Sedat Ergin: Eski AİHM yargıcı Türmen, Türkiye'nin AİHM’in belirlediği ortak insan hakları standartlarına “uyum sağlayamadığını" söylüyor

Sedat Ergin: Eski AİHM yargıcı Türmen, Türkiye'nin AİHM’in belirlediği ortak insan hakları standartlarına “uyum sağlayamadığını" söylüyor

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen'in "Bir AİHM Yargıcı'nın Not Defteri" kitabında Türkiye’nin sistem içindeki uygulamadaki konumunu nasıl değerlendirdiğini anlattığını belirtti. 

Bugünkü köşe yazısında Ergin, "Türmen, sistem içindeki ülkeleri AİHM’in belirlediği ortak insan hakları standartlarına “uyum sağlayamayan” devletler ve bu standartları “içselleştiren” devletler olmak üzere iki küme halinde değerlendiriyor" yazarken, "Eski yargıç, Türkiye’yi birinci grupta, yani uyum sağlayamayanlar arasında görüyor" ifadelerini kullandı. 

Ergin, "Türkiye’nin AİHM kararlarına karşı tutumunu değiştirmesi gerektiğini söylüyor" yazdı. Ergin ayrıca Türkiye’nin 2004 yılında gerçekleştirdiği anayasa reformu ile AİHS ile AİHM içtihatlarını ulusal yasaların üstünde tutmayı kabul ettiğini hatırlattı. 

Ergin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Özetle, Rıza Türmen’in kitabı, biz vatandaşlara Avrupa İnsan Hakları sistemi içinde sahip olduğumuz, bu sistem tarafından koruma altına alınmış olan hak ve özgürlüklerimizin ne kadar geniş sınırları olduğunu anlatıyor. Bu noktada, Türkiye’nin 2004 yılında gerçekleştirdiği anayasa reformu ile AİHS ile AİHM içtihatlarını ulusal yasaların üstünde tutmayı kabul ettiğini hatırlamamız gerekiyor. Bu yönüyle Strasbourg’daki mahkemeden çıkan kararlar, sözleşme ile birlikte bugün her vatandaşın sahip olduğu hak ve özgürlüklerin evrensel hukuk tarafından tescil edilmiş birer tapusu niteliğindedir.

*

Türmen, ortaya çıkan koruma sistemini son derece değerli buluyor. Bununla birlikte, bütün mesele ona göre uygulamada düğümleniyor. Çünkü kararların anlam taşıyabilmesi için uygulanmaları gerekiyor. Türmen, “AİHM kararlarının uygulanması tüm bu sistemin aşil topuğudur. Sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sisteminin değil, tüm uluslararası sistemin ve tüm anlaşmaların da aşil topuğudur” diye konuşuyor kitapta.

Bu ifadesiyle, kararların uygulanmasında yaşanan sorunların sistemin yumuşak karnı, en zayıf noktası olduğunu anlatmaya çalıyor. Uygulamayı denetleyecek olan organ devletlerin temsil edildiği Bakanlar Komitesi’dir. Türmen’e göre, komitede yalnızca devletin temsilcisinin olup başvurucunun olmaması bir dengesizlik yaratıyor. Ayrıca, Bakanlar Komitesi siyasal bir organ olduğu için siyasal dengeler de gözetilebiliyor.

Eski AİHM yargıcı, mahkeme kararları karşısında Türkiye’nin uygulamadaki konumunu nasıl değerlendiriyor? Türmen, sistem içindeki ülkeleri AİHM’in belirlediği ortak insan hakları standartlarına “uyum sağlayamayan” devletler ve bu standartları “içselleştiren” devletler olmak üzere iki küme halinde değerlendiriyor. Türkiye’yi birinci grupta, yani uyum sağlayamayanlar arasında görüyor. Türmen, standartları içselleştiren gruba girmesi için her şeyden önce Türkiye’nin AİHM kararlarına karşı tutumunu değiştirmesi gerektiğini söylüyor.