"Seçmen kutuplaşmaktan sıkıldı, merkezde yoğunlaştı; MHP'li seçmen AKP politikalarından daha memnun"

"Seçmen kutuplaşmaktan sıkıldı, merkezde yoğunlaştı; MHP'li seçmen AKP politikalarından daha memnun"

Türkiye'nin gündemi ile geleceğe yönelik olası sorunlara kamuoyunun bakışını tespit eden "Türkiye Eğilimleri" araştırmasının 2019 yılı sonuçları açıklandı. Araştırma, 26 ilde kent merkezlerinde yaşayan 18 yaş üzeri 1000 kişiyle yapıldı. Prof. Dr. Mustafa Aydın koordinasyonunda, 25 Kasım – 13 Aralık 2019 tarihleri arasında yapılan çalışmayı, Prof. Dr. Mitat Çelikpala, Prof. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. Banu Baybars Hawks, Prof. Dr. Osman Z. Zaim ve Sabri Deniz Tığlı'dan oluşan araştırma ekibi yürüttü.

Araştırmadan hareketle, siyasi kutuplaşmanın azalarak seçmenin merkezde yoğunlaştığı yorumu yapılırken, MHP seçmeninin AKP politikalarını AKP seçmeninden daha fazla başarılı bulduğu ve desteklediği sonucu çıktı.

Türkiye'nin gündemindeki en önemli sorun olarak ekonomik problemlerin toplamı öne çıkarken, sosyal alanda yapılan araştırmada ise homofobinin azalarak sürdüğü; eşcinsellerle komşu olmak istemeyenlerin sayısının ilk sırada yer aldığı dikkati çekti. Ayrıca araştırmada, halkın yarısının kitap okumadığı, yüzde 73,5'inin tiyatroya, yüzde 38'inin de sinemaya gitmediği tespit edildi.

"Halk kutuplaştırılmaktan sıkıldı, merkezdeki seçmeni kim kaparsa siyasete o yön verir"

Siyasi alan araştırmasındaki sonuçların genelinden hareketle ortak bir değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Murat Güvenç, seçmenlerin siyasi yelpazede merkezde toplandığını savundu. 

Merkezdeki yoğunlaşmayı, 'seçmenin, partisinin hizasından çıkması' olarak okuyan Güvenç, "Bu durum, partilerin artık söz konusu seçmen grubunu kontrol edemediği, ideolojileriyle seçmeni etkileyemedikleri anlamına gelir. Siyasi yelpazenin ortasındaki seçmen, bütün siyasi görüşlere biraz eşit uzaklıkta olan medyan seçmen türünü ortaya çıkarıyor" yorumunu yaptı.

Seçmenin siyasi kutuplaştırılmadan sıkıldığı ve gençlerin ailelerinin izlediği çizgiden gitmediği sonucuna varan Güvenç, "Bireyselleşme söz konusu. Seçmenler farklı farklı siyasi partilere oy verseler de birbirlerinden çok farklı düşünmüyorlar. Siyaset 'merkez kaç' yapısından 'merkez kap' yapısına gelmiş durumda. Kim bu merkezi kaparsa siyasete o yön verir. Yeni partilerin de bu bağlamda bir şansları var" diye konuştu. 

Medyan seçmen türünün ortaya çıkmasından kaynaklı olarak siyasi partilerin belli bir ideoloji üzerinden değil tematik değerler üzerinden politika yürüteceği yorumunu yapan Güvenç, "Partilerde, kadın hakları, hayvan hakları, çevre gibi post-materyal konuların ön plana çıkması düşüncesi ortaya çıkıyor. Türkiye'de ilk defa ortadaki seçmeni kim kazanırsa siyasi gücü de o kazanacak" dedi.

'Mevut partilerin de bunun farkında olduğu ve söylemlerini bu bağlamda değiştirdiği' yorumunu yapan Güvenç, "CHP'nin İBB seçimlerinde Ekrem İmamoğlu'nu aday göstermesi, merkeze yaklaştıkları anlamına geliyor. İmamoğlu profil olarak merkeze eski CHP'lilerden daha yakın" dedi.

