Hürriyet yazarı Sedat Ergin, 1961'de dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun Yassıada'daki yargılamalarda idam edilmesini yazdı.
Ergin, Zorlu'nun idam kararının yüzüne okunmasının ardından ailesine mektup yazmak için izin istediğini aktararak şöyle devam etti:
"Getirilen kâğıt-kalem, salonda üstü yemek artıklarıyla dolu olan büyük masanın temiz kalmış bir köşesine kondu. Ancak eli kelepçeli olduğu için nasıl yazacaktı? 'Açın da rahat yazayım' diye ricada bulunması gerekti Zorlu’nun. Kelepçe çıkartıldı.
Herkes masanın çevresinde toplanmış infaza geçilmesi için Zorlu’nun mektubunu bitirmesini bekliyordu. Güryay, (Yassıada Komutanı Albay Tarık Güryay) 'Ben ellerine dikkat ediyordum, hiç titremiyordu' diye anlatıyor.
İnfaz savcıları, gün doğmadan infazı gerçekleştirmek istiyordu. Başsavcı Egesel’in yardımcılarından biri, 'Fatin Bey, biraz çabuk olun' diye seslendi Zorlu’ya. Egesel, 'Bırakın, mektubunu yazsın' diyerek müdahale etti....
Dışişleri Bakanlığı’nda uzun yıllar Zorlu ile birlikte çalışan Büyükelçi Semih Günver, kendisi hakkında kaleme aldığı, 1985 yılında yayımlanan 'Fatin Rüştü Zorlu’nun Öyküsü, Z- Zorro gibi' başlıklı kitabını şu satırlarla bitirecekti:
'Fatin Rüştü Zorlu, ölümden korkmuyordu. Çünkü ölüme inanmıyordu. Ona sık sık kafa tutmuştu. Bu defa da ölümün karşısında sonuçta galip geleceğinden emin başı dik, vakarlı ve cesur çıkmıştı.'
Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta başlayıp 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmiş; 143 kişi 4 yıl 2 ay, 117 kişi 5 yıl, 15 kişi 6 yıl, 6 kişi 7 yıl, 2 kişi 8 yıl, 17 kişi 10 yıl, 3 kişi 15 yıl, bir kişi 20 yıl, 30 kişi müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. |