Sedat Peker'in liderliğini yaptığı iddia edilen suç örgütüne yönelik haklarında dava açılan 17'si tutuklu 92 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması tamamlandı.
Anadolu 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesince, sanık sayısının fazla olması nedeniyle konferans salonunda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmada, bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanıklardan Ozan Batıgün, suçlamaları reddederek duyum üzerine tutuklandığını öne sürdü. Sedat Peker'in yalnızca açılışlarına ve mitinglerine katıldığını ve fotoğraf çektirerek sohbet ettiğini anlatan Batıgün, Peker ile başka bir ilgisinin olmadığını savundu.
Sanık Süleyman Onur Kepenekçi, Cahit Çetin'in 2017 yılında silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin hakkında açılan davada yargılandığını hatırlatarak, “Bundan önce 19 celseye çıktım. 4 yıldır tutukluyum. Olay günü kurban almaya gittik. Yahya Kemal Osmanoğlu ile denk geldik. Çekmeköy'e gittik. Böyle bir olay oldu. Önce bir tartışma oldu kafenin önünde. Yahya Kemal Osmanoğlu ile Yusuf Yağma su almaya çıktı. O sırada Emre Topaloğlu geçti arabaya. Ben arabadan inmemle silahın patlaması bir oldu. Hemen arabaya bindim ve gittik. Bir hafta sonra öldüğünü öğrendim” diye konuştu.
Sedat Peker'i hayatında hiç görmediğini savunan Kepenekçi, “Cahit Çetin'i tanımıyordum. Böyle bir şey olacağını bilsem arabadan inmezdim bile. Örgüt suçlamasıyla ilgili bırakın Sedat Peker'i örgüt üyelerinin de hiçbirini tanımıyordum. Beni tanıyan varsa söylesin. Varsa bir fotoğrafım, mitingine gitmişliğim söylesin. Allah'a şükür kimse de beni birisini öldürmek için azmettiremez” dedi.
Sanık Yusuf Yağma, savunmasında, Cahit Çetin'in nasıl öldürüldüğünü şu sözlerle anlattı:
“Ben 5 senedir anlatıyorum. Çekmeköy'de bir ağabeyim var, Cahit Çetin'i onun aracılığıyla tanıdım. Biraz ağzı bozuk bu şahsın. Bunu birkaç kez uyardım. O akşam kurban almaya gidecektik. Biz bir kafeye uğradık. Küfür etti bana. Ben dedim bunlar bizi vuracak galiba. Bununla bir daha göz göze geldim. Sonra arabaya atladım. Silahı aldım, ayaklarına sıktım. Duydum gece ölmüş. Şimdi Sedat Pekerci oldum. Arkadaşlar kurban alacaktı, kurban oldular. Burçin Bal ölen vatandaşın yanındaydı. Ben ona da ateş edecektim aslında. O da bana küfür etti çünkü. Şimdi burada suç ortağı olduk kendisiyle. Olayda kimsenin bir hatası yoktur benim dışımda.”
Sanık Emre Topaloğlu, da üzerine atılı suçlamaları reddederek, “Ben tetikçi değilim, kimsenin de tetikçisi değilim. Yahya Kemal Osmanoğlu beni aradı 'Akşam boşsan kurban alımı var, gelmek ister misin?' dedi. Ben de 'Olur' dedim. Cahit Çetin'i de tanımıyorum. Sedat Peker ile alakam yok. Çekmeköy’e gittik. Ben arabadan aşağı inmedim. Yusuf Yağma ve Yahya Kemal Osmanoğlu aşağı indi. Bir tartışma oldu. Ben araca bindim yavaş yavaş götürdüm. Tam Yahya Kemal Osmanoğlu'nun yanına geldim 'Araca bin' dedim. Bu sırada Yusuf Yağma arka koltuktan silahını alarak ağzına mermiyi verdi” diye konuştu.
Duruşmada söz verilen diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Görüşü sorulan duruşma savcısı, sanıkların üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti, katalog suçlardan olması, kaçma ihtimallerinin bulunması ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kalması göz önünde bulundurularak 17 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 1 tutuklu sanığın "yurt dışına çıkış yasağı" şartını içeren adli kontrol tedbirleri kapsamında tahliyesine, diğer 16 sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Sanık Sedat Peker'in de aralarında bulunduğu firari 4 sanık hakkındaki yakalama kararlarının devamına hükmeden heyet, duruşmayı erteledi. (AA)