'Şehitleri nasıl izah ederiz'

'Şehitleri nasıl izah ederiz'
Eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Afganistan'a asker gönderme meselesini şöyle değerlendirdi: "Asker gönderdiğimizde nasıl olacak, oradan şehit cenazeleri gelmeye başladığı zaman? Bunu Türk milletine nasıl izah edeceğiz. Bu mümkün değil..." Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) tarafından üniversitenin Taksim'deki binasında düzenlenen “2. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Çalışmaları Sempozyumu”na “şeref konuşmacısı” olarak katılan Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, küresel terörizm, siber savaş gibi konular hakkındaki görüşlerini dile getirdi. “Biz belalı bir coğrafyada yaşıyoruz” diyen Büyükanıt, Türkiye'nin Kafkaslar, Akdeniz, Ege ve Balkanlar ülkesi olduğunu, dolayısıyla bütün bu coğrafyada Türkiye'nin güvenlik mülahazalarını çok ciddi gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Kafkaslar bölgesinde potansiyel krizin her zaman olduğunu belirten Büyükanıt, bu bölgede gelişebilecek olası krizlerin Türkiye'yi etkilememesinin mümkün olmadığını ifade etti. Büyükanıt, komşu İran'ın da olası olumsuz gelişmeler bağlamında Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini dile getirerek, çok ciddi potansiyel risk bölgesi olarak Türkiye'nin burnunun dibinde bulunduğunu söyledi. 'Irak 3'e mi bölünecek?'Türkiye'nin güney sınırında yer alan Irak'ın gelecek kısa vadede ne olacağının belli olmadığına da işaret eden Büyükanıt, “Acaba 3'e mi bölünecek? Sünniler, Şiiler ve Kürtler diye... Yoksa federatif bir yapıya mı bürünecek? Burada benim endişem var. Gelinen gelişmelerde Irak'ın federatif bir yapıyı sağlıklı yürüteceği kanaatinde değilim” dedi. Irak'ın daha çok bir konfederatif ülke görünümünde olduğunu belirten Büyükanıt, konfederatif devletlerin de tarihte uzun süre yaşama imkanı bulamadıklarını anlattı. Suriye'nin de Türkiye için potansiyel bir tehdit bölgesi olduğuna dikkati çeken Büyükanıt, Suriye'nin İsrail ve Filistin'e yakın olduğu için çok büyük bir potansiyel kriz bölgesi olduğunu kaydetti. Akdeniz'e bakıldığında ise Kıbrıs sorunu ile karşı karşıya kalındığını anlatan Büyükanıt, şöyle devam etti: “Kıbrıs Rum Kesimi, Akdeniz'in ortasına kadar Kıbrıs ile Lübnan, Kıbrıs ile Suriye, Kıbrıs ile Mısır ve orta hatta kadar kendi ekonomik münhasır bölgesi olduğu iddiasında bulunmaya başladı. Bu bölgede petrol arama için yabancı şirketlerle anlaşmalar yapmaya çalışıyor. Yunanistan'ın girişimleri de aynı yöndedir. Akdeniz'de en geniş kıyıya sahip Türkiye, bu çalışmalar Kıbrıs Rum Kesimi ya da Yunanistan'ın istediği istikamette çözülürse Akdeniz ekonomik bölgesinde Antalya körfezine mahkum olacaktır. Bu bir gerçektir.” Yunanistan'ın Rodos adası ile Meis adasını bir çizgi ile birleştirdiğini ve oradan Akdeniz'in ortasına kadar olan alanı kendisinin münhasır sahası olduğunu iddia ettiğini anlatan Büyükanıt, bu konuda Mısır ile anlaşma da imzaladığını ifade etti. Büyükanıt, “Bu konu bizim kamuoyunda bilinen bir konu değil. Onlar bir şey yapıyor. Biz peşinden koşuyoruz, itiraz ediyoruz. Peki, Türkiye ekonomik münhasır sahasını nasıl düşünüyor? Biz de onu belirleyelim. Biraz da onlar bizim peşimizden koşsun. Yapamadık maalesef...” dedi. 