'Şehit olan 26 asker var ya, o askerlerden birinin annesiyim'

'Şehit olan 26 asker var ya, o askerlerden birinin annesiyim'

5 Eylül 2012 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olan mühimmat deposunda gerçekleşen patlamaya TSK kaza dedi. Olayda bombalarla hiç temas etmemiş kısa dönem erlere mühimmat taşıttırıldığı ve bu işlemin geceye sarktığı için araç farlarıyla yapıldığı öğrenilmişti, patlamanın ardından Binbaşı Ali Duran ile 2. Mühimmat Bölge Komutanı Kıdemli Albay Veysel Özbay ile depolardan sorumlu Üsteğmen Tuncay Aydın’a, “birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” savıyla dava açılmıştı.

Patlamada şehit olan erlerden birinin annesiyle konuşan Ahmet Hakan’ın "Afyon patlamasını ne çabuk unuttuk" başlıklı yazısı şöyle ;

Beşiktaş Çarşı’da gezerken yanıma geldi.

“Bakar mısınız” dedi ürkerek ve çekinerek, “Ben şehit annesiyim, sizinle konuşmak istiyorum”.

Buyur ettim. Başladı anlatmaya:

“İki yıl önce Afyon’daki patlamada şehit olan 26 asker var ya... O askerlerden birinin annesiyim.”

Durdum kaldım ve “unuttuğumu” hatırladım.

“Unutursak, kalbimiz kurusun” demiştik ya...

Sizi bilmem ama ben unutmuştum. Kurumuş bir kalp ezilir mi? Benimki ezildi.

İstanbul Teknik Üniversitesi’ni bitirmiş Ümit Gedik.

Kısa dönem er olarak askere gitmiş. Acemiliğini tamamlayınca Afyon’a gitmiş. Afyon’a gidişinin dördüncü günü patlamada can vermiş.

“Televizyondan öğrendik haberi” diyor anne Hanife Gedik.

Cenazesini bile görememiş.

Beşiktaş’ta Beşiktaş’ın evladına görkemli bir cenaze töreni düzenlenmiş, o kadar.

5 Eylül, patlamanın yıldönümüymüş. Bir tören yapılacakmış Afyon’da.

28 Ekim’de ise patlamanın sorumlularının yargılanacağı davanın duruşması varmış Eskişehir Adliyesi’nde.

“Tutuklu yargılanan bir tek sanığın bile olmadığı duruşmaları ısrarla takip ediyoruz, 28 Ekim’de de orada olacağız” dedi anne Hanife Gedik.

“Ben de orada olacağım” diye karşılık verdim.

Sessizce ve utanarak...