Sedat Ergin: Normalleşmeye geçerken Bilim Kurulu’nun zemin kaybetmeye başladığı görüşü sıkça kayda geçiriliyor

Sedat Ergin: Normalleşmeye geçerken Bilim Kurulu’nun zemin kaybetmeye başladığı görüşü sıkça kayda geçiriliyor

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı yol haritasının belirlenmesini sağlayan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyelerinin normalleşme sürecinde zemin kaybetmeye başladığı görüşünün sıkça dile getirildiğini belirtti. 

Ergin, normalleşme adımları ve Bilim Kurulu üyelerinin açıklamalarında 'çelişki' olduğuna dikkat çekerek, "Son haftalarda Bilim Kurulu’nun yetki alanının karar vericilere ‘tavsiyede bulunmak’la sınırlı olduğu vurgusunu başlangıç dönemine kıyasla daha sık duymamız da belki bu çerçevede değerlendirilebilir. Bu arada, AVM’ler başta olmak üzere son dönemde atılmakta olan bir dizi adımın ardından birçok kurul üyesinin kamuoyu karşısında bu kararlarla aralarına mesafe koyma ihtiyacını duyması da dikkat çekicidir. Ayrıca, bir dizi kritik konu gündeme geldiğinde bu başlıkların kurulun yetki alanının dışında olduğu yolunda bir içtihadın yerleşmeye başladığı da göze çarpıyor. Örneğin, Sağlık Bakanı Koca’nın geçen hafta yaptığı açıklamada, AVM’lerin açılması tartışmasında aldığı tutuma benzer şekilde, Futbol Federasyonu’nun ligi seyircisiz başlatmasına ilişkin tartışmalarda da sorumluluğu federasyona atfederek aradan çekilmesi bu kanaati pekiştiriyor." görüşünü savundu. 

Ergin, "Şöyle bir ikilem de var. Normalleşme adımları kaçınılmaz olarak toplumun önemli bir kesiminde bir rahatlama duygusunu da beraberinde getiriyor. Ancak salgın tehdidi sıfırlanmadığı sürece, virüsün en ufak bir gevşemede yüzünü yeniden kuvvetli bir şekilde göstereceği gerçeği, son olarak Güney Kore’de olduğu gibi somut örneklerle tecrübe ediliyor. Rahatlama duygusuyla birlikte ihtiyatın elden bırakılmasının -vakaların tırmanması şeklindeki- olası maliyetini kestirebilmek güç değildir. Türkiye’nin önündeki temel soru, normalleşmeye geçiş ile virüsle mücadelede disiplini koruma ihtiyacı arasındaki dengenin nasıl tesis edileceği, bu sürecin ayarlarının nasıl tutturulacağı meselesinde yatıyor. Bilim Kurulu’nun her şeye rağmen karar alma mekanizması içindeki ağırlığını güçlü bir şekilde koruyabilmesi, bu dengenin sağlanması ve geçiş döneminin en az zararla atlatılabilmesi açısından elzemdir." ifadesini kullandı. 

Yazının devamı için tıklayın