"Farklı partilerin tabanları birbirine benzemeye başlıyor"

Araştırmanın koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın da konuyla ilgili olarak bloklar ve parti ittifakları arasındaki uyumların net bir şekilde ortaya çıktığının altını çizdi. Aydın, "AKP-MHP ve diğer tarafta da CHP-İyi Parti arasındaki geçişkenlikler artıyor. Tabanların benzemeye başladığı, seçmenin benzer konularda benzer şeyler söyledikleri görülüyor" dedi.

Seçmenin merkezde yoğunlaşmasını da yorumlayan Aydın, seçmenin partisinden uzaklaşmaya başladığını dile getirdi. Aydın, "Bu uzaklaşma seçmenin başka partiye geçtiği anlamına gelmiyor, ya kararsız oluyorlar ya da sempatilerini başka bir partiye kaydırmış olabiliyorlar" yorumunu yaptı.

Halkın, yeni siyasi oluşumların merkezden çıkması gerektiği kanısına ilişkin de konuşan Aydın, "Yeni partilerin merkezde duran kitlelere seslenmesi gerekiyor. Birbirinden farklı yaşam tarzına sahip 3 farklı kararsız grup tespit ettik. Tek birine yönelerek bütün kararsızları ikna edecek bir politika geliştirmek mümkün değil, herkesi yakalayabilecek türde bir politika olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"MHP tabanı, AKP ile yapılan ittifaktan memnun"

MHP seçmeninin AKP politikalarını AKP seçmeninden daha çok desteklemesini ve başarılı bulmasını yorumlayan Aydın, "Burada dış politika çok net bir alan. Dış politikada AK Parti tabanının hükûmet memnuniyetinde veya başarılı bulmasında azalma olurken, aynı konularda MHP'lilerde yüzde yüzden daha fazla artış konusu. Bunun gibi ekonomi politikaları ya da başka politikalarda da benzer sonuçlar var. Buradan MHP tabanının ittifak yapısından mutlu olduğu, avantaj sağladığı ve bununla büyük ölçüde özdeşleştiği anlamı çıkıyor" diye konuştu. 

"Halkın birincil problemi ekonomi"

Aydın, gündemdeki en önemli sorunun toplamda yüzde 41,6 oranıyla ekonomik konular olmasına da dikkati çekti. Aydın, "Ekonomiyle ilgili konuları bir araya getirdiğinizde ekonomi her zaman en önemli mesele. Terör, büyük terör olayları olduğu dönemde birinci sıraya yükseliyor. Bu sene, özellikle işsizlik konusunun daha sert bir şekilde öne çıktığı görülüyor" dedi. 

Araştırmadan hareketle öne çıkan konulardaki dağılım şöyle:

"Halkın yarısından fazlası yeni bir siyasi partiye ihtiyaç olmadığını düşünüyor"

Araştırmaya göre, Türkiye'de yeni bir siyasi partiye ihtiyaç olduğunu düşünmeyenler, ihtiyaç olduğunu düşünenlerden yaklaşık 3 kat daha fazla.

Araştırmaya bu yıl eklenen soru, geçen yılların "Türkiye'de siyasi boşluk var mı?" sorusu ile karşılaştırıldığında, 2017 yılında yüzde 43,2'lük kesimin 'evet' yanıtını verdiği, 2018 yılında ise bu oranın yüzde 28,6'ya düştüğü görülüyor.

Olası yeni bir siyasi parti konusunun ele alındığı çalışmada ise geçen yıla göre yeni partinin siyasi yelpazenin merkezinde bulunması gerektiğini düşünenlerin sayısında artış söz konusu. 2018 yılında olası bir siyasi partinin siyasi yelpazenin merkezinde olması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 35,7'den yüzde 56,7'ye yükselmiş durumda. 

"Halkın yalnızca 4,4'ü tasarruf yapabiliyor"

 

Araştırmanın ekonomi bölümüne bu yıl eklenen soruyla katılımcılara tasarruf yapıp yapamadıkları soruldu. Sonuçlara göre insanların yüzde 72,3’ü tasarruf yapamazken, yalnızca yüzde 4,4'ü tasarruf yapabiliyor. 23,3 oranındaki kesim ise soruya 'bazen' yanıtını verdi.

