Seçim sürecinde yapılan “ayrımcılık”, İnsan Hakları Kurumu’nun işi değilmiş

Türkiye’deki insan hakkı ihlallerini ve eşitliğe aykırı uygulamaları saptaması için kurulan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK), yerel seçim öncesinde yapılan, seçim propagandaları sırasındaki nefret söylemi ve ayrımcı dilin engellenmesine yönelik başvuruyu görev alanında bulunmadığı gerekçesiyle reddettiği ortaya çıktı.

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan, 31 Mart’taki yerel seçim öncesi TİHEK’e başvurarak, Avrupa Birliği Eşitlik Kurumları Ağı’nın (Equinet) 15 Mart’ta aldığı kararı anımsattı. Tavsiye kararında, siyasetçiler ve medyaya seçim dönemlerinde nefret dili ve ayrımcı söylemin kullanılmaması gerektiği belirtildi. Taştan, TİHEK’ten de benzer bir tavsiye kararı almasını istedi.

Bu süreçte başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na linç girişimi olmak üzere bu kapsama giren çok sayıda olay yaşandı.

Seçimden sonra ret

TİHEK ise seçimden çok sonra 9 Mayıs tarihinde talebe yanıt verdi. Yanıt yazısında, TİHEK’in yönetmeliğine atıf yapılarak, bu tip bir tavsiye kararı alınmasının kurumun görev alanında olmadığı belirtildi.

4 kişi öldü, 91 kişi yaralandı

Taştan, bunun üzerine TİHEK’e yeniden başvurdu ve hem 31 Mart öncesi hem de yenilenen İstanbul seçimi sürecinde kullanılan söyleme dikkati çekti. Seçim sürecinde “Ermeni”, “Rum”, “Pontus” gibi ifadelerin kullanıldığını belirterek, TİHEK’e bir önleme mekanizması olarak kurulduğunu anımsatan Taştan, sadece 31 Mart günü seçim kavgaları nedeniyle 4 kişinin öldüğünü, 91 kişinin yaralandığını vurguladı.

Ayrımcılık için karar yok, ailenin korunması için var

Taştan, TİHEK’e, düzenlediği “Ailenin Korunması Sempozyumu”nu anımsatarak, bunun da yönetmelikte yer almadığını, aynı mantığa göre iptal edilmesi gerektiğini kaydetti.

TİHEK, bu başvuruya ise herhangi bir yanıt vermedi.