T24 - Balyoz davasını inceleyen Özel Yetkili Savcılar, darbe planlarının yer aldığı 11 numaralı CD'den çıkan listelerdeki kurum personellerinin 2002-2003 yıllarında bünyelerinde çalışıp çalışmadığını sormaları üzerine, ASELSAN’dan gelen 46 kişilik bir listede şu not göze çarpıyor: Aşağıda ilgi yazı kapsamında adı geçen şahıslar 2002/2003 döneminde şirketimiz personeli olmayıp, daha sonra yanlarında belirtilen tarihte işe girmişlerdir.
Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin'in "Balyoz’da adli emanet bilmecesi" başlığıyla yayımlanan (22 Ocak 2011) yazısı şöyle:
Balyoz’da adli emanet bilmecesi
Özel Yetkili Savcılar, Balyoz soruşturmasını yürütürken darbe planlarının parçası olduğu öne sürülen belgeler arasında muhtelif kuruluşların personeliyle ilgili listelerle de karşılaşır.
Bütün bu listeler darbe planlarının yer aldığı ünlü 11 numaralı CD’nin içinden çıkmış, TÜBİTAK bu CD’nin son kez 5 Mart 2003 tarihinde kaydedildiğini rapor etmiştir. Bu durumda CD’den çıkan listelerdeki personelin Mart 2003 tarihi itibarıyla bu kurumlarda görevli olduğunu varsaymak durumundayız.
Ancak Savcılık, işi yine de sağlama almak ister ve bu kurumlara bir yazı yazarak listelerde adı geçen personelin 2002-2003 yıllarında bünyelerinde çalışıp çalışmadığını sorar.
Ve yanıtlar gelir. İsimler büyük ölçüde tutmakla birlikte, istisnalar da vardır...
ASELSAN’dan gelen ilginç yazı
Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki en önemli kuruluşlarından biri olan ASELSAN’dan gelen 16 Mart 2010 tarihli, AS110-10M-90210 sayılı yazı, İnsan Kaynakları Müdürü Aysun Ülkü Aydın ve Hukuk İşleri Müdürü Altuğ Özpınar’ın imzalarını taşıyor.
Yazıda “İlgi yazı ile istenen hususlar ekte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederiz” deniliyor.
Yazıyı, ekte 46 kişilik bir liste izliyor. Bu listedeki personelin her birinin adının karşısında 2002-2003 tarihlerinde hangi görevde bulunduğu da yazıyor.
Ancak yazının son sayfadaki ekinde “Aşağıda ilgi yazı kapsamında adı geçen şahıslar 2002/2003 döneminde şirketimiz personeli olmayıp, daha sonra yanlarında belirtilen tarihte işe girmişlerdir” deniliyor.
Burada tam 4 kişinin adı geçiyor. Makine mühendisi İ.B. 14 Haziran 2007 tarihinde işe başlamış. Teknisyen V.T. 1 Temmuz 2007, elektronik yüksek mühendisi R.P. 17 Eylül 2007 ve uzman mühendis A.H. ise 6 Nisan 2006 tarihinde.
Yazı devam ediyor: “İlgi yazı kapsamında adı geçen şahıs ASELSAN’da hiç çalışmamıştır. Rafet Yücel.”
Zaman makinesi mi çalışıyor?
Bu ve diğer kurumlardan gelen yanıtlar Beşiktaş Adliyesi’ne daha geçen ilkbaharda gelmiş olmasına karşılık Balyoz Savcıları tarafından adli emanette tutulmaktaydı. Söz konusu yazışmalar, Balyoz iddianamesi geçen temmuz ayında kabul edildiğinde delil dosyalarının yer aldığı ek klasörlere de konmamıştı. Mahkeme, bu yazışmalar üzerindeki gizliliği ancak geçen hafta kaldırdı.
Bu yazışmalar içinde Balyoz iddianamesinin ana ağırlık merkezini oluşturan 5 Mart 2003 tarihli 11 numaralı CD açısından ciddi çelişkilere işaret eden başka çarpıcı örnekler de var; Türk Telekom yöneticileri Serhat Binici ve Mahmut Bulat tarafından gönderilen ve Beşiktaş Adliyesi’ne 29 Mart tarihinde ulaşan yazı gibi...
Savcılığın Türk Telekom’a gönderdiği listede yer alan S.Ö.’nün şirketteki görevine 9 Haziran 2004 tarihinde başladığı belirtiliyor. Yani CD’nin hazırlanmasından bir yıl sonra.
Yazışmalarda 2003 yılında var olmayan ilaç şirketlerinden tutun da henüz açılmamış yurtlara kadar başka bir dizi çelişkili durum daha var. Yerimiz olmadığı için giremiyoruz.
O zaman karşımıza şu kritik soru çıkıyor. 2004 yılı ve sonrasında var olan tüzelkişilikler nasıl oluyor da iddianameye göre 2003 yılında hazırlanmış olan bir CD’nin içinden çıkıyor. 2006 yılında bir kurumda işe giren bir kişi, nasıl oluyor da Balyoz iddianamesine göre 2003 yılında o kurumda çalışıyor görünüyor? Bu insanlar ve kurumlar bir zaman makinesinden mi geçiyor?
Açıklık getirilmesi gerekiyor
Balyoz iddianamesinde buna benzer gariplikler daha önce de tespit edilmiş, bu doğrultudaki bir dizi örnek Dani Rodrik ile Pınar Doğan’ın yazdıkları kitabın bir bölümünde ayrıntılı bir şekilde incelenmişti.
Bu yazışmaların çok uzun bir süre savunmayla paylaşılmamış olması dikkat çekici bir durumdur.
Bu arada, iddianamenin ASELSAN gibi savunma sanayii ile ilgili şirketlerden söz edilen 211’inci sayfasında “Kurumlarla yapılan yazışma neticesinde belgede ismi yer alan şahısların belirtilen yerlerde görevli oldukları anlaşılmıştır” gibi bir ifadeye de yer verilmiş. Oysa verdiğimiz örnekler bu genel ifadeye bazı istisnalar getiriyor. Sonuçta adli emanetten çıkan bu belgeler mahkeme sürecinde açıklık getirilmesi gereken yeni bir belirsizlik yaratmış bulunuyor.
Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’ndan çıkan belgelere gelince... Bu klasörler (43 adet) dün sabah elime geçti. İnceledikten sonra gözlemlerimi okurlarımızla tabii ki paylaşacağım...