Sedat Ergin: Türkiye ile AB arasındaki dokunun başkalaşması anlamına gelen yöneliş tersyüz edilemez mi?

Sedat Ergin: Türkiye ile AB arasındaki dokunun başkalaşması anlamına gelen yöneliş tersyüz edilemez mi?

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Avrupa Birliği Komisyonu'nun aday ülkelerle ilgili 2021 raporunun Türkiye bölümünde yapılan değerlendirmeleri inceledi. 

TIKLAYIN | AB'nin Türkiye raporunda Doğu Akdeniz ve demokrasi vurgusu

Bugünkü yazısında "(Raporda) Tam üyelik perspektifinin bir tarafa bırakılarak, AB’nin çıkarına olan alanlarda çalışmaya devam etme anlayışı giderek baskın bir çizgiye dönüşüyor" değerlendirmesinde bulunan Ergin, "Türkiye ile AB arasındaki dokunun başkalaşması anlamına gelen bu yöneliş tersyüz edilemez mi?" diye sordu. 

Ergin, "Bunun yolu  Türkiye’nin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi alanlarda yeni ve güçlü bir anlatı ile AB’nin karşısına çıkmasından geçiyor" yazdı.

Ergin'in yazısının ilgili bölümü şöyle: 

Bu “al-ver” meselesini özellikle genişleme strateji belgesinde daha yakından okuyabiliyoruz. Bu metinde AB’nin Türkiye’ye bakışının çerçevesi çizilirken Türkiye, “göç, terörle mücadele, ekonomi, ticaret, enerji ve ulaşım gibi ortak çıkar alanlarında kilit rol oynayan bir partner” olarak nitelendiriliyor.

Bu yönüyle bakıldığında, tam üyelik perspektifinin bir tarafa bırakılarak, AB’nin çıkarına olan alanlarda çalışmaya devam etme anlayışı giderek baskın bir çizgiye dönüşüyor. Bu çizgi, Türkiye’yi tam üye adayı kimliğinden soyutlayıp, çok geniş alanlara yayılan çıkarların gerektirdiği alanlarda yakın işbirliği yürütülen bir üçüncü ülke kimliğine sokma tehlikesini içeriyor.

Ortak” denilirken önce göçmen meselesine vurgu yapılmasının altı çizilmelidir. Bunun doğal uzantısı, Türkiye’nin stratejik rolünün öncelikle Avrupa’ya gelebilecek sığınmacıları frenleyecek bir tampon ülke konumuna indirgenmesidir.

Türkiye ile AB arasındaki dokunun başkalaşması anlamına gelen bu yöneliş tersyüz edilemez mi? Kuşkusuz edilebilir, ancak bu öncelikle tam üyelik perspektifi çerçevesinde Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin değerler boyutunun yeniden güçlendirilmesiyle mümkün.

Bunun yolu ise Türkiye’nin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi alanlarda yeni ve güçlü bir anlatı ile AB’nin karşısına çıkmasından geçiyor. Bu ihtiyacı, AB raporlarında aynı temaların her yıl tekrarlanmasının yarattığı kısırdöngünün kırılması diye de tarif edebiliriz.