bu kadar çok terör örgütü üreten başka bir iktidar olmamıştır gerçekten” şeklinde konuştu.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, HDP'nin grup önerisi, AKP ve MHP'li milletvekillerin oylarıyla reddedildi.