Selahattin Demirtaş: İnsanlıktan çıkanlar, vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyor

Selahattin Demirtaş: İnsanlıktan çıkanlar, vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyor

HDP Eş Genel Başkanı, Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'teröre destek verenlerin' vatandaşlıktan çıkarılması yönündeki açıklamalarına “Asıl insanlıktan çıkmış olanlar, bizi vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyorlar. Biz kendilerini insanlığa davet ediyoruz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul’da çeşitli İslami örgüt ve çevrelerin temsilcileri ile bir araya geldi. Demirtaş, Elit World Otel’de düzenlenen toplantı öncesi gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

 

“Oy kaybı” iddiası

 

“Bizim de yaptırdığımız araştırmalar var. HDP hiçbir yerde oy kaybetmiş değil, güven kaybetmiş değil. Türkiye kan kaybediyor. Mesele partilerin oy artırmasından çok Türkiye’nin kan kaybediyor olmasıdır. Can kaybediyor olmasıdır. Biz işin bu kısmını daha çok önemsiyoruz. Ama öyle yansıtıldığı gibi halk nezdinde ne oy ne de güven kaybetmiş değil.

 

Vatandaşlıktan çıkarılma

 

Bu husus darbe dönemlerinde hayata geçirilmiş cunta uygulamalarıdır. Benzir uygulama aynı zamanda Hitler faşizmi döneminde gerçekleştirilmiş uygulamalardır. Vatandaşlıktan çıkarmanın koşulları öyle kolay değil. Bu vatan herkesin ortak vatanıdır, böyle görecek herkes ve buna inanacak.

Tek bir etnik kimliğin, tek bir ırkın vatanı değil. Irkçılık yaparak, ‘benden olmayan herkes vatanın hainidir, bu ülkenin vatandaşlığını taşıyamaz’ derse kendi eliyle toplumu paramparça eder.

Asıl insanlıktan çıkmış olanlar, bizi vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyorlar. Biz kendilerini insanlığa davet ediyoruz. Çıktıkları insanlığa bir geri dönseler ülkede huzuru, barışı, güveni sağlamak daha mümkün olur.”

 

Sığınmacılar

 

“Savaşın sürdüğü yere gitsinler diye bir yaklaşım içeriside olamayız. Fakat Türkiye’de de bir hukuka kavuşturulmaları gerekiyor. Mülteci hukukundan faydalanamıyorlar, iltica edemiyorlar. Madem Türkiye’de yaşayacaklarsa demografik müdahalelere, etnik çatışmalara mezhep gerilimine de fırsat vermeyecek düzenlemeler yapmak gerekir.

Evet, bu insanları bu topraklarda kalma hakkı var. Bizler kadar bu toprakların sahibi gibi görmek lazım, bir tehdit, tehlike olarak görmemiz lazım. Ama siz ısrarlar Maraş gibi bir yerde, Alevi katliamının daha travmasının atlatılamadığı bir yerde oradaki nüfusun birkaç katı mülteci oraya götürürseniz zaten bir güven oluşturmamış hükümet olarak oradaki insanları tedirgin edersiniz.

Daha doğru düzenlemeler yapmak lazım ve mümkünse bu insanların vatandaşlık ve çalışma hakkı dahil Türkiye’nin her yerinde vatandaş olarak yaşamalarının önünü açmak lazım. Öyle kamplarla, demokrafik yapıyı tehlikeye atacak müdahalelerle olmaz. Oralarda yaşayan insanları da tedirgin eder haklı olarak.

 

Ensar Vakfı

Ensar denilen vakıf, AKP’nin ideolojik alt yapısını, dindar gençlik yetiştirme projesini hayata geçiren vakıflardan biri. Sırf ona zarar gelesin diye, tartışılmasın diye bu tecavüz olaylarının, istismar olaylarının üstünün örtüldüğü anlaşılıyor.

Ülkenin bu işlerden sorumlu bakanı pervasızca, sorumsuzca açıklamalar yapmaya devam ediyor. ‘Bunları nasıl önleriz’ diye tartışmak yerine, aşağılayıcı, hakaret içeren sözlerle konuyu başka bir mecraya taşınmasından biz rahatsızız. Bu mesele liderler arasında siyasi polemik olacak kadar basit bir mesele değildir.”