KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı ve Radikal yazarı Tarhan Erdem, 7 Haziran seçimleri öncesinde Bayburt ve Muş illerinin nüfuslarının yanlış gösterildiği iddiasını ele aldı. , Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, Bayburt’un nüfusunun azaldığını, Muş’unkinin ise arttığını ancak Bayburt’un milletvekili sayısnın arttığını ve Muş milletvekili sayısının azaldığını kaydeden Erdem “Bayburt’ta nüfus artış oranı inişe geçmişken, hemen yüzde 6,6’ya varan bir düzeye çıkmıştır yıllık artış oranı! Bu kesin olarak, sayılarla oynandığını göstermez ama incelenmesi gerektiğini gösterir“ değerlendirmesinde bulundu.
Tarhan Erdem’in Radikal gazetesinde “Bayburt nüfusunun 5 bin artması makul mü?”başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle: Bütün yurttaşları birebir ilgilendiren bu konuda, denetim ve şeffaflığın sağlanmasını bulmalı ve yürürlüğe koymalıyız. Cuma günü, Hürriyet'in internet sayfasında; HDP’nin, Bayburt ve Muş nüfuslarının yanlış ilan edildiği iddiasıyla Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurduğu haberi yayımlandı. Ertesi gün, HDP Grup Danışmanı Atilla Fırat’tan, Hürriyet'in haberinin ayrıntıları ve YSK’ya yapılan şikayet metni bulunan bir mail aldım. YSK, 2 Şubat’ta illerin çıkaracağı milletvekili sayısını, Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 4’üncü maddesinde tanımlandığı biçimde belirlemiş ve 5 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlamıştı. Bu karara göre, Muş ilinde 3, Bayburt ilinde 2 milletvekili seçilecektir.
Milletvekili aday listeleri kesinleşmiş ve oy pusulaları basılmaya başlanmıştır.
YSK işlemleriyle ilgili şikayet ve itirazların süreleri kesin değildir. HDP’nin şikayetini YSK nasıl karşılayacaktır, göreceğiz. Ancak, iddia ile ortaya atılan husus, milletvekili sayısını değiştirme amacıyla veya başka amaçla, bir veya birkaç ilin nüfus sayısının değiştirilme iddiası, inanılması çok güç ve herhangi bir iddia olduğundan, usul eksikliği ve hatasına bakılmadan, bütün verilerin ortaya konulmasını gerektirecek kadar önemlidir.
2007’den beri nüfusumuz, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne (ADNKS) göre belirlenmektedir. 2000 öncesinde, beş veya on yılda bir ekim ayının bir pazar günü sokağa çıkma yasağı ilan edilerek sayılırdık; on beş yıldan beri kapımıza gelinerek sayılmıyoruz.
Doğum, ölüm, yer değiştirme ve diğer kayıtlar özel kanun ve yönetmeliğine göre günlük olarak kaydediliyor ve her yılın son günü nüfusu, ocak ayının dördüncü haftasında ilan ediliyor. Bu yere varmak için çok gayret edildi, bir çok proje heba oldu, yeniden başlandı. Kısaca özetleyeyim, hikaye, 1587 sayılı Kanun’un çıkarıldığı 1972’de başladı. Bu kanun ve yönetmeliği ile yanlış bilmiyorsam proje üç kez yenilendi. Sık sık değişen hükümetler döneminde de, Özal döneminde de ilerleme sağlanamadı; seçmen kütükleri nüfus kayıtlarına bağlı hale getirilemediği gibi, kimlik kayıtları da birleştirilemedi. 2002’ye kadar değişik projeler geliştirildi, yönetmelikler çıkarıldı, bürokrasimiz böyle bir düzene hazırlıklı değildi, hükümetler de böyle bir düzeni gerçekleştiremedi. AK Parti iktidarı, 1972 kanunu ve yeni yönetmelikleri değiştirerek projenin gerçekleşmesini denedi; kanunda değişiklik yapıldı, yeni yönetmelik çıkarıldı; sonuç alınamadı, sistemin baştan sona değişme gereği anlaşıldı!
2006 başlarında yeni “Nüfus Hizmetleri Kanunu” ve bir dizi yönetmelik çıkarıldı, “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi” adı verilen proje, hızla uygulamaya kondu.
Sonuç 2007 sonunda alındı ve “ilk nüfus sayım sonuçları 21 Ocak 2008 tarihinde TÜİK tarafından kamuoyuna” açıklandı. Bu açıklamayla birlikte, ülkemizde çok önemli bir gelişme yaşandı. Burada, o günkü İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın gayretlerini anıyorum.
2008’den bu yana, her yıl ADNKS sistemi iyileşmektedir, kendi kendini düzenleyen sonuçlara gitmekte, hatalar genel olarak azalmaktadır. Ancak, sistemin iç raporlama düzeni dışa yansımamakta, kamuoyu denetimi yapılamamaktadır.
HDP’nin “Bayburt’un nüfusu bir milletvekili çıkarmasına yetecek kadar fazla gösterildi” iddiası, sistemin denetimindeki boşluğu da gözler önüne sermiştir.
Bütün yurttaşları birebir ilgilendiren bu konuda, denetim ve şeffaflığın sağlanmasını bu vesile ile bulmalı ve yürürlüğe koymalıyız. HDP iddiasını kanıtlamasa da, doğruluk şüphesi yaratan bilgiler vardır.
Bunları kısaca anlatayım:
2007’den son yıla kadar, 81 il içinde nüfusu en çok artan iller (Tablo:1) de görülmektedir. Oran inişe geçmişken, hemen yüzde 6,6’ya varan bir düzeye çıkmıştır yıllık artış oranı! Bu kesin olarak, sayılarla oynandığını göstermez ama incelenmesi gerektiğini gösterir.
(Tablo:2) de, Bayburt ve Muş’un il nüfusları gösterilmiştir. Son yedi yıl içinde nüfusundaki artma ve eksilmeler 2 binin altında olan Bayburt’ta, belediye seçimi veya benzer bir baskı olmadığı halde, yıl içinde 5 bin artması araştırılması ve cevaplanması gereken bir sorudur.
İllerin toplumsal yapısının sonucu olan, seçmen sayısının nüfus sayısına oranının, dört yıl içinde önemli sayılabilecek fark göstermemesi gerekir. Bayburt’ta ve Muş’ta, seçmenin nüfusa oranı yıllar içinde artış eğiliminde olmalıdır. Oysa (Tablo:3)’te görüldüğü gibi seçmenin nüfus içindeki oranı, Bayburt’ta azalmış, Muş’ta ise çoğalmıştır. Bu da sayımdan kuşkulanma hakkını veren bir bulgudur.
Bu ve benzer veriler ve ortada bir iddia olması; konunun incelenmesi ve sonucun kamuoyuna açıklanmasını gerektirir. “ADNKS verileriyle oynanıyor şüphesi”, yurttaş zihninde, yargı, medeni durum, miras ve diğer hususlarda güvensizlik yaratır. İlk tedbir, İçişleri Bakanlığı'nın, Bayburt ve Muş’ta ADNKS kayıtlarını mahalle, köyler ve sokaklar itibariyle yayımlamasıdır. Bu yayımlanmadan, yurttaşlarda doğan şüphe giderilemez; yılların çabasına yazık olur.
YSK, İçişleri Bakanlığı ve TÜİK’te inceleme kararı vermeli, bulduğu sonuçları ayrıntılarıyla yurttaşlarla paylaşmalıdır.