 

"En güvenilen kurum TSK"

Araştırma sonuçlarına göre, Türk halkının en güvendiği kurumlar arasında 2019 yılında ilk sırayı Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) aldı. 2018'de ilk sırada yer alan Jandarma 2019'da ikinci sıraya yerleşirken üçüncü Polis, dördüncü ise Cumhurbaşkanlığı oldu. TSK, Jandarma, Polis, Cumhurbaşkanlığı ve Muhalefet Partileri gibi kurumlara "kesinlikle güveniyorum" diyenlerin oranının 2019 yılında artış göstermesi de dikkat çekiyor. En az güvenilen kurum ise, bu sene de değişmeyerek yüzde 35,2 ile medya oldu.

"Siyasal kutuplaşma olduğunu düşünenlerle düşünmeyenler aynı oranda"

Araştırmaya göre Türkiye'de siyasal kutuplaşma olduğunu düşünenlerin oranı (yüzde 50,8), olmadığını düşünenlerin oranına (yüzde 49,2) çok yakın. Yargının siyasallaştığını düşünenlerin oranı ise 2018 yılında yüzde 30,8 iken, 2019'da 38,7'ye yükseldi. Araştırmaya katılanların yüzde 30,7'si Türkiye'de demokrasinin zayıfladığını düşünürken, yüzde 29,8'i Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde olan bir ülke olduğuna dair görüş bildirdi. Ayrıca "Türkiye'de bugün bir seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?" sorusuna katılımcıların, kararsızlar (yüzde 10,4) dağıtıldıktan sonra, yüzde 40,2'si AKP, yüzde 33'ü CHP, yüzde 9,2'si HDP, yüzde 8,3'ü MHP, yüzde 8,1'i ise İyi Parti yanıtını verdi.

"Halkın yarıya yakını ekonomik olarak geçen yıla göre daha sıkıntıda olduğunu belirtiyor"

Araştırma sonuçlarına göre, "Son bir yılda yaşanan ekonomik gelişmeler sizi nasıl etkiledi?" sorusuna toplumun yüzde 46,5'i ekonomik olarak daha kötüye gittiğini belirtirken, yüzde 19,4'ü hiç etkilenmediği şeklinde cevap verdi. 2018 yılında kendi ekonomik olarak daha kötü durumda görenlerin oranı yüzde 57,1'di.

"2019'da en önemli sorunlar terör, işsizlik ve hayat pahalılığı"

Araştırma sonuçlarına göre, halk 2019 yılında terörün ardından işsizlik, hayat pahalılığı ve FETÖ tehdidini Türkiye'nin en önemli sorunları olarak görüyor. Ülkenin en büyük sorunu olarak (yüzde 19,8 oranında) terör görülürken, hayat pahalılığı yüzde 18,1 ile ikinci, 2018'de yüzde 27 ile birinci sorun olan işsizlik ise yüzde 16,8 ile üçüncü sırada yer alıyor. Ekonomi ile ilişkilenen sorunlar bir arada değerlendirildiğinde ise işsizlik, hayat pahalılığı ve ekonomik durgunluk toplamda yüzde 46,1 oranla birinci sıraya yerleşiyor. 2016 yılında radikal bir artış gösteren FETÖ sorunu, 2019'da yüzde 10,5‘e gerileyerek 4. sıraya yerleşti. Öte yandan, coğrafi olarak bakıldığında Ege ve Marmara Bölgelerinde en büyük sorun ‘hayat pahalılığı' olurken, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da ‘işsizlik', Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi'nde ‘terör, Akdeniz Bölgesi'nde ise ‘ekonomik durgunluk' oldu.

