Adana Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, geçen yıllarda Adana ve Mersin'de meydana gelen selin ardından Mersin Körfezi'nde kilometre karede 500 bin adet olan mikroplastik sayısının 14 kat artarak, 7 milyona kadar çıktığını tespit ettiklerini söyledi. Selin, Karadeniz için de benzer tehlikeye yol açacağını belirten Gündoğdu, "Sel felaketiyle beraber yetersiz atık yönetimi altyapısının Karadeniz'deki mikroplastik kirliliği boyutunu düşünülenden çok çok daha şiddetli hale getirdiğini tahmin ediyoruz" dedi.
Adana Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gündoğdu'nun 2018 yılında yaptığı çalışmada, Aralık 2016 ve 2017 Ocak aylarında Mersin ile Adana bölgesindeki aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sel ile denizdeki mikroplastik miktarının 14 kat arttığını ortaya koydu.
Gündoğdu, Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki sel felaketi ile Karadeniz'de de ciddi anlamda mikroplastik kirliliğinin yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Mersin Körfezi'nde 1 kilometrekarelik alanda yaptığı çalışmaları değerlendiren Doç. Dr. Gündoğdu, "Sel felaketiyle beraber tüm sahil bölgesinin sularla kaplı olduğunu görmüştük. Bu esnada çok ciddi miktarda da mikroplastiğin ve diğer plastik kirleticilerin denize karıştığını belirledik. Çalışmaları sel felaketi sonrası tekrarladığımızda kilometre karede 500 bin adet olan mikroplastiklerin sayısının 14 kat artarak 7 milyona kadar çıktığını tespit ettik" dedi.
Karadeniz Bölgesi'ndeki sel felaketinin geçen yıllarda Doğu Akdeniz Bölgesi'nde yaşanan selden çok daha şiddetli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Gündoğdu, şöyle devam etti:
"Şeffaf plastik parçacıkların büyük çoğunluğu tarımsal kökenli oluyor. Bunlar sera örtü poşetleri, damla sulama boruları gibi malzemelerin parçaları olabiliyor. Sel ile birlikte de denizel ekosisteme taşınıyor. Özellikle şeffaf olan plastikler balıklar için büyük bir risk oluşturuyor çünkü fark edilmesi bizler için bile oldukça zor. Bunların balıklar tarafından yenmesi balıklarla beraber insanlara kadar transfer olması anlamına geliyor. Bu da hem balıklar hem de insanlar için ciddi sağlık riskleri yaratabilir." (DHA)