Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün bu yıl 11.sini yayımladığı Yolsuzluğun İhracı (Exporting Corruption) 2015 Raporu’na göre, OECD Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi Sözleşmesi’ni (Sözleşme) imzalayan 41 ülkenin 22’si, Sözleşme’nin sınır ötesi rüşvetle mücadele etme yükümlülüğünü ihlal ederek, son dört yıl içerisinde yabancı kamu görevlilerine rüşvet ile ilgili hiçbir kovuşturma veya inceleme yapmadı. Türkiye ise geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer aldı.
Raporda, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının takipsizlikle sonuçlanmasına ve bu süreçte yargı bağımsızlığı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair endişelere işaret edildi
2015 Raporu, sözleşmenin yürürlüğe girmesinin üzerinden 16 yıl geçmiş olmasına rağmen, 41 ülkeden sadece 4’ünün (Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, İsviçre) Sözleşmeyi aktif bir şekilde uyguladığını, Sözleşme kapsamında soruşturma yürüttüğünü, yargılama yaptığını ortaya koydu. Sözleşmenin uygulaması bakımından 6 ülkenin ‘orta seviyede’, 9 ülkenin ‘sınırlı’ olarak değerlendirildiği raporda, 20 ülkenin ise şirketlerin yolsuzluğu dünya çapında yaymalarını (ihraç etmelerini) önlemek amacıyla hiç önlem almadığı ya da çok az önlem aldığı, 2 ülkede ise ölçüm yapılamadığı belirtildi.
Türkiye′nin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer aldığı raporda, 17-25 Aralık Yolsuzluk soruşturmasının takipsizlikle sonuçlanmasına ve bu süreçte yargı bağımsızlığı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine dair endişelere işaret edildi.
Raporda, bu soruşturmanın her ne kadar sözleşme ile ilişkili olmasa da soruşturma sonrasındaki sürecin her türlü yolsuzluk soruşturmalarını etkileyecek bir boyutu olduğu vurgulandı.
Bu bağlamda, Şubat 2014-Ekim 2014 arasında “makul şüphe”ye ilişkin yapılan değişikliklere ise raporda ayrıca değinildi. Raporda işaret edilen bir başka nokta da son bir yıl içerisinde yolsuzlukla mücadele konusunda yasal düzeyde atılan tek adımın bir “genelge” olması...
Yolsuzlukla mücadele konusundaki eylem planlarının hazırlanması ve yürütülmesinde sivil toplum katılımının sağlanmadığının, tüzel kişilerin sorumluluğunda hala bir ilerleme kaydedilmediğinin, HSYK’nın bağımsızlığı konusunda endişelerin mevcut olduğunun, sözleşmenin Türkiye’de yürürlüğe girdiği tarihten mahkumiyet ile sonuçlanan bir davanın bulunmadığının belirtildiği raporda Türkiye için şu tavsiyelere yer verildi:
- Yargı, siyasi baskılara karşı korunmalıdır.
- Yabancı kamu görevlilerine rüşvet iddiaları etkili bir şekilde soruşturulmalıdır.
- Şirketlerin yurtdışındaki rüşvet eylemlerine karışmasının engellenmesi için tüzel kişilere öngörülen para cezaları arttırılmalıdır.
- Mahkemelerin yurtdışındaki rüşvet eylemleri ile ilgili tüm kararlarını yayınlamasının şart koşulmalı, soruşturma ve davalara ilişkin veriler düzenli olarak derlenmelidir.
- Özel sektör çalışanları ve kamu görevlileri, kendi kurumlarında yolsuzlukla mücadele konusundaki farkındalığı arttırmak için eğitime tabi tutulmalıdır.
- Gerek özel sektörde gerekse kamu sektöründe ihbarda bulunan kişilerin (whistleblower) korunması geliştirilmelidir.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü başkanı José Ugaz, “Devletler, OECD Ticari İşlerde Yabancı Kamu Görevlisine Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi’ni imzalayarak sınır ötesi yolsuzluğu inceleme veya kovuşturma yapacaklarını taahhüt etti, fakat hemen hemen yarısı buna uymuyor. OECD bu ülkelerin kötü performansını önlemek amacıyla yaptırımda bulunmalı. Uluslararası hukuk yükümlülüklerini ihlal ederek sınır ötesi yolsuzlukla savaşmamak tolere edilemez" dedi.
“Az veya hiç uygulama kaydedilmeyen” ülke kategorisinde yer alan ülkelerden 6’sının G20 Ülkesi olması, bu ülkelerin aynı zamanda G20’nin 2015-2016 Yolsuzlukla Mücadele Eylem Planı’nda ortaya konulan hedefleri de gerçekleştiremediğini göstermektedir.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ne göre bu sonuçlar, dünyadaki ihracatın neredeyse üçte ikisini gerçekleştiren OECD Sözlemesi ülkelerinin sınır ötesi yolsuzlukla mücadele seviyesini arttırmak amacıyla sivil toplumun ve özel sektörün, devletin ihmallerini ortaya koyan çalışmalar yapması gerektiğini ortaya koyuyor.
Raporu İngilizce okumak için tıklayın