"Türkiye için ABD tehdit, Azerbaycan dost"

Araştırma sonuçlarına göre hükümetin dış politikalarını "başarılı" bulanların oranı 2018 yılında yüzde 32,2 iken 2019'da bu oran yüzde 28,5'e geriledi. Farklı ülkelerin Türkiye'ye tehdit olarak algılanıp algılanmadıkları sorgulandığında, ABD yüzde 64,5 ile ilk sırayı alırken, yüzde 55,6 ile İsrail ikinci, yüzde 49,2 ile İngiltere üçüncü sırada yer aldı.

Türkiye'nin en yakın dostu/müttefiki olarak görülen ülke ise yüzde 56,5 ile yine Azerbaycan oldu. Azerbaycan'ı KKTC ve Özbekistan takip etti.Araştırma sonuçlarına göre, AB üyeliğini desteklediğini belirtenlerin oranı ve NATO üyeliğini desteklediğini belirtenlerin oranı 2018'e göre büyük değişiklik göstermeyerek sırasıyla yüzde 51 ve yüzde 54,8 oldu.

"Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri döneceğine inanılmıyor"

Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından biri de Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılarla ilgili. Buna göre 2018'de Suriyeli sığınmacılardan memnun olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 13,7'de kalırken, 2019'da bu oran yüzde 12,9'a geriledi. Memnun olmayanların yüzde 51,6'sı memnun olmama sebebi olarak suça meyilli olmalarını gösterdi. Türk halkının yüzde 70,9'u Suriyeli

Sığınmacıların ülkelerine geri gönderileceğine inanmadığını beyan ederken, katılımcıların yüzde 86,1'i "İş sahibi iseniz/olsanız, yanınızda Suriyeli sığınmacı çalıştırır mısınız?" sorusuna hayır yanıtını verdi.

"Türk halkının yarısı kitap okumuyor; yüzde 73,5'i tiyatroya yüzde 38'i sinemaya gitmiyor"

2019 yılında hiç kitap okumayanların sayısı yüzde 60,9'dan yüzde 50,9'a gerileyerek azaldı. Buna karşın her gün kitap okuyanların sayısı artış göstererek yüzde 2,6'dan 4,3'e yükseldi. Araştırma sonuçlarına göre sinemaya ayda üç-dört kez gidenlerin sayısında artış gözlemlenirken, futbol maçına, sergiye ve konsere gidenlerin sayısı da 2018 yılına göre arttı. Hiç sinemaya gitmeyenlerin oranı yüzde 38,3; hiç tiyatroya gitmeyenlerin oranı ise yüzde 73,5 oldu. Günde 5 saatten fazla sosyal medya ve bilgisayar oyunlarıyla geçirenlerin sayısı da 2018'e göre 2 kat artarak yüzde 9,4'e yükseldi.

Türkiye'de iyiye giden değişimler başlığı altında ilk sırayı ekonomi, askeri güç ve sağlık hizmetleri aldı. Kötüye giden değişimler ise yine ekonomi, işsizliğin artması ve hayat pahalılığı olarak gösterildi. Ankete katılanlara sorulan "Türkiye'de yaşamaktan duyduğunuz memnuniyet seviyenizi öğrenebilir miyiz" sorusuna yüzde 46 "çok mutluyum ya da ‘mutluyum' cevabını verirken; 2018'de olduğu gibi yüzde 15 ‘çok mutsuzum' cevabını verdi.

 

"Eşcinsellerle komşu olmak istemeyenler birinci sırada"

Sosyal kimliklere göre komşu olma isteğinin ele alınması konusunda ise "Eşcinsellerle komşu olmak istemem" diyenlerin oranı yüzde 46,5 iken, sığınmacı/mültecilerle komşu olmak istemeyenlerin oranı yüzde 43,3 olarak ölçüldü.

"En prestijli meslek; tıp doktorluğu"

Araştırma halkın sosyo-ekonomik durumunun yanı sıra sosyal ve kültürel durumuna yönelik de önemli veriler içeriyor. Araştırmaya göre Türkiye'de en prestijli meslek olarak 2018'de olduğu gibi 'tıp doktorluğu' ilk sırada yer aldı. Doktoru, üniversite profesörü ve hakim takip etti. 

 

Araştırmanın tamamı için tıklayın | Türkiye Eğilimler Araştırması (TEA) 2019 sonuçları açıklandı