İstanbul Şehir Üniversitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın suçlamalarına yazılı yanıt verdi. Açıklamada, “İstanbul Şehir Üniversitesi’ne ilişkin gündeme getirilen ve Üniversite’yi zan altında bırakan asılsız iddiaları üzülerek takip etmekteyiz. Üniversite’nin tüzel kişiliği, mensupları (öğrencileri, öğretim elemanları ve çalışanları) ve paydaşlarının hakları ile kurumsal ve bilimsel birikimi siyasi tartışmalara kurban edilmemelidir” denildi.
İstanbul Şehir Üniversitesi’nin açıklaması söyle:
Üniversitemize yönelik baskı, müdahale ve siyasi tartışmaların eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerini kesintiye uğratmasından, devam eden hukuki süreçleri etkilemesinden derin bir kaygı duymaktayız. Bu bağlamda öne çıkan yanıltıcı beyanlara karşı açıklamamız belgeleri ile birlikte aşağıda sunulmuştur.
1. Dragos kampüs arazisinin İstanbul Şehir Üniversitesi’ne devri yürürlükteki yasalara uygun olarak yapılmıştır.
2. İstanbul Şehir Üniversitesi’ne Halkbank tarafından bankacılık mevzuatına uygun olarak kullandırılan yatırım kredisi, bütünüyle kampüs inşaatı için harcanmıştır.
3. İstanbul Şehir Üniversitesi, kredi borçlarını ödeyebilecek kapasiteye sahip olup bu süreçte borçlarının silinerek kamu tarafından yüklenilmesini asla talep etmemiştir. Üniversite’nin talebi mevcut yasalar çerçevesinde borçlarının yeniden yapılandırılmasından ibarettir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Mimarlar Odası'nın, üniversiteye İstanbul Kartal'daki eski TEKEL arazisinin devriyle ilgili açtığı davalar zincirinde son olarak Danıştay, bedelsiz arazi devri gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Üniversitenin bu araziyi ipotek gösterip Halkbank'tan kredi almış olması nedeniyle Halkbank, Danıştay'ın kararına da dayanarak önce üniversitenin kredi teminatlarını durdurdu sonra da tüm bankalardaki varlıklarına tedbir koydu.
Bu durum, yıllardır kamuoyunda "muhafazakâr camianın prestijli entelektüel kurumlarından biri" olarak görülen üniversiteyi mali olarak hareket edemez noktaya getirdi.
Erdoğan, ''İstanbul'da bir Şehir Üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar. Bu üniversitesinin bir ayağında bizim olduğumuzu, diğer ayağında malum zatın olduğu söyleniyor... Şehir Üniversitesi'nin tahsisini başbakanlığım döneminde ben yaptım. Tahsisini ben yaptığım halde malum zat başbakan olunca bunu mülkiyet devrine dönüştürdü. Bu yapılamaz. Türkiye'de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü hiçkimseye bırakmıyorlar. Hani bunlar dürüstü. Bu mülkiyet devrini yaparken yanında Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Bitmedi; bunlar Halk Bankası'nı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halk Bankası'ndan kredi talebinde bulunuyorlar. Halk Bankası ciddi bir kredi veriyor. Maalesef bunlar, ödeme planında Halk Bankası'na ödemeleri yapmıyorlar. Halk Bankası da kendilerini sürekli uyarıyor. Şu anda borçları 417 milyon noktasında'' ifadelerini kullandı.
Yeni partisini kurma hazırlığındaki Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da "Üniversiteyi üniversite yapan araziler ve binalar değil, bilim insanları ve öğrencilerin oluşturduğu sosyal iklimdir. Her gördüğü araziye dolar hesabı ile değer biçenler bunu anlayamazlar" ifadelerini kullanırken, TBMM'de siyasilerin mal varlığının araştırılması için komisyonu kurulması çağrısı yapmıştı.