Dünyaca ünlü piyano virtüözü Fazıl Say’ın kurucusu olduğu ve 14 yıl boyunca sanat yönetmenliğini üstlendiği Antalya Piyano Festivali’nden ayrılmasının ardından, göreve gelen Orkestra Şefi Gürer Aykal, Say’ın tepkisi hakkında, “Fazıl Say tarafından sosyal medyada festivali gasp etmiş gibi ilan edildim. Bütün bunlardan ötürü gerçekten çok kırıldım. Ama festivali en iyi biçimde götüreceğim. Ne kadar daha ayağı yere basan, köklü ve farklı bir festival olduğunu göreceksiniz” dedi. Aykal, “Bundan sonra ben de hiçbir zaman kendisinin eserlerini yönetmem veya onun projelerinde yer almam. Hatta elimde imkân olsa benim yönetimimde yapılan bütün DVD, CD ve diğer kayıtların iptal edilmesini isterim” ifadelerini kullandı.
Hürriyet gazetesinden Ezgi Atabilen’e konuşan Gürer Aykal, Antalya Piyano Festivali’nde yaşanan kriz hakkında konuştu. Atabilen’in “Bir daha Fazıl Say eseri yönetmem” başlığıyla yayımlanan (6 Kasım 2014) söyleşisi şöyle:
Fazıl Say “Benim kendi festivalimi gasp etti” demişti sizin için. Festivalin genel sanat yönetmenliğine gelmenizle başlayan tartışma sürecini anlatır mısınız?
Ben Amerika’daydım. Eski organizatör (Kadir Dursun) beni arayarak Antalya Piyano Festivali’nin zor duruma geldiğini, yardımcı olmam gerektiğini söyledi. Türkiye’ye geldiğimde öğrendim ki Fazıl Say festivalden ayrılmış. Sayın Hıncal Uluç ve Sayın Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel ile eski organizatörün gerçekleştirdiği bir toplantı yaptık. Festivalin yaşaması için genel sanat yönetmenliğini üstlenmemi istediler. Bütün konuşmalarımızı Sayın Say’a e-postayla gönderdim. Bu görüşmelerimizde Sayın Türel, Fazıl Say’ın bana saygısından festivalde çalmaya devam edeceğini düşünüyordu. Yani ben festivalin yaşatılmasına yardım etmek için çağrıldım. Sonra Fazıl Say tarafından sosyal medyada festivali gasp etmiş gibi ilan edildim. Bütün bunlardan ötürü gerçekten çok kırıldım. Ama festivali en iyi biçimde götüreceğim. Ne kadar daha ayağı yere basan, köklü ve farklı bir festival olduğunu göreceksiniz.
Fazıl Say yazışmalarınızda festival yönetimiyle ilgili Menderes Türel’le yaşadığı bir anlaşmazlıktan ya da sizin festivali devralmanızı arzu etmediğinden bahsetmiş miydi?
Hayır, bana öyle bir şey söylemedi. Benim için Antalya kapanmıştır, dedi. Ben de “O zaman ben de bu festivalin içinde olmam” dediğimde organizatör benim burada direnmemi, festivali kurtarmamı istedi. Yoksa ben gerçekten içlerinde olmazdım.
Fazıl Say, Atatürk rozetini yakasından eksik etmeyen Gürer Aykal’ın AKP’li bir belediye başkanıyla el sıkışmasını siyasi duruşuna aykırı bir tavır olarak yorumladı...
Ben Menderes Türel’i tanımazdım. Kendisi belediye başkanıyken bizi Fazıl Say ve organizatör tanıştırdılar. Türel o zaman da AK Partiliydi, şimdi de AK Partili. Ben o zaman da Atatürk rozeti takıyordum, bugün de takacağım. Benim Atatürk rozeti takmam Atatürk’ün müzik devrimlerine bağlılığımdır. Bu rozeti yaşamımın sonuna kadar göğsümde taşıyacağım, hem de dimdik durarak. Asıl mesele müziktir, sanattır. Nerede olursa olsun çok sesli müzik çalışmalarının devam etmesi için donanımlarım ölçüsünde yardım ederim. Antalya Piyano Festivali’nin devam etmesi için de kendimi ortaya koydum. Bu Antalya’da değil, Siirt, Batman veya Muş’ta da olabilirdi. Üstelik ben Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın kuruluşunda ve gelişiminde görev alan birisiyim. Yani ben 2000 yılından beri Antalya’da görevdeyim, yeni gelmedim.