'Uçaklarımız ihlal etmiyor'Ege'de de Yunanistan ile bilinen sorunların var olduğuna işaret eden Büyükanıt, Yunanistan'ın sürekli olarak Türk savaş uçaklarının Yunanistan'ın hava sahasını ihlal ettiğini öne sürdüğünü kaydetti. Büyükanıt, şöyle devam etti: “Türk savaş uçakları Yunanistan'ın hava sahasını ihlal etmiyor. Ne yapıyor? Savaş uçaklarımız Ege'nin uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu yapıyor. Peki Yunanistan'ın 'ihlal ediyor' dediği ne? Bizim kara hudutlarımıza çok yakın olan bir FIR hattı var. Uçaklar geçerken bilgi veriyor. Ancak Yunanistan bu FIR hattını bir milli egemenlik sınırı olarak algılıyor. Bizim uçaklar FIR hattından geçiyor.” Yunanistan ile en büyük sorunun bu olduğunu da anlatan Büyükanıt, “Bu hallolsa herşey ortadan kalkar” dedi. Balkanlar, Türkiye için önemliGüvenlik açısından Türkiye'yi ilgilendiren diğer bir coğrafyanın da Balkanlar olduğuna dikkati çeken Büyükanıt, Balkanlar'da ne zaman bir kriz olsa Türkiye'nin etkilendiğini kaydetti. Güney Kıbrıs'ın pek çok bölgede AB ve NATO operasyonlarına monte edilmek istendiğini de anlatan Büyükanıt, Güney Kıbrıs'ın Türkiye'nin bloke etmesi nedeniyle NATO ile güvenlik anlaşması olmadığını vurguladı. Büyükanıt, “Türkiye, potansiyel kriz alanlarının ortasında yer alan bir ülke konumundadır. Bu coğrafyada güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmak da kaçınılmazdır. Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetleri geleceğe çok sağlam adımlarla ilerliyor” dedi. Güçlü bir ordunun barışı sağlamak için de var olduğunu anlatan Büyükanıt, ordunun caydırıcı bir güç olmasının önemine işaret etti. Büyükanıt, “1998 yılı sonbaharında Türkiye, Suriye'ye taarruz etmeye karar verdi. Ben o zaman harekat başkanıydım. O zaman ki başbakana gittim, Mesut Yılmaz'dı. Bana Başbakan dedi ki 'Bu savaş çok kanlı olmaz mı?', dedim ki, 'Kansız savaş olmaz zaten'. 'Yüzlerce tankı varmış' dedi. Dedim ki 'Sahip oldukları silahlı kuvvetlerin ülkelerini savunma imkan ve kabiliyeti yüzde sıfır'. Bu bizim karar vermemizi kolaylaştırdı.” dedi. 'NATO, Afganistan'da sıkıştı'Afganistan'da Türkiye'nin 2 kez kuvvet komutanlığı yaptığını anımsatan Büyükanıt, “NATO, Afganistan'da sıkışmış durumda” dedi. NATO'nun Afganistan'a Türk askerlerini terörle mücadele için de istediğini hatırlatan Büyükanıt, “Sürekli asker isterler ve Türk Silahlı Kuvvetlerini de bir asker deposu olarak görürler. Niçin terörle mücadele için asker göndermeyeceğiz? Türkiye kendisi terörle mücadele ediyor. On binlerce askerimiz... Bizim milletimiz, oğlu şehit oluyor, alıyor bayrağı öpüyor. 'Ben çok mutluyum şehit babasıyım' diyor. Annesi 'vatan sağ olsun' diyor. Neden? Orada vatan müdafaası yapılıyor. Peki yarın terör için Afganistan'a asker gönderdiğimizde nasıl olacak, oradan şehit cenazeleri gelmeye başladığı zaman? Bunu Türk milletine nasıl izah edeceğiz. Bu mümkün değil” diye konuştu. Büyükanıt, Türkiye'nin Afganistan'da terörle mücadeleye katılmaya karşı çıktığını ve bunda da zorlandığını söyledi.