Şeker fabrikalarının özelleştirmesi

-Şeker fabrikalarının özelleştirmesi -Şeker-İş Sendikası, özelleştirmelere dikkat çekmek için başta Cumhurbaşkanı,  TBMM Başkanı ve Başbakan olmak üzere ilgili bakanlara, milletvekillerine,  yazılı ve görsel basına ''konuşan şeker pancarı'' gönderecek ANKARA (A.A) - 30.11.2011 - Şeker-İş Sendikası, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş'ye ait bazı fabrikaların özelleştirilmesine dikkat çekmek için başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ilgili bakanlara, milletvekillerine, yazılı ve görsel basına ''konuşan şeker pancarı'' gönderecek. Dün Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığında 10 şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin yapılan ihalede, Portföy-B ve Portföy-C'nin nihai pazarlık görüşmelerinde toplam 922 milyon elde edilmişti.  AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkan Şeker-İş Sendikası, Gül, Çiçek ve Erdoğan, ilgili bakanlar, milletvekilleri ile yazılı ve görsel basına göndermek üzere, şeker sektörünün stratejik öneminin, Türkiye'deki şeker sanayisi ve özelleştirme sürecinin, şeker üretiminin ekonomik ve sosyal etkilerinin, dünyadaki uygulamaların anlatıldığı bir mektup hazırladı. İlgililere, mektubun yanı sıra, ''ben bir şeker pancarıyım'' diye başlayan ve özelleştirmeye ilişkin sıkıntı, talep ve önerilerin yer aldığı bir metnin iliştirildiği ''konuşan şeker pancarı'' ile ''yüzde 100 şeker pancarından üretilmiş, yüzde yüz sağlıklı ve doğal'' şeker de gönderilecek. Şeker pancarının ''ağzından'' kaleme alınan metinde, şu ifadelere yer veriliyor: ''Bakmayın böyle ufak-tefek göründüğüme. İçtiğiniz çayın, kurduğunuz sofranın tadında ben varım. Soluduğunuz havada, kullandığınız ilaçta bile ben varım. İnanmıyorsanız anlatayım. Türkiye için her yıl 3 milyar dolar yerli katma değer sağlayan benim. 10 milyon insana iş ve ekmek kapısı olan benim. 250 bin çiftçiye yerinde üretim imkanı sağlayarak, köyden kente göçü önleyen benim. Bugüne kadar hiç feryat ettiğimi duydunuz mu? Günlerce toprağın altında kaldım. Dirgenlerle sökülüp, hoyratça kamyon kasalarına atıldım. Lime lime doğrandım, kaynar kazanlara atıldım. Hiç sesim çıktı mı? Hep sizin için katlandım. Çünkü hayatınıza kattığım tat beni mutlu etmeye yetti.  Şimdi sıra sizde. Çünkü beni yok etmeye çalışıyorlar. Önce kota kota diyerek, yaşam alanımı daralttılar. Benim yerime şu NBŞ dedikleri tatlandırıcıyı getiriyorlar. Şimdi de işlendiğim şeker fabrikalarını satıyorlar. Önce özelleştirip sonra kapatacaklar. Oysa fabrika olmazsa üretim olmaz. Üretim olmazsa istihdam olmaz. Benim için sorun değil. Ben gider kendime başka topraklar bulurum. Ama ben Anadolu'yu seviyorum. Bu topraklara aidim. Bana sahip çıkın. Çünkü bana sahip çıkmak Anadolu'ya sahip çıkmaktır.'' -Mektuptan- Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek ve Başbakan Erdoğan olmak üzere ilgililere gönderilmesi planlanan mektupta, şeker sanayisi ''şahısların eline bırakılamayacak kadar stratejik bir değer'' olduğu belirtilerek, şeker sanayisinin oluşturduğu istihdam ve yan sektörlere sağladığı girdilerle en fazla katma değer oluşturan sektörlerin başında geldiği ifade edildi.  Şeker üretiminin Türkiye ekonomisi için her yıl yaklaşık 4,8 milyar lira yerli katma değer yarattığına işaret edilerek, doğrudan ve dolaylı olarak 10 milyon kişiye iş ve ekmek olanağı sağlandığı vurgulandı.  (CAN-ZVR)