Şehit pilotun amcası Esed'le görüşen Çakırözer'i aradı

Şehit pilotun amcası Esed'le görüşen Çakırözer'i aradı

Suriye tarafından düşürülen Türk jetinde şehit olan Pilot Gökhan Ertan'ın amcası, Suriye devlet başkanı Beşşar Esed'le görüşen Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'i aradı. Ertan, Çakırözer'e "Oraya giderek bizi çok memnun ettiniz. Birilerinin gidip bu soruları Esad’a sorması lazımdı. Aldığınız yanıtların bir bölümünü inandırıcı bulmuyoruz" dedi.

Şehit pilotun amcası, Suriye devlet başkanı Beşşar Esed'le görüşen Utku Çakırözer'i arayarak teşekkürlerini iletti.   Çakırözer'in "Ne işe yaradı" başlığıyla köşesinden aktardığı (8 Temmuz 2012) konuşma şöyle:

Esad'a gidilmeli miydi?

Bir hafta önce sarayının kapısından girerken Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile yapacağım röportajın böylesine büyük yankı yaratacağı aklımın ucundan dahi geçmedi.

Kendilerini örnek aldığım ve yetişmemde katkısı olan büyüklerim başta olmak üzere meslektaşlarımdan, Cumhuriyet okurlarından ve toplumun çok değişik kesimlerinden gelen olumlu tepkiler, ‘İyi ki gazeteciyim’ dedirtti. Hepsine içten teşekkür ederim.

Aynı şekilde, mülakatın içeriğine ilişkin yorum ve eleştirileriyle eksiklerime dikkat çekenlere de teşekkürü borç biliyorum.

Bugün hâlâ “Esad’a gidilmeli miydi?” diye soranlar varsa, şehit pilotumuz Gökhan Ertan’ın, Şam dönüşü beni arayan amcası İhsan Ertan’ın şu sözleriyle bu tartışmayı kapatmak isterim:

“Oraya giderek bizi çok memnun ettiniz. Birilerinin gidip bu soruları Esad’a sorması lazımdı. Aldığınız yanıtların bir bölümünü inandırıcı bulmuyoruz. Özellikle de ‘Türk uçağı olduğunu bilmiyorduk’ sözlerini. Ama haklı bulduğumuz değerlendirmeleri de var. Geçen seneye kadar dostumuz olan Suriye ne oldu da bizim düşmanımız oldu? Biz yaşadığımız bu acıya rağmen, Suriye’yi düşman olarak görmüyor, savaş istemiyoruz...”

Ne işe yaradı?

Esad’la röportajda amacım; gerek uçak düşürme hadisesi gerekse o ülkede yaşananlar ve Türk-Suriye ilişkileri konusunda kamuoyunun elindeki bilgilerin artması ve çeşitlenmesini sağlamaktı. Dönüp ardıma baktığımda, Türkiye ve dünya kamuoyunun gündeminin birinci sırasındaki Suriye tartışmasına şu mütevazı katkıları sağlamaktan memnunum:

- Esad’ın kaderini Rusya’nın elinde gördüğünü, ‘geçiş hükümeti’ konusunda Rusya’nın pozisyonunu benimseyeceğini...

- Türk hükümeti ile köprüleri atmasına rağmen Türkiye ile savaş istemediğini...

- Düşürdükleri uçak konusunda pişmanlık duyduğunu ama özür dilemeyeceğini...

- Türk ve Suriye arasında 15 yıldır PKK ile mücadelede yürürlükte olan askeri diyaloğun bir süredir ortadan kalkmış olduğunu...

- Türkiye’ye karşı PKK kartını oynamaktan çekinmediğini...

- Ülkesindeki vahşete ilişkin BM raporlarına hiç aldırmadığını ve muhaliflerine şiddeti daha da sertleştirme eğiliminde olduğunu...

- AKP dış politikasının bölgemizde ‘mezhepçi’ bir algı yarattığını...

***

Ben gazeteci olarak üzerime düşeni yaptığıma inanıyorum. Gerisi okurların ve kamuoyunun takdiridir...