Fazıl Say’la sizin aranızda yakın bir ilişki vardı. Fakat bu tartışmalardan sonra kendisi artık onun eserlerini yönetmenizi istemediğini bildirdi. Ne düşünüyorsunuz?
Fazıl’ı ben çok önceden tanırım. Eserlerini 20 yıldan fazladır yönetirim. Fazıl’ı ben Amerika’da çalışırken de orkestrama iki kez çağırdım, eserlerini çaldırdım. Ben bütün Türk bestecilerinin eserlerini çaldırırım, görevim budur. Herhalde Fazıl’ın eserlerini en çok yönetmiş Türk orkestra şefi de benim. Fazıl’ın eserlerinin çalınması için kendi kurumum Borusan Sanat’la da ilişkiler kurmuştum. Fazıl’ın eserlerini kaç kez yönettim, onu kaç kez seyirciye selama çağırdım bilemiyorum. Hesabını da yapacak değilim. Ben kendi ülkemden bir besteciyi her zaman tutarım. Fazıl da bunlardan birisiydi. Ama Fazıl benim kendi eserlerini yönetmemi ve benim kendisiyle hiçbir projede olmamı istemediğini bana bildirmiştir. Bundan sonra ben de hiçbir zaman kendisinin eserlerini yönetmem veya onun projelerinde yer almam. Hatta elimde imkân olsa benim yönetimimde yapılan bütün DVD, CD ve diğer kayıtların iptal edilmesini isterim.
Bu yıl festivaldeki yenilikler neler?
Festivaldeki en önemli yenilik, Türkiye’deki konservatuvarların seçkin piyano öğrencilerinin festivalden yararlanmalarının sağlanacak olması. Çünkü piyanistlere en kestirme yoldan böyle ulaşabilirsiniz. Bu öğrencilerin oraya çağrılmış olmaları beni öylesine mutlu kıldı ki. Ondan başka festivalde tabii ki çok önemli sanatçılarımız var. Bu sanatçıların Antalya’da olması, Antalya’mız için gerçekten bir onurdur.
Festival bir orkestraya gebe demiştiniz. Adı da Uluslararası Akdeniz Filarmoni Orkestrası. Nasıl bir proje bu?
Akdeniz’de orkestraları olan bütün ülkelerden üyelerin katılımıyla uluslararası bir orkestra oluşturulacak. Bu Türkiye’de bir ilk ve Antalya da bu ilkin merkezi olacak. Bu orkestrayı dünyanın en önemli şefleri yönetecek. O büyük şeflerin yanı başına gencecik solistlerimizi koyacağız ve Türk bestecilerinin eserlerini çaldıracağız. Böylece Türk sanatçılarını dünyaya sunacağız. Bu bence Antalya’nın kültürde yapacağı en büyük atılımlardan biridir. Antalya Akdeniz’de kültür başkenti olarak adını duyuracaktır.
Bu sene 15 yaşına giren Uluslararası Antalya Piyano Festivali yarın başlıyor. Üç hafta sürecek festival kapsamında, 20 konser, 8 ustalık sınıfı, 20 atölye ve 6 söyleşi yapılacak. Aralarında Alfred Brendel, Christian Zacharias, Eliane Elias, Tord Gustavsen, Hüseyin Sermet gibi klasik müzik ve caz dünyasından isimlerin bulunduğu 26 virtüöz, 29 Kasım’a kadar şehrin sesine müzik katacak. Alfred Brendel’in ‘Onur Konuğu’ olduğu festivalin 7 Kasım’daki açılış konseri şef Gürer Aykal yönetimindeki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’ndan. Türk bestecilerin eserlerinin seslendirileceği konserin solisti ise piyanist Gökhan Aybulus. Konser repertuvarında Ulvi Cemal Erkin ve Ferit Tüzün’ün yanı sıra genç besteci Onur Nurcan’ın ‘Fantasia’ adlı lirik eseri de yer alıyor. Festival, Juilliard’lı iki erkek, üç kız kardeşten oluşan The 5 Browns’ın konseriyle 29 Kasım’da kapanacak.