HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Saray’da aklını ve vicdanını yitirmiş, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen, en yakın arkadaşlarını sata sata Saray’ın merdivenlerinden çıkmış bir kişiyle bu ülkeye barış gelmez” dedi.
Demirtaş, partisinin Diyarbakır il örgütünün düzenlediği iftar yemeğinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İMC'de yer alan habere göre Demirtaş'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Sancılı, zorlu, tarihi süreç değiliz diyoruz. Bir tarihi geçmişimiz var, geleceğimiz de buna göre şekillenecek. Geçmişi tarihi yanlış okuyanlar bu topraklardan silinip gidecektir. Biz kendimize güvendiğimiz için kalıcı olacağımıza inanıyoruz.
Tekçilik bu coğrafyada hiçbir zaman geçer bir siyaset olmadı. Tek bir mezrada bile tek bir anlayışı hakim kılamazsınız.
Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Yüksekova’da bize yaşatılan felaketlerin temel nedeni yine budur. Bu toprakların hakikatine uygun siyaset devleti yönetenler tarafından hiç uygulanmadı. Tekçi, faşist anlayış hakim olduğu için Kürt sorunu diye bir şey var.
Hiçbir model başlı başına eşittir demokrasi anlamına gelmez. Modelin değil, işleyişin kendisinin demokratik olması önemli. Bir halk yönetime katılma sürecine dahil olamamışsa, sorun işte buradadır.
Nedir bunun nedeni? Kürtler yönetime katılmak istiyor, dilini istiyor, emperyal bir müdahaleyi kabul etmiyorlar. Budur nedeni.
Tarih, hatalar üzerine yazılmaz. Ortadoğu yeniden şekilleniyor. 100 yıl önce dünyanın en güçlü ülkelerinden biri kurulmuş olabilirdi, Türkler gibi, Farslar gibi Kürtlerin de bir devleti olabilirdi. Ancak, halkın birliği yoktu.
Şimdi aradan 100 yıl geçti, Ortadoğu yine kasıp kavruluyor. Ne olacağını kimse bilemiyor. Türkiye’de yaşayan tüm halklar, inançlar bizim ittifakımızdır. Bu kargaşa bittiğinde yine bu toprakların kadim hakları, bizler burada olacağız.
Demokrasi satın alınamaz. Onun için mücadele ettikçe ona yaklaşırız.
En nihayetinde ortaya çıktı ki bir tarafta Sayın Öcalan’ın, bir tarafta Erdoğan’ın yürüttüğü tartışmada, ortada buluşma koşulu yokmuş. Bugün Cizre’den Edirne’ye kadar herkesin yandığı bu yangın olmayabilirdi. Barışın gelme ihtimali bile güzeldi. Biz kalıcı barış için her türlü adımı attık.
Başaramadığımız bir barış süreci ortada duruyor. Benim naçizane anladığım, bu Saray’da aklını ve vicdanını yitirmiş, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen, en yakın arkadaşlarını, partiyi birlikte kurdukları yoldaşlarını, sata sata Saray’ın merdivenlerinden çıkmış bir kişiyle bu ülkeye barış gelmez. Ben buna inanıyorum.
Keşke barışa, demokrasiye birazcık inansaydı. 14 yıldır geliştirdikleri hiçbir politika barışa hizmet etmemiştir.”