Sedef, ihmal edildiği ve kontrol altına alınmadığı takdirde, kalp, tansiyon ve obezite gibi birçok rahatsızlığa da zemin hazırlayabiliyor. Uz. Dr. Hande Ulusal, sedef hastalığı ile ilgili merak edilenler hakkında bilgi verdi.
Sedef, toplumda % 1-3 oranında görülmekte olan kronik bir hastalıktır. Keskin sınırlı, kırmızı bir zemin üzerine yerleşmiş sedef gibi beyaz renkte kabuklarla kendini gösterir. Kabukların renginden dolayı “Sedef hastalığı” denmektedir. Hastalığın tanısı dermatolojik muayene ile konmaktadır. Ancak bazı durumlarda biyopsi incelemesi gerekmektedir. Sıklıkla saç içinde, diz, dirsek ve tırnak gibi bölgelerde bulunabileceği gibi daha yaygın da olabilmektedir. Hastalığın oluşumunda bağışıklık sistemi ve genetik faktörler ön planda yer almaktadır. Ailesinde sedef hastalığı olmayan bir kişide hastalık gelişme riski % 1-2 iken, 1 veya daha fazla ebeveyninde hastalık görülen bir kişide risk % 50’ye kadar çıkmaktadır.
Hastalık iyileşme ve tekrarlama dönemlerinden oluşmaktadır. Bu yüzden ömür boyu devam edebilen bir hastalıktır. Kadınlarda genellikle daha erken yaşta başlamaktadır. Hastalığın başlangıç yaşı genellikle 20’li 30’lu yaşlardır. Kesin bir kural olmamakla birlikte hastalık ne kadar erken başlarsa ve aile öyküsü de varsa o kadar dirençli seyretmektedir. Sedef hastalığı özellikle yaygın olduğu durumlarda hastanın yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkilemektedir. Halk arasında “Sedef hastalığı bulaşıcıdır, sedef hastaları evlenemez” şekildeki olumsuz inanışlara itibar edilmemesi gerekir. Sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık olmadığından sedefli bir hasta diğer bir kişinin sağlığını tehdit etmez.
Fiziksel travmalar, soğuk hava, bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, stres, ağrı kesiciler başta olmak üzere bazı tansiyon ilaçları veya kortizonun kesilmesi, alkol ve sigara sedef hastalığını tetiklemektedir. Sedef hastalığı eklem romatizması (artrit),yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, obezite, depresyon, şeker hastalığı ve koroner kalp hastalığı gibi bir takım başka hastalıklara da zemin hazırlayabilmektedir.
Kesin tedavisi olmayan sedef hastalığında kullanılan birtakım ilaçlar bulunmaktadır. Hastalığın dağılım ve şiddetine göre tedavi seçeneğine karar verilmektedir. Hafif hastalıkta “topikal” yani deriye yüzeysel olarak uygulanan tedavilerden (kortizon, kalsipotriol, takrolimus vs) faydalanırken, daha yaygın olan hastalıkta fototerapi ya da geleneksel hap veya iğne tedavilerine (metotreksat, siklosporin, asitretin) geçilmektedir. Son yıllarda geleneksel tedavilere dirençli olan hastalarda “biyolojik ajan” denilen ileri teknoloji ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar iğne veya serum yoluyla dermatoloji, iç hastalıkları ve göğüs hastalıkları uzmanı gözetimi altında uygulanmaktadır.