Sedat Peker: Erdoğan risk aldı, ben normalleştim

Sedat Peker: Erdoğan risk aldı, ben normalleştim

Nefret söylemi ve tehdit içeren tweetleriyle tanınan AKP'ye yakın isimlerden "Sağlam İrade" rumuzlu Twitter kullanıcısı ve yazar Taha Ün,  geçtiğimiz Cumartesi günü hayatını Emine Erdoğan'ın özel kalem müdiresi Sema Silkin'le birleştirdi. Bu düğünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Sedat Peker'in sohbet etmesi günün en çok konuşulan olaylarından biri oldu. Sedat Peker atılan binlerce tweetten sonra Twitter'da  TT (trend topic) oldu. Sedat Peker yaptığı açıklamada "Sayın Cumhurbaşkanı’nın insanların içinde beni kabul ederek elimi sıkıp sıcak bir şekilde birkaç kelime söylemesi tabi ki kendisi açısından bakıldığında birileri tarafından siyasi bir risk olarak görünebilir. Ancak benim fikrimi sorarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız şahsımla ilgili bazı art niyetlilerin özellikle görmek istemediği toplumdaki yerimi görmüştür” dedi.

Sedat Peker, görüşmeyle ilgili “Bu fotoğraftaki an, benim toplumdaki normalleşme konumum için önemli bir kırılma anıydı. Ben bunun farkındayım. Bu sebeplede yaşadığım sürecede Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı bu davranışından dolayı minnettar kalacağım” diye konuştu.

 Sedat Peker’in o anlarla ilgili açıklamasının tamamı şöyle:

Taha Ün isimli gazeteci bir kardeşimin nikahında, Sayın Cumhurbaşkanımız ve İHH Vakfı Başkanı Bülent abiyle karşılaşıp sohbet ettiğimizi gösteren fotoğraflar sosyal medyada paylaşılınca epeyce bir kişi tarafından Gündem konusu yapıldı.

Ben bu duruma gerçekten bir anlam veremedim. bugüne kadar yapmış olduğum altı il gezisinde, parti başkanları kadar kalabalık topladım. Hem de toplamış olduğum bu kalabalıkları sadece internet üzerinden yaptığım bir duyuru ile gerçekleştirdim (Arkamda bir parti örgütünün çalışması ve basın gruplarının desteği olmaksızın.). Parti başkanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesi çok normal karşılanabiliyorsa bu şartlarda benim yaptığım görüşmeninde normal karşılanması acaba gerekmez mi?

1000-2000 kişi tarafından okunan yazarlar, kendilerini çok önemli bir gazeteci olarak görüp, canı istedikleri zaman Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi kendinde bir hak olarak görürken cezaevinden çıktığımdan beri (Yani bir sene üç aydır.) düzenli olarak yazı yazan şahsımın, tüm yazdığı yazılar ülke tarihinde görülmemiş kişi sayısı tarafından okunuyorsa benim Türkiye’de hatta bölge coğrafyasında en çok okunulan yazar olduğum gerçeği ortaya çıkar (Bu şartlarda Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemde acaba ne gibi sorun olabilir?).

Bazı ART niyetli insanların söylediğim bu sözlere inanmayacağını bildiğim için yazımın sonunda son 15 günde yayınladığım birkaç adet yazımın, yönetici profilindeki erişim fotoğraflarını paylaşacağım (Hiç değilse bu sayede gözleriyle görürlerde bunlarla ilgilide fitne fesat üretemezler.).

Seçimden sonraki gün yazdığım karakter eksikliği ile ilgili yazı 6.850.000 kişi tarafından okunmuş. Yani Türkiye Cumhuriyetinde ki tüm gazetelerin toplam satış rakamının iki katı insan tarafından okunmuş. Beğeni olarak 118.000 beğeni almış. Yazıya 5 binin üzerinde yorum yapılmış.

Seçimden birkaç gün önce yazdığım “Bu Seçim Hilal ve Haçın Mücadelesidir.“ yazım 4.250.000 insan tarafından okunmuş ve astronomik orandaki beğeni ve yorumlar yine cabası…

Kıymetli Dostlarım, benim 15 aydır her gün yazdığım yazılarımın en az okunanı bile bugün ülkemizde yayınlanan en yüksek tirajı olan gazeteden bile daha yüksektir. En fazla okunan yazımın erişim oranı ise ülkemizde çıkan tüm gazetelerin toplam trajının iki katıdır (Benim en az beğeni alan yazım 14-15 bin, en fazla beğeni alan yazım ise 118 bin civarındadır.).

 2-3 bin kişi tarafından okunan yazarların, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından görüşmesi normal bir durum. Türkiyedeki tüm gazetelerin toplam tirajının iki katından daha çok okuyucusu olan şahsımın, Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi anormal bir durum öyle mi?

 Kıymetli Dostlarım, bir gün cezaevinde cezaevi sosyoloğu ve cezaevi savcısıyla otururken Sosyolog Bey’in yaptığı şu tesbiti hiçbir zaman unutmayacağım; Savcı Bey’e hitaben: Sayın Savcım, Ergenekon davasında parti başkanları, Genelkurmay başkanları, tanınmış yazarlar, Milletvekilleri ve daha birçok ünlü kişi var. Sayın SEDAT PEKER Bey’e gelen mektuplar (10 yıldır cezaevinde olmasına rağmen), bütün hepsine gelen mektupların toplamından daha çok… Bence SEDAT PEKER’in durumunu mahkemedeki yargılamalarla değilde toplum sosyolojisinde uzmanlaşmış sosyologlar tarafından yapılacak çalışmalarla anca açıklanabilir demişti.

 Benim özgeçmişime sahip bir insanın yazılarının okununurluluğunun yüksekliği, başka ülkede olsa inanın üniversitelerde tez konusu yaparlar. Ancak bizim ülkemizde bazılarının komplekslerinden dolayı, gazetelerde televizyonlarda haber bile yapmıyorlar.

 Kıymetli Dostlarım, Sayın Cumhurbaşkanı’nın insanların içinde beni kabul ederek elimi sıkıp sıcak bir şekilde birkaç kelime söylemesi tabi ki kendisi açısından bakıldığında birileri tarafından siyasi bir risk olarak görünebilir. Ancak benim fikrimi sorarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız şahsımla ilgili bazı art niyetlilerin özellikle görmek istemediği toplumdaki yerimi görmüştür.

Bu fotoğraftaki an, benim toplumdaki normalleşme konumum için önemli bir kırılma anıydı. Ben bunun farkındayım. Bu sebeplede yaşadığım sürecede Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı bu davranışından dolayı minnettar kalacağım.

BİR UMUTTUR YAŞAMAK